Huzur mu, kan mı?

  • GİRİŞ07.02.2016 09:32
  • GÜNCELLEME07.02.2016 09:32

-Huzur mu, yoksa kargaşa, kan ve gözyaşı mı? 
Cevap ise, büyük ölçüde ortaya çıkmış durumda. Geniş kitleler Türkiye’nin Suriyelileşmesini istemiyor. 
Eğer, son kamuoyu araştırmalarında HDP’nin ciddi bir erime süreci içine girdiği görülüyorsa… Eğer, Sur ve Cizre gibi bölgelerde HDP’li milletvekillerine sert tepkiler yöneltilmeye başlanmışsa… Eğer, halk PKK’ya sırtını dönüp, zulmünden kaçıyorsa… Eğer, Demirtaş’ın sokak çağrısına kulak asan olmuyorsa… Eğer, terör örgütü bazı şehirleri “hain” ilan etmeye başlamışsa… 
İyi bir damar ortaya çıkmış demektir! 
Yeter mi, tabi ki yetmez. Gelinen noktada çok dikkatli hareket edilmesi, o damarın kaybedilmemesi ve iyi işlenmesi gerekiyor. 
* * * 
Başbakan Ahmet Davutoğlu, terörle mücadeleye yönelik eylem planını açıkladı… 
Konuşmasının bütününe bakıldığında, bölgeye yönelik olarak vatandaşlara verdiği mesaj şuydu: 
-Sizi terörün zulmünden, istismarın elinden kurtaracağız. 
Nasıl yapılacak bu? 
Öncelikle teröristin elinden silahı alıp, onu etkisiz hale getirmek lazım. Uzunca bir süredir yapılan da bu. Üstelik, bu defa ciddi bir kararlılık göze çarpıyor. Herkes bunun farkında. Temizlik devam ediyor ve bu yönde ciddi bir mesafe de alınmış durumda. 
Peş peşe verilen şehitler, bu kararlılığın en büyük göstergesi. 
Şehitlerimiz, bir başka önemli noktayı daha ortaya koyuyor. Türkiye bu mücadeleyi yürütürken, hukuk içinde kalmaya da azami dikkat gösteriyor. Aksi halde vurup geçilmiş, operasyon şimdiye kadar çoktan bitmişti. 
Demek ki… 
Bu noktada bir sıkıntı yok. Sonuç alınacağı görülüyor. Bu kararlılık, terörü belli bir noktaya getirecek. 
Asıl daha sonrası önemli. Başbakan’ın açıkladığı eylem planı da zaten büyük ölçüde ona yönelik. 
* * * 
Eylem planında terörden zarar görenlerin yaralarını sarmaya dönük pek çok tedbir var. Başbakan açıklamadı ama konu Bakanlar Kurulu’nda görüşülürken 300’ün üzerinde başlık ortaya çıktı. 
Ancak, bunlarla beraber atılması gereken çok önemli bir adım daha var: Terörün ve terör destekçilerinin en büyük silahlarından biri de algı operasyonları. Marksist terminolojide “ajitasyon” adı da verilen bu silahı yıllardır çok iyi kullanıyorlar. Çünkü, Marksist, Leninist ve Stalinist bir geçmişten geliyorlar. 
Dış destekleri var bunların. 
İçeriden, “darbeci Türk solu” diyebileceğimiz eski Marksist kesimlerden ciddi destekler alıyorlar. Zaten DHKP-C ile el ele, kol kolalar. Ayrıca ağa babalarının büyük bölümü de o gelenekten gelme. 
Son dönemde yaşadığımız “akademisyenler bildirisi” ve “yaralılara ambulans gitmiyor” çığlıklarını, bu algı operasyonları çerçevesinde değerlendirmek lazım. Terör vuruyor, ardından onları temize çıkarmaya yönelik bu tür manevralar geliyor. Mücadeleyi sekteye uğratmaya, terör mücadelesini baskı altına almaya yönelik bu çabalarla da etkili mücadele şart. 
* * * 
Türkiye iyi bir rüzgar yakaladı aslında… 
Bunlara silahların kimler tarafından verildiği ortada. Başta her fırsatta Türkiye’ye kin kusan Putin’in Rusya’sı var. Cizre ve Sur gibi yerlerde Suriyeli yabancı savaşçıların yanında, batılı ülkelerden gelen eli silahlı teröristler yakalanıyor ya da öldürülüyor. 
Camilere yaptıkları saldırılar, dini değerlere olan düşmanlıklarını; ambulansları kurşunlamaları insani değerlerden ne kadar uzak olduklarını gösteriyor. 

Yazının tamamı için tıklayınız...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat