Islahat-ı memnu

Osmanlıca eğitimi tartışması, bilen bilmeyen herkesin katılımıyla sürüyor.

  • GİRİŞ19.12.2014 10:09
  • GÜNCELLEME20.12.2014 12:43

Bazı kesimler kendilerine öğretilmiş geleneksel "Osmanlı'dan nefret" refleksiyle kıyameti kopardılar. Bunlar Kemalistler oluyorlar.
Elbette bu nefretin üstünü kazırsanız içinden bir de "Tayyip nefreti" çıkacaktır. Öte yandan "sözde liberaller" iliklerine işlemiş kendi özel Tayyip nefretlerini ne hikmetse bir de Osmanlıca nefretiyle süsleyemediler, belki utanmışlardır... Belki de Osmanlıca'ya vurmak Fethullahçılık'la bağdaşmayacaktır da ondan... Hocaefendi kızabilir.

Cahiller de dalgalarını geçtiler. Bunların arasında "turizm-otelcilikten ön lisans alabilmiş" ünlü komedyenler de var. Cahillerin cahilce dalgaları, genellikle "uyduruk bir dil üretip bunu Osmanlıca diye pazarlamaktan" ibaret kalıyor.
Böylece, hani uyduruk bir dil üretip bununla Öztürkçe diye dalga geçenlerden bir farkları kalmıyor. Yaptıkları, imambayıldıya "içi geçmiş dinsel kişi", hostese "gökkonuksal avrat" demenin bir başka türlüsü.

"Atatürk büyük nutkunu nece yazmıştı?" sorumuza da cevap veremiyorlar. (Pardon, günaha girdim, büyük harfle Nutuk yazmam gerekirdi.)
"İktidarın Medeni Kanun'u kaldırıp yerine Mecelle'yi getireceğini" iddia edecek kadar ileri gidenler de görüldü.
Mecelle maddelerinden örnekler verip "bunu kimsenin anlamadığını" söylüyorlar:

"Şekk ile yakin zail olmaz", "beraeti zimmet asıldır", "kişi ikrarı ile muaheze olunur, tevehhüme itibar yoktur" gibi birtakım laflar...
Haklıdırlar.
Halk bunları anlamaz. (Aşk-ı Memnu'yu anlar, televizyondan öğrenmiştir.)
Halkı bırak, aydınlar da anlamazlar.
Peki şunu anlarlar mı: "Hükmi şahısların medeni hakları kullanmağa salahiyeti, kanuna ve nizamnamelere göre bu husus için muktazi uzuvlara malik olmalarıyla başlar..."

Ya da: "Hacir ilan edilmiş ise ref'i dahi ilan olunur, medeni hakları kullanmak salahiyetinin avdeti bu ilanın icrasına mütevakkıf değildir..."
Yıl 1926... Türkiye Cumhuriyeti üçüncü yaşını idrak ediyor...
Henüz ortada Latin alfabesi falan yok. Atatürk de yok, Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa var (Atatürk için sekiz yıl daha bekleyeceksiniz.)
Hani o İsviçre'den almakla çok övündüğümüz Medeni Kanun'dan bu laflar...
Canım, ona bakarsanız Büyük Nutuk'un ilk baskısı da eski harflerle değil mi?

Osmanlı'dan ve Osmanlıca'dan bu kadar nefret eden cumhuriyet, hukuk dilini niçin Osmanlıca bırakmıştır?
Niçin, Medeni Kanun'un dilinin yenilenmesi için taa 2001 yılı beklenmiştir?
Gerektiğinde "baysak, önürme ve uygunluk kıldacılarından" sözetmeyi bilen Büyük Önder bu işe niçin el atmamış?

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat