Avrupa’yı kim denetleyecek?

.

  • GİRİŞ29.04.2017 12:15
  • GÜNCELLEME29.04.2017 12:15

Ziya Paşa merhum, "Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât / Bin türlü teseyyüp (ayıp, kusur) bulunur hânelerinde" sözünü boşuna söylememiş. Avrupalılar da, kendi hallerine zerre kadar bakma ihtiyacı hissetmeden, bizi hizaya getirme çabalarını aralıksız sürdürüyorlar.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), 2004 yılından bu yana denetim sonrası diyalog sürecinde bulunan Türkiye'nin yeniden siyasi denetim altına alınması yönünde bir karar verdi.
İşin teknik kısmı, malum.

AKPM'de "Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi" konulu bir oturum düzenlenmiş ve ardından da Türkiye raportörlerinin hazırladıkları rapor oylanmış. 47 ülkeden 324 temsilcinin görev yaptığı AKPM'de, ülkemizin tekrar siyasi denetim altına alınmasını öngören tasarıya, 113 evet, 45 hayır oyu çıkarken, 12 üye de çekimser kalmış.

Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949'da kurulan Avrupa Konseyi'nin yürütme organı AKPM'de Türkiye'yi temsilen bulunan AK Partili ve CHP'li parlamenterler hayır oyu kullanırken, HDP'li üyeler evet oyu kullanmışlar.

Ülkemizde 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen ve üç kez uzatılan olağanüstü hal (OHAL) bünyesinde alınan karar ve uygulamalar sebebiyle 'demokratik kurumların işleyişinin bozulduğu', karara esas alınan raporun temel iddiası.

Raporu hazırlayanların ülkemizin başının belası olan terör örgütlerine yakınlıkları, AKPM'deki oturumun adeta yangından mal kaçırır gibi yapılması, üye milletvekillerimizin çeşitli taleplerinin reddedilmesi, benzer durumda olan Fransa'nın görmezden gelinmesi...

Diğer ayrıntılar...

Türkiye'ye yönelik bazı önerilerde de bulunmuş AKPM. 35 maddelik bu öneriler OHAL'in en kısa sürede kaldırılması başta olmak üzere bildik hususlardan oluşuyor.

ÖLÜMÜ GÖSTERİP...

Aslında söylemek isteyip de bir türlü söyleyemedikleri 'ülkenizi istediğimiz gibi rahatça at oynatabileceğimiz bir hale getirin' cümlesi yok 35 madde içerisinde. Ancak kararın alınış şeklini düşünüp, tavsiyeleri de okuyunca; anlıyorsunuz siz onu...

AKPM'de alınan kararın, Avrupa'nın arzu etmediği türden gelişmeler yaşanan Türkiye'yi köşeye sıkıştırma gayretlerinden birisi olduğu açık. Bu kararı Avrupa Birliği'nin diğer organlarının alacağı kararların takip etme ihtimali de yüksek.

AB organlarından bazıları, istişari yönü ağır basan AKPM'nin kararı ile oluşan havayı hafifletmeye çalışacaklar belki. Ama kesin olan şey Avrupa'nın tamamen kendi güdümünde bir Türkiye istediği. Biz direnç gösterdikçe de, bu türden kararlar birbirini takip edecek. Sıkıntı Avrupa'nın Türkiye ile ilgili olarak kesinlikle dürüst olmamasında.

Güya itibarlarını masaya sürerek ülkemizle olan münasebetlerini bel altı vuruşlarla sürdürmeye çalışıyorlar. Üye olarak alıp almama konusunda kafaları karışık olsa da, arzu ettikleri gibi yönlendirme şanslarını da ellerinde tutabileceklerini zannediyorlar böylelikle.

Ancak Türkiye'de, iç ya da dış bütün gelişmeleri ülkemizin menfaatleri açısından değerlendiren bir yönetim var artık. Yeni gerçekleşen hükümet sistemi değişikliği de, bu yönetimin elini kuvvetlendirecek özellikler içeriyor.
Bu yüzden olacak, ortalama insani değerlerden mahrum ve marjinallikleri ağır basan yeni yetme parlamenterler aracılığıyla bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar. AKPM kararı, bir tür ölümü göstermek gibi.

Şimdi aklı başında gözüken birilerinin devreye girerek bizi sıtmaya razı etmeye çalışacaklardır herhalde... Şükür ki, Avrupa'nın oyunlarına gelecek kadar saf değiliz artık... AKPM'nin saçma sapan kararı, Avrupa'nın da ciddi şekilde denetime muhtaç olduğunun göstergesi aslında...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat