Uçurumdan aşağı…

  • GİRİŞ19.04.2015 09:32
  • GÜNCELLEME20.04.2015 09:03

Ana başlıkta “İşte CHP’nin seçim vaatleri” deniliyor. Üst başlıkta da haberin yorumu yapılıyor: 

“AKP’nin 12 yıldır yapamadıklarını CHP yaparsa Türkiye uçar.” 

Merak ettim, baktım “Türkiye nasıl uçacak?” diye… Gazete, alt başlıkta teker teker sıralamış: 

- Asgari ücretten vergi kalkacak. 1.500 lira olacak. 

*İssizlik yüzde 5’in altına indirilecek. 

- Emekliye yılda 2 maaş ikramiye verilecek. 

- 3,2 milyon kişiye ücretsiz genel sağlık sigortası yapılacak. 

- 16,7 milyon kişiye sosyal destek sağlanacak. 

- Çiftçinin kullandığı mazotun litresi 1,5 liraya inecek. 

- 9,6 milyon kişiye düzenli nakit desteği ödenecek. 

- Yoksulların kredi kartı borçları silinecek. 

-  Hane geliri en az 720 lira olacak. 

- Engelliye 400 lira destek verilecek. 

Şaka gibi! Cem Uzan bile Genç Parti Genel Başkanı olarak uçmuştu uçmasına da… “Ayıp olur” diye düşünüp, meydanlarda çıtayı bu kadar yukarı çıkarmamıştı! 

CHP sözcüleri dahi bu vaatlerin tamamını alt alta sıralamaktan kaçınıp, taksit taksit ortaya koyuyorlar. Son derece dikkatli davranıyorlar. Ama Sözcü hepsini birleştirip, “Türkiye’nin uçacağı” yorumunu yapabilmiş. 

Doğru, bunlar bence de Türkiye’yi uçurur… 

Uçurur ama uçurumdan aşağı! Hem de son derece büyük bir hızla. Üstelik, büyük çatırtılar ve gürültüler çıkararak. O uçuşun sonunda özellikle dar gelirli bir lokma ekmeğe bile muhtaç olabilir. 

Belli ki gazetenin bir ekonomi muhabiri bile yok… 

Oysa, herhangi gazetedeki stajyer bir muhabire sorsanız, o size zaten anlatır Türkiye’nin ne şekilde ve nasıl uçacağını! 

“Yapmayın muhteremler” der: 

-Bu kaynağı nereden bulacak da bol keseden dağıtacaksınız? Hadi buldunuz diyelim, böyle dağıttıktan sonra nasıl yatırım yapıp, işsizliği yüzde 5’e indireceksiniz? Bu tür sihirli formüller ancak masallarda olur. Ona da sadece çocuklar inanır. 

Biraz tecrübeli olanı ise “ayıp olur, çok ayıp” diye araya girer: 

-Yapmayın, etmeyin, rezil oluruz ha! 

Tabi, bu işin şaka tarafı. Atılan başlığa ciddi olarak bakarsak, çok daha vahim bir tablo ortaya çıkar. Çünkü, o başlığı atanlar da biliyorlar, böyle bir şeyin mümkün olamayacağını. Onlar da yaptıkları işin farkındalar. 

Peki niye yapıyorlar? 

Çünkü, öyle gerekiyor; işin içinde “yandaşlık” var! Bazen de “yandaşlığın” dozu işte böyle kaçabiliyor! 

İbretlik bir başlık ve yandaşlık örneği ile karşı karşıyayız. İletişim fakültesinde ders veriyor olsam, o gazetenin küpürünü alır, titizlikle saklardım. Sonra da öğrencilerime “gazetecilikteki kusurlu hareketlere” örnek olarak anlatırdım. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat