Zevzeklik parayla değil ya!..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi’nde Amerika’nın keşfi ile ilgili söyledikleri, bambaşka mecralara taşındı.

  • GİRİŞ21.11.2014 08:30
  • GÜNCELLEME22.11.2014 07:26

Cumhurbaşkanı’nın aktardığı bilgi doğru, hatta eksik bile olduğunu söyleyenler oldu tabii. Ama gaf, tarihi gerçeklere aykırılık, dikkat çekme çabası, metin yazarı kadrosunun yetersizliği veya ideolojik saplantıları gibi yorumlar birbirini kovaladı. Belli ki, batılıların yazdıkları tarihe itiraz edilmesi, birilerinin kanına fena dokunmuş durumda.

Üzerinde düşündükçe, rahatsızlığın kaynağı hakkında çeşitli tespitler yapabilmek  mümkün. Sözgelimi, Küba deyince akıllarına Che Guevera ve Castro gelenlerin; Kristof Kolomb'un hatıralarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahsedilmektedir... O dağın tepesine bir cami bugün de yakışır” sözlerinden rahatsız olduklarını söyleyebilmek mümkün.

Cumhurbaşkanı’nın ‘Amerika’nın Keşfi’nden daha çok ‘Müslümanların daha evvel kıtanın değişik yerlerine gitmiş olmaları’ndan bahsettiği hususu da görmezden gelindi. Konuşmanın tartışmalara sebep olan ilgili bölümü şöyle: “Amerika kıtasının 1492'de Kolomb tarafından keşfedildiği iddia edilir. Oysa Kolomb'dan 314 sene önce 1178'de Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmışlardır.”

Görüldüğü gibi, ‘ulaşmışlar’ diyor Cumhurbaşkanı; ‘keşfetmişler’ değil. Ulaşmak ve keşfetmek arasındaki farkın önemi, konu üzerindeki tartışmalar vesilesiyle bir kez daha ortaya çıkmış oldu böylelikle. Ve Amerika’yı Kristof Kolomb keşfetti diye tepinenlerin, hayata nasıl baktıkları da…

Son tartışmalar vesilesiyle ortaya çıkan durumun izahı şu oluyor bu durumda: Birileri (Müslümanlar) bir yere (Amerika kıtasına) gidip orayı sömürmemiş ve insanlarını katletmemişlerse şayet, orayı keşfetmiş olamazlar. Ama birisi (Kristof Kolomb) kıtaya gidip, oranın zenginliklerini Avrupa’ya taşımanın ve bu arada çok miktarda insanın katledilmesinin yolunu açmışsa, işte bu keşiftir…

Üzerinde zaten insanların yaşadığı bir yerin nasıl olup da ‘keşfedilebildiğini’ sormak gerek ama bütün bunlardan sonra pek anlamı kalmıyor gibi.

Müslümanların Amerika kıtasına Kristof Kolomb’dan daha önce gitmiş olmaları gerçeğinin dile getirilmesinden rahatsız olanların sol cenahtan oluşları,  işin ilgi çekici taraflarından.

Batı ve özelde İspanyol basınının konu ile ilgili hassasiyeti, normal bir durum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kolomb daha Amerika kıtasını keşfetmeden İslam dini kıtada inkişaf etmiş, yayılmıştı" şeklindeki sözleri, derinliğine düşünülürse, onlar açısından netameli bir konu. Bu durumda Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi sırasında orada Müslümanlığın yayıldığı kabul edilecek olunursa, ‘modern beyaz insanın, uzlaşmaz vahşi yerlileri yok ettikleri tezi’ yeniden değerlendirme konusu olacak demektir.

1492 tarihi Amerika’nın keşfinin tarihi olma yanında, Endülüs’ün son kalesi Gırnata’nın da düşüş tarihidir. O tarihte, yapılan anlaşmaya rağmen Müslümanları ve Yahudileri ölmek ya da Hıristiyan olmak arasında seçim yapmaya zorlayanların; Amerika kıtasındaki insanlara nasıl davranacaklarını hayal etmek güç değil…

Batılıların söyledikleri doğru; içimizden olan birilerinin söyledikleri ise mutlaka yanlış ya da mübalağalıdır şeklindeki yaklaşım, temel olarak hastalıklı bir haldir. Hele söylenilenleri anlamayıp araştırma zahmetine de girmeden; ‘bizden birisi söylediyse, bir eksiği vardır’ kolaycılığı, kelimenin tam anlamıyla zevzekliktir…

Gezi olaylarını masum bir hareket, 17 Aralık darbe girişimini haklı tarafları da olabilecek bir durum, 6-7 Ekim Kobani eylemlerini kendiliğinden gelişen ve haklı tarafları da olabilecek bir tepki… olarak değerlendirmekte ısrar etmek de zevzekliktir, laf aramızda…

Ekrem Kızıltaş – Haber 7

ekremkiziltas@gmail.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat