Kılıçdaroğlu’nun “onur” anlayışı

Ben onu bunu bilmem, söylediklerine bakarım. Ne demişti Kemal Kılıçdaroğlu 2013 Yılında kardeşi için? Neler dememişti ki!

  • GİRİŞ11.12.2016 10:02
  • GÜNCELLEME11.12.2016 10:02

Yaldızlamış, parlatmış, yüceltmiş, yere göğe sığdıramamıştı. Üstelik, üzerinden siyasi prim de devşirmişti…

Kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı iddia edilen inşaat bekçiliği ile ilgili olarak, “Ekmeğini alın teri ile kazanan başı dik, onurlu bir emekçi” ifadesini kullanmıştı. Sonra da alnından öpmüştü.

Şimdi, o kardeşi yerden yere vuruyor. Ağır ifadeler kullanarak ahlaki zafiyet içinde olmakla suçluyor. Birilerinden para alıp konuştuğunu iddia ediyor. “Kapının önüne koyun” talimatı verdiğini söylüyor. Üç yıl içindeki değişime bakın!

Hakkında bu sözleri sarf ettiği kişi bir başkası olsa, belki anlayışla karşılanabilir. “Demek ki tanımıyormuş, bir hatadır yapmış” denilebilir. Ama öyle değil; Celal Kılıçdaroğlu aynı ana-babadan olma kardeşi. Gerçekten onurlu mu, yoksa ahlaki bir zafiyet içinde mi, bunu en iyi bilecek kişi Kemal Kılıçdaroğlu olsa gerek! Buna rağmen, hakkında bir öyle, bir böyle konuşuyor. Çünkü, o gün öyle gerekiyordu, bugün buna ihtiyaç duyuyor!

Ortada yadırganacak bir durum yok. Tam bir Kemal Kılıçdaroğlu klasiği.

***

Kılıçdaroğlu bu, zaman zaman “Mustafa Kemal’in askerleri” olduğunu söylüyor. Ama, “Biz 1930’ların CHP’si değiliz” diyerek, o yılları reddediyor. Atatürk’e “soykırımcı” diyen isimleri milletvekili yapıyor. Mustafa Kemal’i “ırkçı-ulusalcı” diye karalayan Sorosçu isimleri milletvekili listelerine yazıyor.

Bir gün, cezaevlerindeki isimlerle ilgili hiç ayırım yapmadıklarını ve “PKK ve DHKP-C’lileri de ziyaret ettiklerinden” bahsediyor. Sonra düzeltme ihtiyacı duyup, “Ben hiçbir yerde ziyaret etmedim, pes ya, pes yani” ifadesini kullanıyor.

İşine geldiğinde “ülkeyi böldürtmeyiz” diye ortaya çıkıyor, işine geldiğinde şehirlerde hendek kazıp, kalkışma yapanlara “arkadaşlar” diye hitap edebiliyor.

Hele hele parti içindeki FETÖ’cülerle ilgili tavır ve davranışlarının elle tutulur bir tarafı yok. Kılıçdaroğlu’nu anlamak o kadar zor ki!

Mesela, Fatih Gürsun isminde bir danışmanı vardı. Seçimde de Elazığ’dan birinci sıra milletvekili adayı yapmıştı. Eylül ayında FETÖ’cü olduğu gerekçesiyle üniversiteden atıldı. Bir hafta önce de tutuklandı. Gazetelerde “Kılıçdaroğlu’nun danışmanı FETÖ’cü çıktı” haberleri yayınlanınca, hemen Genel Merkez’den bir açıklama yapıldı. “Parti ile ilişiği kesilmiştir” ifadesi kullanıldı.

Buna karşılık, Bilim Platformu’ndan Parti Meclisi’ne bizzat kendisinin taşıdığı Alper Keten ve Caner Yenidünya ile ilgili hiçbir adım atılmadı. Bu iki isim, “FETÖ’cü oldukları” gerekçesi ile üniversitelerdeki görevlerinden atılmalarına rağmen, halen CHP’nin en yüksek karar organı olan Parti Meclisi’nde görevlerine devam ediyorlar.

***

Kılıçdaroğlu, FETÖ konusunda ona buna çemkiriyor ama… Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan halen görevine devam ediyor. Sadece tepkiler üzerine birkaç gün ortadan kayboldu. Tuncay Ceylan, Fatih Gürsun’u CHP Elazığ listesinde birinci sıraya yerleştiren isim. “Kesin seçilecek”diye yapmadığı kulis kalmadı. O’na destek vermesi için seçim öncesi partinin ağır toplarını Elazığ’a taşıdı.

Ayrıca, Ceylan’ın, FETÖ’nün Belediyeler İmamı olduğu iddia edilen ve halen cezaevinde bulunan Erkan Karaaslan’la irtibatı da ayyuka çıkmış durumda. Karaaslan’ın ihale aldığı ve danışmanlık yaptığı 101 belediyenin yüzde 90’ının CHP’li olduğunu biliyor musunuz? İsterseniz, yeni bir bilgi daha ekleyelim, bu ismin 2011 seçimlerinde İstanbul 1. Bölge’den CHP milletvekili aday adayı olduğunu da söyleyelim. Sonra kazanamadı ve Kemal Bey’e Yerel Yönetimler Danışmanıoldu.

Bitmedi, devam edelim: “Buzgate Skandalı”nda ortaya çıktığı gibi, CHP’li Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin eşi CHP’li vekil Gamze İlgezdi’nin Buz Rezidansta 12 dairesi bulunuyor. Tesadüfe bakın ki, aynı rezidansta Zeynep Kılıçdaroğlu ve Tuncay Ceylan’ın da birer dairesi var.

Kim bilir, belki de bu ve benzer ilişkiler yüzünden Tuncay Ceylan, hakkındaki onca suçlamaya rağmen, halen Kılıçdaroğlu’nun Özel Kalem Müdürlüğü görevini koruyor.

***

Biliyorsunuz, Kemal Bey, Adana Mitinginde FETÖ’cü gazetecileri alkışlatmıştı…

Bunun üzerine CHP’de Deniz Baykal, Tanju Özcan, Dursun Çiçek ve Haluk Pekşen gibi isimlerden sert tepkiler gelmişti. Şimdi, kapalı kapılar ardında Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresinden “Bu isimleri disipline verelim” tehditleri yükseliyor. Kılıçdaroğlu, FETÖ konusunda atıp tutuyor, tutmasına da… Bir de gözümüzün önünde yaşanan bu tür olaylar var. Doğal olarak Celal Kılıçdaroğlu olayında olduğu gibi, bu konuda da herkesin kafası karışık! FETÖ, CHP için “tu-kaka” mı, yoksa “can ciğer kuzu sarması” mı?

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat