Elleri öpülesi millet

Biz, geçmişin üzerine bir sünger çektik.

  • GİRİŞ26.04.2015 10:46
  • GÜNCELLEME26.04.2015 10:46

Unuttuk çektiğimiz acıları. 100 yıl önce çocuklarımızı katleden sömürgeci, emperyalist ve işgalci devletlerin torunları olan devlet ve hükümet başkanlarını ağırladık. Onların, bu topraklara işgal için gelip hayatını kaybeden askerlerini bağrımıza bastık… 

Onlar ise, ayinler düzenleyerek kin ve nefret söylemlerinde bulundu. Yetmedi, ay yıldızlı bayrağımızı yaktılar… 

Üstelik, rezil bir istilanın hedefiydik biz. Mazlumduk ve haklıydık. 

Bugün bize kin kusanların dedeleri de o istilacıların destekçisiydi. Bizi içimizden hançerleyenlerdi. 

Hepsini unuttuk. Ama onlar unutmuyorlar. 

İşte aramızdaki fark! İşte büyüklük bu! Durup dururken “elleri öpülesi millet” demiyorum. Hem elleri öpülmeli hem de önünde eğilmeli bu milletin. 

Evet, Birinci Dünya Savaşı’nda bir tehcir gerçekleştirdik. Ama bugün iddia edildiği gibi soykırım değildi o. 

Fransızların üniforma giydirdiği, Rusların alabildiğine kullandığı Ermeni çetelerin katliamlarına karşı bir savunmaydı. Çünkü, düşman dışarıdan, bunlar içeriden vuruyordu. Bugün bile nereye kazma sallasanız, o dönemde katledilen toplu Müslüman mezarları ortaya çıkıyor. 

Osmanlı, mecburi bir tedbir almak zorunda kaldı. 

Oysa, aynı Osmanlı, kısa bir süre önce Ermeni vatandaşlarına sahip çıkıp Amerika’ya nota vermişti. Amerikalılar, Ermenileri gemilere doldurup, Osmanlı topraklarından götürdüğü için Abdülhamit, “Benim topraklarımda operasyon düzenlemeyin” diye sert bir çıkış yapmıştı. 

Ama daha sonra gelişen şartlar o insanların topraklarından sürülmesini gerektirdi. Niye sürüldükleri de bir Osmanlı Paşası olan Ermeni asıllı Bogos Nubar’ın, Fransızlara gönderdiği tarihi mektupta açık ve net olarak yer alıyor: 

“Vaatlerinizle bizi Osmanlı’ya karşı kullandınız. Sonra da yüz üstü kaderimizle baş başa bırakıp gittiniz.” 

Bitmedi, dahası var… 

O “soykırım” düzenlemekle suçlanan Osmanlı, bugün bu suçlamayı yapanlardan çok daha masum. 

Ermeni tehciri, bir Alman aklıydı. İttihatçılara Almanlar bu aklı verdiler, onlar yönlendirdiler. 

Ama Alman Cumhurbaşkanı kalkmış, bugün “gak-guk” ediyor. 

Rusya Devlet Başkanı Putin bile çıkıp, hiç sıkılmadan “Ermeni soykırımından” söz edebiliyor. 

Oysa, Rusların tarihi tehcirler, kıyımlar ve katliamlarla dolu… 

2. Dünya Savaşı sırasında Volga Almanlarını Orta Asya’ya sürdüler. 

Ahıska Türklerini yerlerinden yurtlarından edip sürgüne tabi tuttular. 

Kırım Türklerini hem katlettiler hem de tehcir uyguladılar. 

Üstelik, ortada hiçbir sebep yokken. Sadece ve sadece “Almanlarla işbirliği yapabilir” düşüncesiyle bu politikaları devreye soktular. 

Osmanlı ise, Batının silahlandırıp donattığı Ermeni çetelerin katlettiği Müslüman ahaliyi kurtarmak için tehcire mecbur kaldı. 

Rus Kızıl Ordusu 1944’te Kırım’a girdi. “Almanlara sempati duyuyorlar” gerekçesi ile her iki Kırım Türkü’nden birini katletti. Simferepol’de caddeler, ağaç dalları ve telefon direkleri idam edilen Kırımlıların cesetleri ile doldu. 

 

Yazının devamı için TIKLAYIN

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat