Ancak sanırım 8 Ocak 2016 tarihli ‘Cuma İzni’ Genelgesi kadar sevinç doğuranın sayısı herhalde azdır. Genelge sebebiyle milyonlarca insan mutlu olurken; hiç ilgisiz bazı kişilerin son derecede mutsuz olmaları ayrı bir mesele. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu imzalı 2016/1 no’lu Genelge’nin metni şöyle: “Anayasa ve ilgili mevzuatla güvence altına alman dini inanç hürriyetinin bir gereği olarak; Cuma Namazı saatinin mesai saatine denk gelmesi halinde, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan isteyenlere mesai kaybına neden olmaksızın izin verilir. Bilgilerinizi ve gereğini önemle rica ederim.”

Çalışanların ve özelde de memurların Cuma Namazına gitmeleri konusu, genelde sempatik yollarla hallediliyor olsa da, bazı hallerde birçok kişinin bu imkandan mahrum olduğu bilinen bir gerçekti. Genelge, çeşitli sebeplerle bu imkandan mahrum olan ve belki de bu sebeple hizmet verme konusunda bile sıkıntı çeken memurların ihtiyaçlarına derman olmuş oldu. 

Ancak bunun böyle olmadığını bile bile, artık üzerine her ne vazife ise, vaktiyle birtakım yargı derneklerinde başkanlık filan yapmış birisi, Cuma İzni Genelgesi’nin yayımlanmasının hemen ardından iptali için Danıştay’a başvurmuş. 

Genelge son derecede açık ve net oysa: ‘Cuma saati mesai saatine denk geliyorsa, çalışanlara mesai kaybına neden olmayacak şekilde izin verilir’ diyor.  Genelge sebebiyle, ‘bize özel laiklik’ yanlısı bazı kişilerin hassasiyetlerinin aşırı derecede kabarmasına gerek yok yani. Genelgede, ‘Cuma saati mesai saatine denk geliyorsa, isteyen ya da istemeyen bütün memurlar Cuma Namazı’na gitmeye mecburdurlar’ filan denilmiyor çünkü.

Ateistlik ve din karşıtlığı denildiğinde akla gelen isimlerden birisi olan, geçmişin önemli komedi yazarlarından birisinin, -doğru mudur, birileri uydurmuş mudur bilinmez ama-, küçüklüğüne Kur’an Kursu hocası tarafından dövülmüş olduğu için ateist ve din karşıtı olduğu şeklinde rivayetler vardı. Cuma İzni Genelgesi’nin iptali için Danıştay’a başvuran şahsın geçmişinde böyle bir travma olup olmadığını bilmiyoruz tabii. Ancak bir şekilde hukuk adamlığına bulaşmış birisinin, inananların ibadet ihtiyacı konusunda getirilen bir özgürlükle ilgili olarak bu kadar şedit davranmaya çalışması, akla benzer ihtimaller getiriyor. 

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 99’u Müslüman ve biliniyor ki, büyük bir çoğunluğu da, en azından Cuma Namazı konusunda hassas. Böyle bir ülkede, güya ülkemiz ve milletimizin menfaatine olduğunu iddia ettikleri bazı fikirlerin peşinde koşuyormuş gibi yapan birilerinin, içlerinden geçeni açıkça dışarıya vuruyor olmaları, aslında iyi bir durum. Şükür ki, insanımız çeşitli meselelerde zaman zaman kafa karışıklığı ile karşı karşıya kalsa da, açıktan din düşmanlığı yapanlar konusunda yeteri kadar şerbetli. 

Sadece Cuma Namazı’na gitmekte zorluklar çeken bazı memurları rahatlatmak için çıkarılan bir genelgenin iptali için Danıştay’a başvurmayı marifet addeden kafa; namazın iptali için başvurabileceği bir merci bulsa, namaz ve hatta diğer ibadetlerin de tümden kaldırılması için oraya başvururdu herhalde…

Ekrem Kızıltaş – Haber7
ekremkiziltas@gmail.com