Avrupa’yı gaz sancısı bastı

  • GİRİŞ20.11.2014 10:13
  • GÜNCELLEME21.11.2014 09:55

 “Sabrettik, elimizden gelen sabrı göstermeye devam ediyoruz” dediler: 

-Ama bunun bir sınırı var. 
Türkiye, gerçekten çok sabretti. Annan Planı’ndan bu yana dişini sıkan hep biziz. Biliyorsunuz, plana biz “evet”, Rumlar “hayır” dediler. Ödül olarak da Avrupa Birliği’ne buyur edildiler. 
Bizim ağzımıza ise bir parmak bal çalındı… 
KKTC’ye ticari, sportif ve kültürel izolasyonların kaldırılması konusunda söz verdiler, ama gerçekleştiremediler. Çünkü, iş oylamaya geldiğinde AB üyesi yaptıkları Rumlar “veto” ettiler. 
Uzlaşmacı taraf sıkıntıya sokuldu, uzlaşmayan Rumlar taltif edildi. 

Sonra biz bir adım daha attık… 
Rumlara, havaalanları ve limanları açmayı kabul ettik. Karşılığında da KKTC’deki ticari ambargonun kaldırılmasını istedik. Böylece Kıbrıs Türk Kesimi doğrudan mal alımı yapabilecekti. Ercan Havaalanı’ndan da yurt dışına direkt uçuşlar başlayabilecekti. 
Arabulucu Finlandiya, Rumlara bu teklifi götürdü. Rumlar yine uzlaşmayı reddedip “hayır” dedi. 
Yetmedi, bitmedi; sanki Türkiye bu önerileri yapmamış gibi, AB 8 başlıkta Türkiye ile müzakereleri durdurdu. 
Adil mi bunlar? 

Türkiye, Kıbrıs sorununda her şeye rağmen “Bir adım önde olma” politikasını sürdürdü. Rauf Denktaş doğrultusunda görüşleri olan ve Annan Planı’na karşı mücadele eden Derviş Eroğlu, Rumlara iyi niyetli bir teklifte bulundu: 
-Haydi, Annan Planı doğrultusunda görüşmeleri sürdürelim. 
Yeniden bir araya gelindi. Görüşmeler sürerken Rum Cumhurbaşkanı Hristofyas gitti, Anastasiadis geldi. Sözde Anastasiadis çözüme yatkın bir isimdi, herkes umutluydu. O da “Maraş’ı bize verin” adımını attı. 
Bardak yine taştı. 

Erdoğan ve Davutoğlu’nun “Sabrımız taşıyor” açıklamalarının ardından BM, tarafları buluşturdu. “Al-ver” görüşmeleri başladı. Anastasiadis, “Doğalgaz aramalarımızı engelliyorsunuz” diyerek yine masadan kalktı. AP de sözde Türkiye’yi uyardı, ama hikâye. Artık şartlar çok değişti; biz eskisinden güçlüyüz. 

Anlaşıldı ki, eğer bir çözüm olmazsa, Türkiye, Rumların Ada’nın çevresindeki doğal gazı çıkarmasına izin vermeyecek. Üstelik, çıkarsalar da Türkiye olmazsa bu gaz hiçbir işe yaramayacak. Çünkü, doğal gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması gerekiyor. 
Kıbrıs, Türkiye’nin burnunun dibi. Yunanistan ise alabildiğine uzak. Türkiye’ye döşenecek bir boru hattı 2,5 milyar dolara, Yunanistan’a döşenecek bir hat ise 13 milyar dolara mal oluyor. Akıl işi değil. 

Rumlar da Avrupa da bu işin farkında! Üstelik, Ukrayna yüzünden Avrupa’nın Rusya ile bir doğalgaz krizine girme ihtimali de kapıda. 
Bir başka önemli gelişme ise, Türkiye’den Kıbrıs’a su gidiyor. Altyapı tamamlandı. Yanında elektrik de var. 
Şartlar tersine dönmeye başladı. Rumları da Avrupa’yı da telaş bastı. Bu yüzden 50 yıllık Kıbrıs sorununda ilk defa çözüme bu kadar yaklaşıldı. Olursa olacak, olmazsa Türkiye daha fazla beklemeyecek. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat