Devlet mi, mafya mı?..

Başta Putin ve Medvedev olmak üzere yöneticilerinin canları oldukça sıkkın olmalı ki, koskoca Rusya devlet gibi değil, adeta bir mafya organizasyonu gibi davranıyor.

  • GİRİŞ28.11.2015 09:53
  • GÜNCELLEME30.11.2015 07:53

Bırakın ‘büyük devlet’ olmamayı, nasıl devlet olunmayacağı ile alakalı bütün örnekleri de sergilediler iki gün içerisinde.

Türkiye sınırlarını ve bu arada sık sık test etmeye niyetlendiklerinden dolayı kendilerine defalarca hatırlatılan angajman kurallarını ihlal eden uçakları düşürüldü diye, misilleme olabileceğine inandıkları her şeyi devreye sokmaya başladılar bir bir.

İki ülke arasındaki çeşitli ortak faaliyetlerin durdurulacağı, bazı anlaşmaların iptal edileceği şeklindeki açıklamalar ve hemen başlatılan bazı girişimler, ekonomik açıdan zor durumda olan Rusya’nın kendi ayaklarına sıkması. İki ülke arasında karşılıklı menfaatlere dayalı ekonomik ilişkilerin rafa kaldırılması, sadece Türkiye’nin değil Rusya’nın da zararına çünkü. Belki de Türkiye’den daha fazla…

Genellikle güçlü lider imajıyla bilinen Putin’in, bizdeki bir kısım medyanın sıklıkla dile getirmekten zevk aldığı bazı saçma iddiaları tekrarlamak suretiyle yapmaya çalıştıkları ise tam bir zavallılık hali. Herhalde işimize yarar diye kullandığı iddialar karşısında, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği: “Yazıklar olsun!” sözünün ağırlığını Putin anlayabilir mi bilmiyoruz. Ama bu söz, olup biteni çok güzel izah ediyor aslında.

Normalde sıkı bir şekilde koruma altına almaları gereken Büyükelçilik binamıza yapılan saldırıya göz yummak, her türlü işlemleri yerine getirerek ülkelerini ziyarete gelen Türkiyeli işadamı ve turistlere akıl almaz zorluklar çıkarmak, misilleme niyeti ile yaptıkları işlerin en basitlerinden. Ve sadece bunlar bile Rusya’nın büyük bir devlet olmadığını ve olamayacağını ortaya koyan hususlar.

Düşürülen uçak olayından sonra Rus uçaklarının adeta çıldırmış gibi sivillere ve yardım konvoylarına yönelik saldırılara ağırlık vermesi de, Rusya’nın bir devlet gibi değil, nasırına basılmış kabadayılar gibi davrandığının göstergelerinden.

Rusya’nın takındığı ‘biz istediğimiz her şeyi yapmalı ve kesinlikle hiçbir müeyyide ile karşılaşmamalıyız’ tavrı, tam da şımarık çocuklara yakışan türden. Türkiye’nin gözlerinin içine baka baka, tam da burnumuzun dibinde diyebileceğimiz bir yerdeki Türkmenleri acımasızca katletmeleri bir yana, geleceğimize ciddi ipotekler koyacak adımlar atmalarına da göz yummamızı bekliyorlardı anlaşılan.

Suriye’de işler Rusya açısından iyi gidiyordu oysa. Yakında başlaması beklenen ve ülkede bir şekilde çatışmaları durdurması beklenen nihai görüşmeler öncesi, işlerine gelen her türlü müdahaleyi rahatlıkla yapabiliyorlardı. Rusya’nın DAEŞ’le mücadele etmek yerine, rejimin ve PYD’nin işine gelecek adımlar attığının herkes farkında olsa da, kimse de ses çıkarmıyordu.

DAEŞ’e nerdeyse tek bir sorti bile yapmayan Rus uçakları, daha çok Suriyeli ılımlı muhalifleri ve Kuzey’de oluşturulması düşünülen koridorun Akdeniz’e açılan ağzında bulunan Bayırbucak Türkmenlerini vuruyorlardı. Mevcut üslerini muhafaza etmek ve belki de kurulacak yeni üsler isteyen Rusya, bölünmesini beklediği Suriye’de Esad’a kalacak yerleri genişletmek ve bu arada PYD’nin hükmedebileceği koridoru amaca uygun hale getirmek peşindeydi belli ki.

Türkiye tarafından; sınırlarımıza doğru hareket ettiği, uyarılara uymadığı ve kimliği belirlenemediği için uluslararası kurallara uygun olarak vurulan uçak, Rusların herkes tarafından bilinen ama kimsenin telaffuz bile etmediği niyetlerini açık etti. Rusya’nın devlet gibi değil mafya organizasyonu gibi davranması, belki de bundan…

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat