Ölümden hayat dersleri

Peş peşe iki gün arayla iki yakın dostumun babası vefat etti.

  • GİRİŞ28.11.2014 10:31
  • GÜNCELLEME29.11.2014 11:14

Birisi Silivri... Diğeri Beykoz. Ve ikisinden de iki "defin hikâyesi" dinledim. Şaşkındılar. Babasını Beykoz'a defneden arkadaşım anlatıyor: "Belediyeye gittik. Mezarlıklar Müdürlüğü babamın adını, soyadını, adresini aldı. Kanlıca'ya gömmek istediğimizi öğrendi. Ve o dakika işlemler başladı. Nasıl bir disiplin ve saygı. Hayret ettik. Her şey tıkır tıkır işledi. Cenazemizi aldılar. Camiye gittik, her şey hazırlanmış. Oradan bir cenaze aracıyla mezarlığa götürdüler. Baktık yer hazır. Ve babam defnedildi. Sonra bir yetkili geldi. 'Başka bir şeye ihtiyacınız var mı' diye sordu. Ertesi gün telefonum çaldı. Arayan Beykoz Belediyesi Mezarlıklar Müdürü'ydü. 'Murat Bey başınız sağ olsun. Bir ihtiyacınız var mı?' Şaşırdım. Teşekkür edebildim. Beni tanımaz etmezler. Orada oy kullanmadım. Ankara'da yaşarım. Tam Allah Allah diyordum... Yine telefon çaldı. Bu defa arayan Büyükşehir belediye başkanının özel kalem müdürüydü: 'Efendim, Sayın Topbaş adına başsağlığı diliyoruz. Bir ihtiyacınız var mı?' Yine şaşırdım, ki birkaç saat sonra bir telefon daha. Bu defa Beykoz belediye başkanı..." Sevgili Cemal Özcivelek amcamızın cenazesiydi bu. Murat Ankara'da oturur. İstanbul'da oy bile kullanmaz. Hayatında Beykoz'a iki kere gitmiş mi bilmem. Ve onları şaşırtan da işte bu oldu. Aynı konuyu bir başka yakın dostumdan da aynı şekilde dinledim. Hepimiz biliriz. Yıllarca defin sorunları yüzünden kimler ne sıkıntılar yaşamıştır. Yazının adını "Ölümden hayat dersleri" koydum. Umarım bütün belediyeler bundan bir ders alır...

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat