Oportünizmle sağduyu arasında

  • GİRİŞ13.10.2015 09:55
  • GÜNCELLEME13.10.2015 09:55

Ankara’da yaşanan katliamın da geniş bir arka planı olduğunu varsaymak gerçekçi olur. Önce bu tür bir eylemin siyasi açıdan ‘faydalı’ olduğu değerlendirmesini yapıp, muhtemel farklı eylemlerle karşılaştırıp kararını vermeniz lazım. Bunu yaparken size yakın veya uzak diğer aktörlerin desteğinin veya tepkisinin de iyi hesaplanması gerek. Ardından yeri ve zamanı seçecek, azami sonuç alabileceğiniz koşulları belirleyeceksiniz. Nihayet bu türden bir intihar eylemi için ‘doğru’ kişileri seçecek, onları hazırlayacak ve şartların değişme ihtimaline karşı onları belirsiz bir konumda tutarken motivasyonlarının düşmemesini sağlayacaksınız. Bu kolay bir iş değil, çünkü bombacılar çok muhtemelen ideolojik açıdan karşı oldukları ve nefret ettikleri birilerini öldürmeye gitmeyecekler. Aksine hiç tanımadıkları, bilmedikleri insanları kendileriyle birlikte havaya uçuracaklar. Dolayısıyla bu kişileri eyleme razı etmek ve istim üzerinde tutmak, onları ayrılamayacakları bir organizasyonun içinde tutmayı becerebilmek demek…

Bunu kim yapabilir? Sorun şu ki bu artık profesyonel bir sektör ve taşeron ‘şirketler’ var. Diğer bir deyişle işi ısmarlayan ile eylemi yapan birbirinden çok farklı olabiliyor. Diğer taraftan Ortadoğu coğrafyası ve Türkiye siyasetindeki marazi aktörleşmeler böyle bir beceriye sahip ‘otantik’ öznelerin de olabileceğini söylüyor. Listeyi yazmaya İran ve Suriye istihbaratı ile başlayıp, IŞİD ile devam edebiliriz. Çünkü bunlar daha önce benzer eylemleri gerçekleştirdiler ve aynı niyeti taşıdıklarını gizlemiyorlar. Ardından PKK, MLKP, DHKP-C ve 1990’ları hatırlatan derin devlet girişimleri üzerinde de durulabilir. Ama organizasyonun gereksinimleri Ankara’daki intihar saldırısının yurt dışı kaynaklı olma ihtimalini çok yükseltiyor. 

Amaç Türkiye’nin Ortadoğu’da etkisizleşmesi ve iç sorunlarına gömülmesi olabilir. Önümüzdeki dönemin yeni denklemlerinde Türkiye’nin pasif bir role mahkûm olması epeyce bariz bir istek. Bunun yanında iç siyasette de bazı ‘istenen’ sonuçlar olduğu söylenebilir: Kamuoyunu umutsuzluğa sevk etmek, devlete güvensizlik yaratmak, hükümeti paralize etmek, otorite boşluğu yaratmak, iç barışı olanaksız kılmak gibi… 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat