Yeni döneme yeni sayfa

  • GİRİŞ28.08.2014 12:45
  • GÜNCELLEME28.08.2014 12:45

Erdoğan’ın tabiriyle, dün de “Yeni Türkiye’nin Doğum Günü”ne katıldık… 

Yani, Ak Parti’nin 1. Olağanüstü Kongresi’ne. 

Ve, Yeni Türkiye’nin kodlarını oradan okuduk. Hem Erdoğan’ın, hem de Davutoğlu’nun konuşmaları o kodları açık bir şekilde ortaya koydu. 

Gelişmeleri ve konuşmaları alt alta koyduğumuzda, Görünen o ki bundan böyle siyaset Çankaya Köşkü’ne doğru kayacak. 

Yeni Türkiye’de elbette anlayışlar ve bazı kadrolar değişecek. Yeni gelenekler ve teamüller oluşacak. Ancak, Erdoğan’lı yıllar yine devam edecek… 

Erdoğan, dün “Yeni bir sayfa” açmak istediğini söyledi. 77 milyonla kucaklaşmak ve barışmak isteğinden bahsetti. Gerilim, kutuplaşma ve kamplaşmaları bir tarafa itmek gerektiğine işaret etti.“Hepimiz bu toprakların insanıyız” dedi. 

Ama, bütün bunları söylerken herkese mavi boncuk dağıtmadı. Bu güne kadar ne diyorsa, yine onları tekrarladı… 

CHP’nin muhalefet tarzının eskidiğini söyledi. 

MHP’nin Türkiye’nin meselelerine eğilmediğini belirtti. 

HDP’nin de “teröre sırtını dayayarak, varlık gösteren bir parti olduğunu” ifade etti. 

Böylece, alışılmamış, değişik ve “tarafsızlık” ilkesini farklı değerlendiren bir Cumhurbaşkanı olacağını şimdiden ilan etti. 

Erdoğan, veda ederken Ak Parti’nin önüne bir de hedef koydu. Bugünden itibaren 2015 Seçimleri için hazırlıkların başlayacağını söyledi: 

-2015 seçimlerinde anayasa yapacak çoğunluk hedefimiz olacaktır. 
İşte, Yeni Türkiye’nin en büyük sorunu bu!.. 

Mevcut Anayasa, Türkiye’yi taşıyamıyor. Belki bugün değil, ama gelecek dönemlerde tökezletir ve duvara toslatır. 

Dün gördük, karşımızda son derece güçlü bir Cumhurbaşkanı vardı. Cumhurbaşkanları halk tarafından seçildiği sürece de böyle olacak. Artık, arkasında güçlü halk desteği olan cumhurbaşkanları göreve gelecek. 

Üstelik, bu cumhurbaşkanlarının önünde ikinci 5 yıllık bir dilim de yer alacak. İlk dönemde halkın karşısına çıkıp yapacaklarını anlatacaklar. Ardından da hesap verecek ve ikinci dönem için oy isteyecekler. 

Ne diyecekler orada?.. “Köşk’te koltuğu güzel doldurdum, basına çok güzel fotoğraf verdim” mi diyecekler? 

Tabii ki icraatlarını anlatacaklar! 

İcraat yapabilmeleri için de hükümetle uyumlu çalışmak zorundalar. Bugün için ortada hiç bir sıkıntı yok. Güçlü bir uyum var. 
Peki ya yarın ne olacak? Böyle bir uyumun sağlanamaması halinde eyvah ki ne eyvah. Varın olabilecekleri siz düşünün! Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit çekişmesinin bu ülkeye nelere mal olduğu ortada. Peş peşe yaşanan ekonomik krizleri hatırlarsınız. 

Demek ki, geleceği düşünerek, tedbir almak ve gerekli adımları atmak gerekiyor. Anayasa’yı, halk tarafından seçilen güçlü cumhurbaşkanı figürüne uygun bir hale getirmek, yarı başkanlık ya da başkanlık sistemine geçmek zorundayız. Aksi halde, yeniden “çekişmeler dönemi” başlar ve yazık olur bu ülkeye! 

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat