Hayaller başka, hayatlar bambaşka

.

  • GİRİŞ26.04.2017 10:02
  • GÜNCELLEME26.04.2017 10:02

"Türkiye düşmanlarının hayalindeki Türkiye" ile "gerçek Türkiye" arasındaki mesafe günden güne açılıyor. Hayaller başka, hayatlar bambaşka.

Liberal Batı medyasının önde gelen temsilcilerinden Huffington Post dün döktürmüş!

Bakın, Türkiye'yi nasıl tanımlamış?

- Türk toplumu çok kötü şekilde bölünmüş!

- Halkın yarısı Erdoğan'ın otoriterliğine karşı ve bu muhalefet giderek güçlenecek!

- Ekonomi durağanlaşıyor, dört gençten biri işsiz, turizm geriliyor!

- Erdoğan, Kürt azınlıklarla olan savaşı yeniden ateşliyor!

- Referandumdan sonraki adım yeni anayasal değişikliklerle devlet işlerine dinin sokulması olabilir!

- Başarısız darbeden sonra ordu tamamen etkisizleşiyor ve tasfiye ediliyor!

Hayaller böyle. Ama hayatlar bambaşka.

Huffington Post ve benzeri medya organlarında bu türden saçmalıklara imza atan aklı evveller sadece hayallerini dile getirmiyorlar elbette. Bütün bu zırvalar Türkiye'ye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yürütülen siyasi operasyonun parçası.

Bu türden haberler sahada Türkiye'ye bir şekilde etki etme potansiyeli taşıyan aktörleri tahrik etmeye dönük haberler.

Seslendikleri 3 temel aktör var.

Birincisi yeni ABD yönetimi.

Donald Trump'a ve ekibine Erdoğan'ı "radikal İslamcı" diye sunma çabası içine giriyorlar.
Nitekim aynı haberde açıktan bir çağrı yapılmış Trump'a.

"ABD, otoriterliğe karşı mücadele eden on milyonlarca insanla mı ittifak kuracak, yoksa bir kez daha tarihin yanlış sayfasında mı yer alacak göreceğiz" denmiş!
Verilen mesaj, "Erdoğan'la çalışma" mesajı.

Üstelik bunu diyenler Trump'ı hâlâ sistem içinde meşru bir aktör olarak kabul etmeyen, "benim başkanım değil" diyenler.

İkinci muhatap, Türk Silahlı Kuvvetleri. Açık ve net biçimde bir kez daha ordu tahrik edilmeye çalışılmış.

Bir süredir açıktan "ordu göreve" diye pankart açmadıkları kaldı.

Fakat bir kere daha söyleyelim, Türk ordusunu kışkırtmaya çalışan bu zevat kendine hayrı olmayan, kendi iktidarını kaybetmiş bir kaybedenler topluluğu.

Üçüncü muhatapsa CHP.

CHP'nin sokağı harekete geçirecek şekilde davranması isteniyor.

16 Nisan'dan sonra CHP'nin referandum sonucunu itibarsızlaştırmak için giriştiği trajikomik işler bu medya organlarının manşetlerinden selamlandı. Hayır oyu veren yüzde 48, "CHP seçmeni" gibi yansıtılmaya çalışıldı.

Parti sözcüsü Selin Sayek Böke'nin "sinei millete döneriz" sözü bu medya organlarında ayakta alkışlandı. Ne var ki CHP, döne döne ancak kendine döndü. İktidar kavgaları içten içe başladı.

Dedim ya, hayaller başka, hayatlar bambaşka.

Türkiye, bütün bu yapay siyasal mühendislik çabalarına rağmen 16 Nisan'da büyük bir eşik atladı ve yoluna çok daha güçlü şekilde devam ediyor.

Mayısta Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Hindistan'da, Rusya'da, Çin'de, ABD'de ve Brüksel'de dünyanın önde gelen liderleriyle bir araya gelecek.

Bu görüşmelerde Türkiye'nin önümüzdeki dönemine etki edecek çok önemli kararlara imza atılacak. Çok şükür ki Türkiye yolundan döndürülemedi, bu millet liderinin arkasında durdu ve ülke kazandı...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat