Alt akıl

Gizli raporlar da açığa çıkınca, mesele kabak gibi ortada:

  • GİRİŞ02.07.2015 10:33
  • GÜNCELLEME02.07.2015 10:33

"Fethullah örgütü", devlete sızma yöntemiyle el koymak isteyen yarıgizli bir örgüttür. Öteden beri yarı açıkyarı gizli hücre sistemiyle çalışmış olan Nurcular'dan ayrılmış, aykırı ve uç fraksiyondur. "Tedhişçi" anlamında terörist denemez ama mevzuat uyarınca öyle anılmaktadır.
Bu örgüt Amerika Birleşik Devletleri tarafından gizlice desteklenmiş, İsrail ile de "dirsek temasında" bulunmuştur. CIA ve FBI görevlileri örgüt militanlarına eğitim vermişlerdir. Dinleme operasyonlarında en ileri teknoloji kullanılmıştır.

Amaç, gerektiği zaman devreye sokulmak ve kullanılmak üzere "Recep Tayyip Erdoğan'a alternatif" bir iktidar seçeneğini el altında bulundurmaktı. ABD, Hocaefendi'yi "yedekte" tutuyordu.

Bu operasyon, kendine solcu ya da liberal süsü veren gazeteler çıkarmaya ve esas olarak Türk devletine düşman, vatanından nefret eden bazı gazeteci ve yazarları kullanmaya kadar vardı! Onlar da kendilerini zevkle kullandırdılar.

Erdoğan'ın ünlü "one minute" çıkışı, Mavi Marmara gemisi olayı ve Türkiyeİsrail ilişkilerinin iyice bozulması örgütü daha da aktif hale getirdi ve bir darbe girişiminde bulunmaya yöneltti.

Bu girişimin bir ayağı da "Erdoğan'ı hastanede öldürmeye ve buna 'ameliyat masasında kaldı, eceliyle gitti' süsü vermeye" yönelikti... (Tanıdığım bir Fethullahçı üniversite profesörü, ne hikmetse o günlerde gayet çirkin bir şekilde "bu herif ölecek" diye atıp tutuyordu.) Başka bir etap, Hakan Fidan'ı da yokedip Milli İstihbarat Teşkilatı'nı ele geçirmekti. MİT'in başına, kimi kaynaklarda kibarca R. olarak geçen Ramazan getirilecekti.

MOSSAD, bu amaçla Fidan'ın Oslo'da PKK ile gizli (ama devlet adına ve devlet onaylı) görüşmeler yürüttüğünü "açık etti", yani FTÖ örgütü vasıtasıyla açık ettirdi ama sonuç alamadı. Suriye'ye gönderilen silahlar meselesini de aynı şekilde açık ettirdi ama orada da çuvalladı. Fakat bunu, yeminli Erdoğan düşmanları utanmadan seçim propagandası niyetine kullanmaya kalktılar.

Örgüt darbeye kalkıştı, lideri de Ayetullah Humeyni benzeri bir "tayyareli huruç" eylemine hazırlanıyordu. Başaramadı. Darbe savcı ve polisle değil askerle yapılır, bunu düşünemediler.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat