Akşener ne kadar ülkücü?

  • GİRİŞ05.05.2016 09:20
  • GÜNCELLEME05.05.2016 09:20

Gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan kongre öncesinde üslup alabildiğine sertleşti. Yazılıp çizilenlere bakılırsa, belden aşağı her türlü vuruş da serbest!.. 

Basın, diğer bütün muhalif adayları bir kenara bıraktı; kurultay sonuçlarını Meral Akşener’e endeksledi. Akşener de açıldıkça açıldı, kamuoyu önünde ilginç değerlendirmeler yapmaya, mesajlar vermeye başladı. 

Konuşuyor, bana göre konuştukça da sıkıntıya giriyor! 

Mesela, Gezi Olayları konusunda söyledikleri: Son derece ilginç, MHP tabanı açısından bir o kadar da rahatsız edici! 
Akşener, aynen şu ifadeyi kullandı: 

“Gezi benim çok ilgimi çekti. Ben o çocukların arkasında durdum. Çevremden oğlum dâhil pek çok kişi gitti, geldi.” 
Sonra, ilk bir haftanın önemli olduğunu söyledi. Gezicilere övgüler düzdü… 

Oysa o ilk bir haftada HDP’li Sırrı Süreyya Önder gibi isimler vardı. Orman yakan PKK’lıları savunan Önder, Gezi Parkı’nda “ağaç nöbeti” tutuyordu. O da Meral Akşener gibi Gezicilere destek veriyor ve övgüler düzüyordu. Solun her türlü rengi sokaktaydı. Sokağa çıkan bu güruhların en çok tepki gösterdiği kesimlerden biri de ülkücülerdi. 

Kamu binaları taşlandı ve ateşe verildi Gezi’de. Polislere saldırıldı, devlete ait araçlar yakıldı. En önemlisi de sokaklara dökülen o insanlar, bize ait olmayan, dışarıdaki gayri milli unsurlar tarafından alabildiğine desteklendi. Hem de hareketlenmenin başladığı ilk günden itibaren yapıldı bunlar. 

Meral Akşener, bütün bunları bilmiyor olamaz. Bilmesine rağmen böyle konuştuğuna göre… 

1) Bazı yerlere mesaj vermeye çalışıyor. 

2) MHP’yi, ülkücüleri hiç tanımıyor. Hareketin geçmişini hiç bilmiyor. 

Yok başka bir izahı. 
* * *
“Geçmiş” dedim, geçmişi biraz anlatayım isterseniz… 

Yaşayanlar bilir. 1980 öncesi gün geçmiyordu ki, bir MHP yöneticisi ya da ülkücü pusuya düşürülüp, katledilmesin. Yasadışı sol örgütler, cinayetlerine cinayetler katıyor, vahşetin her türünden örnekler veriyorlardı. 
O dönemde öne çıkan silahlı sol örgütler, Dev-Yol, Dev-Sol ve THKP-C gibi isimler taşıyorlardı. Bugün PKK’yı yöneten çekirdek kadro da henüz ayrılmamış ve bu örgütlerin içinde faaliyet gösteriyordu. 
Mesela, MHP İstanbul İl Başkanı Recep Haşatlı’nın evine girip, eşi ve çocuklarıyla birlikte katlettiler. 

MHP’nin efsanevi Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ı, Dev-Sol öldürdü. 

İstanbul Ümraniye’de ülkücü 5 işçiyi, işkenceyle cinsel organlarını kesip ağızlarına sokarak katledenler de bu örgütlerdi. 

Daha yüzlerce örnek verilebilir. İşte, Gezi Olayları’nda bu örgütlerin uzantıları vardı. Gelişmeleri büyük ölçüde onlar yönlendirdiler. Şaka gibi ama onlara sahip çıkan ve kutsayan da MHP Genel Başkanlığı iddiasındaki Meral Akşener oldu. 
Niye mi? Çünkü DYP başta olmak üzere, çeşitli partiler içinde dolaşıp, daha sonra Bahçeli tarafından MHP’ye paraşütle indirildiği için bilmez bunları. 
* * *
Mesela, Meral Akşener’in bilmediği başka bir şey daha var… 

Alparslan Türkeş’i de tanımaz. Kendisini görmüştür belki ama “tanımaz” derken, fikirlerinden söz ediyorum. Akşener, geçtiğimiz günlerde bir laf etti. Başkanlık Sistemi ile ilgili olarak aynen şu değerlendirmeyi yaptı: 
“Ülkeler, kurulduğu zaman bir yol seçerler. Türkiye de Parlamenter Sistemi tercih etmiştir. Başkanlık Sistemi için referandum yapılsa, oyum hayır olur.” Bunu da arkasına merhum Türkeş’in fotoğrafını alarak söyledi. 
Oysa kesin olarak söylüyorum ki, Alparslan Türkeş yaşıyor olsa Başkanlık Sistemi için “evet” oyu verirdi. 

Çünkü Türkeş, hayatı boyunca Başkanlık Sistemi’ni savundu. Her seminerinde Türkiye’nin kurtuluş reçetesi olarak Başkanlık Sistemi’ni gösterdi. Kendi yazdığı Temel Görüşler Kitabı’nda Başkanlık Sistemi’ne özel bir bölüm ayırdı. En önemlisi de ülkücülüğün temeli olan Dokuz Işık Doktrini’nde Başkanlık Sistemi vardır. 

Aslında yadırgamıyorum ben Akşener’in sözlerini ve tavırlarını. Ülkü Ocağı görmemiş. Hareketin geçmişini bilmiyor. MHP’nin yürüttüğü mücadeleleri uzaktan seyretmiş. Nihayet, paraşütle inip, Bahçeli’den birtakım makamlar kapmış. 
Benim yadırgadığım, Akşener’in bugün MHP içinde “kurtuluş reçetesi” gibi gösterilmesi. “Ben ülkücüyüm” diyen isimlerin peşine takılması. Şaka gibi! Olacak iş değil aslında ama oluyor işte!

Yorumlar7

  • sinan 7 yıl önce Şikayet Et
    ben de ülkücüyüm ve gezi olaylarını destekledim ...geziyi desteklemek sol örgütleri desteklemek değil ki bizim de gerekçelerimiz vardı... bu işten bir şey çıkmaz boşuna
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • evren 7 yıl önce Şikayet Et
    sen ne kadar ülkücüsün pazarcı? ne işin var akp safında?
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • acun 7 yıl önce Şikayet Et
    Ülkücü görevi gereği her yerde olmalıdır
  • ecdad 7 yıl önce Şikayet Et
    Elma ile armutu karistirma ... AKP ideoloji partisi degil .AKP de her türlü insan var... ülkücü-islamci-liberal-asiri olmayan solcu-sagci-alevi-sünni-kürt-laz vsvs... Türkesi bile tanimayan ülkücülere takil sen
    Toplam 5 beğeni
  • Abdurrahman Serdar 7 yıl önce Şikayet Et
    Ben de bir istikrar ve toplanma adası olabilir,belki demiştim. Hakikaten , konuştukça sıkıntıya giriyor.Nerede duracağını, kimlerle olacağını şaşırıyor. Yazık, bu memlekete....
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • salih 7 yıl önce Şikayet Et
    Ülkücüler mert ve dürüst insanlardır solcularla birlik olup gezi olaylarını destekleyen bir bayanı genel başkan olarak görmek istemezler
    Cevapla Toplam 16 beğeni
  • Reiz 7 yıl önce Şikayet Et
    Doğru söze ne denir.
    Cevapla Toplam 11 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat