Servet düşmanlığımı yapalım!

  • GİRİŞ04.05.2012 10:01
  • GÜNCELLEME04.05.2012 10:01

“iyi bir şeyler”den kasdım açık…

* İnançlı insanlar bir başarı elde etse, “başarı Allahtan’dır” ayetini slogan ederiz. Eyvallah, başarı Allah’tandır. Lakin “gayret bizden” olursa…

* İnançlı insanlar bir makama otursa, hiç durmaz hemen Ebu Muslim Horasani’nin sözü olan “onlar; dostlarının zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Düşmanlarının zararından korunmak ve kazanmak için onları yakınlarına aldılar. Yanlarına aldıkları düşmanları dost olmadığı gibi, uzakta tuttukları dostları da düşman oldu. Böylece herkes düşman safında birleşince, yıkılmaları mukadder oldu." İfadesini başköşe eder, yaftayı vururuz.

* Bir düğün evi kursa Müslüman, ilk lafını eden bir diğer Müslüman olur nedense. “Siz benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız” hadisini de arkasına bağıra bağıra söyler, düğünde bile eğlenceye, gülmeye, neşeye müsamaha göstermeyiz.

* Yeni bir araba çekse altına, ilk dedikodusunu da en yakınındaki Müslüman yapar. Vergi memurundan önce sorguya çeker; “Nasıl aldın? Kaça aldın? İsraf değil mi? Diye başlar...

* Bayram gelir, bayramda heves eder, dostlarınızla kucaklaşır, hasret giderirsiniz. Elinize aldığınız cemaat gazetesinin manşetinde şu vardır; “Bayramsa bayramınız mübarek olsun”… Yanına Afrika’dan kurumuş bir çocuk fotoğrafı, daha etkileyici olsun diye birde Filistin’de dipçik altındaki masum anne fotoğrafı…

* Ticaret yapar, bolca para kazanır, zekatınızı, infakınızı yaparsınız. Müslümanlardan bir kısmı çıkar; “Servet biriktirmeyin”, “Mülk Allah’ındır” diye slogan atar.

Velhasıl bu açmazlar o kadar uzar ki, siz okumaya bıkmazsınız, bende yazmaya…

Ama mesele anlaşıldıysa olay bitmiştir.

Antikapitalist Müslüman gençlik adında samimi olduklarına inandığım gençlerden müteşekkil bir grup zuhur etti…

İktidarda muhafazakarlar… Caddelerde muhafazakar zenginler olunca ister istemez bu zenginlikten bir şekilde pay alamayanlar “bizde yoksa sizde de olmasın” kabilinden bir harekete girişecekler.

Yahu iyide Allah zengindir ve insana çalıştığının karşılığı verilir.

İslam’ın ne idüğünü, nasılını henüz öğrenme çağındaki bu samimi gençleri “servet düşmanı” yaparak meydanlara dökmek İhsan Eliaçık’a bir şey kazandırmaz.  Ama bu çarpık İslami anlayıştan dolayı İslam ümmeti büyük zarar görür…

Bayramlarımızı zehir eden anlayışa da…

Başarılarımızla gurur duymamıza ve hamdetmemize dahi izin vermeyen anlayışa da…

Düğünlerimizdeki coşkuya din adına müdahale eden “kara cahil, hamsofta” dindarlık anlayışına da…

Malının zekatını vererek, infak ederek zenginliğini Allah katında meşrulaştırdığı halde zengin müslümana düşman olan bu anlayışa da yazıklar olsun…

***

İslam tarihi Sa’lebeden ibaret değildir…

İslam tarihi Ebu Zer’in “bir hırka” yaşantısından ibaret değildir…

Açın okuyun Allah aşkına!

İslam tarihinde Efendimizin eşi Hz. Hatice zengindir ve bir tüccardır…

Hz. Ebubekir tüccardır ve zengindir…

Daha bir çok sahabe sayabilirim… Zenginliğini Allah için harcayan insanlar…

Ama Allah Resulü bunlara düşmanlık beslemedi… Besleyenlere de müsaade etmedi…

Çünkü onlar mallarının zekatını da verdiler, infakta ettiler…

Ve İslam, fakirliği ve zenginliği Allah’ın kuluna bir imtihanı olarak kabul eder. Herkesin imtihanı kendine… Fakir isyan sınırında gezinirken, zengin ifrat sınırında… İkisinin buluşma anı mescid… Aynı safta, sınıf farkı olmaksızın… Aynı rabbe secde eder… Ve üstünlüğü takvada arar…

O halde bu gençleri İslam adına sokaklara döküp, servet düşmanı yapmak neyin nesidir. Evet, hatırlatma bir mü’min vazifesi…

Fakirin hakkını gasp edenlere, komşusu açken tok yatanlara, işçinin hakkını alınteri kurumadan vermeyenlere bir hatırlatma… Bir denge… Bu hatırlatmayı “servet düşmanlığına” çevirmek islam’a yapılmış en büyük hakarettir…

Unutmamak lazım ki, “Dürüst tacir şehitlerle haşr olacaktır” buyuruyor efendimiz…

Taksime yürüyen, ellerinde “devşirilmiş” ve “tevil edilmiş” sloganlarla kortej kuran gençler, bir samimiyet abidesi sayılabilir… Lakin bu kortej, yarın zenginleşen müslümanlara nefreti de körükleyecektir. Jeepini caminin önüne park edip, namaza duran müslüman “suçlu” muamelesi görecek… Buna İhsan Eliaçık’ın hakkı var mı?

“adil olun” çağrısını yaparken, helalinden kazanmışlara karşı “zulüm” edilmiş olmayacak mı?

Bu ümmet ne çektiyse “yarım yamalak” anlayışlardan çekti…

Şimdi yeni bir “tartışmamız” oldu. Buyursun MÜSİAD cevap versin…

Niye zenginleşiyorsunuz efendiler!

Not: Kocaeli’deki okurlarıma duyurumdur

19-20 Mayıs günü BSR Yayın Standında Dip Dalga Davutoğlu, Atatürk’ün Aşkı Latife ve Gençler için Safahat adlı üç kitabımın imza programını yapacağız. Şimdiden davet ediyorum ki, rezervasyonunuzu yaptırın. Hepinizi bekliyorum.

Fatih Bayhan – Haber7

Bayhan.f@gmail.com

www.fatihbayhan.com.tr

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat