Bu terazi bu sıkleti çekmez!

Ülkemizde son yıllarda AB hedefleri kapsamında çalışma hayatına dair en önemli konularından biri, kuşkusuz kayıt dışı istihdamla mücadeledir.

  • GİRİŞ18.03.2013 09:21
  • GÜNCELLEME18.03.2013 09:21

Bu mücadele kapsamında izlenen politikalar, imzalanan protokoller ve çalışmaların sonuçlarına ilişkin bilgiler de kamuoyu ile sürekli olarak paylaşılıyor. Özellikle Çalışma Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yürüttüğü çalışmalar ile kayıtdışı istihdamın TÜİK'in verilerine göre Kasım/2012 itibariyle %38.5'e gerilediği hatta tarımda çalışanların hariç tutulması halinde bu oranın %24,2 olduğu açıklandı. OECD Ülkelerinde ise bu oran %10 civarındadır.

Kayıt dışı istihdamla mücadelede en önemli rol SGK'nın "denetim elemanlarına" düşmektedir. Hatta gelinen noktada kayıt dışı istihdamla mücadeleye yönelik denetimler sadece SGK'nın taşra teşkilatında görevli Sosyal Güvenlik Denetmenleri'nce yerine getirilmektedir. Denetmenlerin, 5510 sayılı Kanun'la kendilerine verilen görevlerinin en başında kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınması, diğer bir ifadeyle de sigortalılıklarının sağlanması konusu gelmektedir. Üstelik bu görev yalnızca sigortalılığın sağlanması ile sınırlı kalmayıp, yine son günlerde gündemde olan "primlerin asgari ücret üzerinden yatırılması" şeklinde ortaya çıkan ve kayıt dışılığın bir başka boyutu olan uygulamaların önlenmesini de kapsamaktadır.

2011/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi "Kayıt Dışı İstihdamla Mücadelede Kamu İdareleri Denetim Elemanları" konulu Başbakanlık genelgesi ile de SGK denetim elemanlarının iş yükünü bir nebze olsun hafifletmek ve kayıtdışı istihdamla top yekûn bir mücadele sergilemek amacı güdülmüş ve tüm kamu denetim elemanlarının kendi konularına giren denetimleri yaparken mutlaka kayıtdışılığa yönelik tespitleri de yapmaları ve sonuçlarını SGK'ya bildirmelerinin önemi ve gereği vurgulanmıştır.

Ancak uygulamada diğer kamu denetim elemanlarının kayıtdışı tespitindeki rolü yüzde 1'i geçmemektedir. Kayıt dışı ile mücadelede en önemli rol yüzde SGK denetmenleri tarafından yerine getirilmektedir. Bu iş hassas bir altın terazisinde yüz tonluk kamyonu tartmaya benzer ki o terazinin düzeni bozulur. Böylesine bir yükü akıl terazisi çekmez. SGK denetmenlerinin, bağlı oldukları şartlarda, hiçbir iyileştirme yapılmadan bu yükün altından kalkması beklenemez.

***

Denetimin bağımsızlığı, "Denetmenin bağımsızlığına" bağlıdır

Kayıtdışı istihdamla mücadelenin yanı sıra vatandaşlarımıza aylık bağlanması sürecinde ortaya çıkan denetim ihtiyaçlarının karşılanmasından, iş kazası ve meslek hastalıklarının soruşturulmasına kadar yaklaşık 20 ayrı konuda denetim, kontrol, tespit ve inceleme yapmakla görevli olan ve işveren, sigortalı ve hak sahipliği anlamında neredeyse ülke nüfusunun tamamının ilgilendiren ve etkileyen konularda görev yapan soysal güvenlik denetmenleri, bugün Türk kamu yönetimi denetim yapısı içinde, gerek teşkilatlanma yapısı gerekse özlük hakları bakımından emsal kadroların çok gerisinde kalmıştır. Hatta Sosyal Güvenlik Denetmenliği'nin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili kısmında sayılmamış (yer verilmemiş) olması ve buna yönelik bir düzenlemenin de hala yapılmaması bile başlı başına bir sorundur.

Sahip oldukları görev, yetki ve sorumluluklar bakımından çok önemli bir misyon yüklenmiş olan Sosyal Güvenlik Denetmenleri ile ilgili geçtiğimiz günlerde eski kurum Başkanı Fatih Acar'ın giderayak yaptığı son hamle ile hukuk faciası niteliğinde bir yönetmelik değişikliği yayınlandı. Yapılan bu son yönetmelik değişikliği ile gerek bağlı bulundukları hiyerarşik amir sayısının artması, gerekse denetmenlerin diğer idari, siyasi ve bürokratik düzeyde yerel baskılara açık hale getirilmesi, denetim süreçlerinin bağımsızlığını ve tarafsızlığını tehlikeye düşürmektedir. Eli-kolu bağlı bir sosyal güvenlik denetmeninin, bağımsız denetim yapmasının zorluğunu anlatmaya gerek yok her halde! Bağlarını çözmeye çalışırken ya elini kırar ya da kolunu. Ne demişler "kol kırılır yen içinde kalır".

***

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

Sosyal güvenlik denetmenlerinin çalışma usul ve esaslarını düzenleyen yönetmeliğin ilk/değişmemiş halinde Sosyal Güvenlik İl Müdürü'ne veya görevlendireceği İl Müdür Yardımcısı'na bağlı olarak çalışacakları düzenlenmiş iken, değişiklikle Sosyal Güvenlik Merkez Müdürü'ne bağlı hale getirilmiştir. Ne gariptir ki iş bu yönetmelik değişikliğinden sadece 14 gün önce eski kurum Başkanı Fatih Acar imzası ile yayınlanan 2013/5 Sayılı "Sosyal Güvenlik Denetmenleri Denetim Standartları" konulu genelgede ise sosyal güvenlik denetmenlerinin sadece il müdürüne veya görevlendireceği bir il müdür yardımcısına bağlı olarak çalıştırılabileceği hükmü bulunmaktadır.

Şimdi sormazlar mı adama, 14 gün önce ne dedin 14 gün sonra ne diyorsun? 14 günde değişen ne oldu? O zaman demezler mi adama; bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? 

***

SGK kabuk değiştiriyor

SGK personeli derdini anlatacak yetkili bulamayınca, sorunlarını çözemeyince hizmet kalitesinde de artış olmamıştı. Ne personel memnundu, ne de vatandaş. Sorunları dinleyen olmayınca vatandaşta derdinin dermanını TBMM'de aramaya koşmuştu. Öyle ki SGK geçen yıl TBMM'ye en çok şikayet edilen ve herkesin muzdarip olduğu bir kurumdu. Özellikle SGK'da sistemin sağlıklı yürümesi için en önemli görevi yüklenen şef personelin kariyer imkanı bulamaması, şeflik sınavlarına kurumdaki yıl şartını doldurmuş tüm personelin girememesi sorunların bir yerde başlangıcını oluşturuyor. Bunun da ele alınması lazım.

Sadece SGK denetmenleri değil, kurumun başta şef ve icra memurları olmak üzere neredeyse tüm personelinin küstürüldüğü bir ortamda SGK başkanlığı görevine Yadigar Gökalp İlhan atandı. Artık SGK'da taşlar yerine oturuyor ve SGK Başkanlığı'nda yavaş yavaş bir kabuk değişimi başladı. Mevzuatı iyi bilen ve uzun yıllardır SGK'nın emektarlığını yaparak, SGK'nın kurulmasından itibaren kurumun hafızası saydığım değerli dostum Sayın Ali Pekten de SGK Başkan Yardımcılığı'na atandı. SGK'da üst yönetim kadrosunda sağduyulu, vatandaşın derdini dert edinen bir yönetim gelmiş oldu. Ramazan Yıldız'ın Ankara SGK müdürlüğü görevine atanmasıyla boşalan İstanbul İl Müdürlüğü görevine de ortak kitabımız da olan SGK'nın başarılı bürokratlarından sayın Murat Göktaş atandı. Hem sayın Ali Pekten ve hem de sayın Murat Göktaş'ı tebrik ediyorum.

SGK'da Başkan Yardımcıları sayın Mustafa Kuruca, Sayın Ali Pekten ve Sayın Mehmet Ali Sağlam'ın yeni dönemde daha büyük sorumluluk almaları, Yadigar Başkana başarının kapılarını sonuna kadar açacağını düşünüyorum. SGK uyumlu bir çalışma ile tarihinin en başarılı dönemini yaşayabilir.

Dr. Resul Kurt - Haber 7

info@resulkurt.com

twitter/resulkurt34

Yorumlar1

  • kemal ince 11 yıl önce Şikayet Et
    KURUMA KÜSLÜK VE KURUMDAN KAÇIŞ. ilkdefa işin içinden gelmiş bir insanın doğru tespitleri... keşke sgk ile diğer kurumlardaki yapılan uygulamalar arasındaki farklılığa da değinseydiniz sayın kurt. diyanet. maliye. milli eğitim, tapu, orman vb bir çok kurum kurum içinden yetişmiş personelin uzman kadrosuna geçiş olanağı veriyor. sgk da ise en az onbeş yıl çalışmanız gerekiyor. basit bir şeflik sınavına girebilmek için. uzmanlık denen bişey de yok zaten. eskiden kurum içinden atama vardı kontrol memurluğuna. şimdi ise hep dışardan kurumda üç yıldır çalışıyor. ama daha sigorta numarasını bile okumayan insandan denetim bekliyorsunuz gülelimmi ağlayalammmı bilmiyorum. zaten herkes kaçıyor bu kurumdan yeterki bir fırsat bulsun
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat