Devrimi yaptılar ve siz yoktunuz!

.

  • GİRİŞ19.06.2017 09:20
  • GÜNCELLEME19.06.2017 09:20

Firari Can Dündar, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Ankara'dan İstanbul'a yürüyüşüne dair haberi paylaşırken "Bastille?" diye tweet attı.
Bastille, 1789 Fransız İhtilâlinin seyrini değiştiren, dünya siyaset tarihinin önemli olaylarından biri sayılır. Meclis'te temsil edilmediklerini söyleyen binlerce kişi, Fransız kralına karşı isyan çıkardı ve Bastille Hapishanesini bastı. Maksatları mahkûmları çıkarmak değil ha! Çünkü içeride iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda suçlu vardı. Asıl mesele, hapishanede depolanan 32 bin silaha ve cephaneliğe el koymaktı.
14 Temmuz 1789 sabahı ayaklanan yığınlar, silah ve mühimmata el koydu. İsyan ülke geneline yayıldı ve kralın otoritesi yıkıldı.
Solcular işte buna ilk halk devrimi diyor.
Tescilli casus, kalkmış şimdi "Çakma Gandi"den bir Bastille çıkar mı diye umuyor.
Ne kadar da çaresiz... Ne kadar da zavallı... Ne kadar da içerideki FETÖ'cülerin çıkarılmasını düşünürken kendini ifşa edici hâl içinde...
Bir kere o ihtilali halk, 2002'de yaptı. 15 Temmuz 2016 günü de Çakma Gandi saklanacak köşe ararken ihtilale mührünü vurdu.
           ***
Bunların hepsi garip. Misal, Cumhuriyet taifesinden Mine Kırıkkanat.
Manisa'daki toplu asker zehirlenmelerinin ardından "Rus devriminin çıkış noktası 1905 Potemkin zırhlısı personeline bozulmuş yemek vermektir. Manisa'da 200 askerimiz daha zehirlendi, tık yok!" diye tweet attı.
Kafaya bak. Zehirlenmeden devrim devşirmeye kalkıyor.
Kırıkkanat "Göbeğini kaşıyan adam" nefretinin patent sahibi.
Mahut kadın, on sene evvel Atatürk Havalimanı'ndan şehir merkezine giderken, sahil yolunda mangal yapanlar üzerinden "kötü kokan, yerlere tüküren, kıllı, donlu, göbekli halk" diye AK Parti seçmenini aşağılamıştı.
Tam 9 yıl sonra, 7 Ağustos 2016'da tahkir ettiği halk, mangal yapılan o sahilde, dünya tarihinin en büyük mitingini düzenledi. Millet sahilde devrim yaptı. Ve siz orada da yoktunuz.

Beyin meselesi
Bir beyin cerrahı araştırıyordum. Marmara Üniversitesi'nde bir doçent tavsiye ettiler.
Kime sorduysam onu önerdiler. Adam Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi beyin cerrahlarından biriymiş. Aynı anda üç ameliyat birden yapıyormuş mesela.
Ama telefonunda ByLock çıkmış. Şu anda da tutukluymuş.
İnsan böyle durumlarda "Amaaan FETÖ’cüymüş, yatsın içeride" deyip geçemiyor. Sonuçta yetişmiş bir insan.
Garip olan, beyin ameliyatlarının en iyisini yapan böyle bir hekimin beynini FETÖ’ye kaptırmış olması.
Hiç şüphe yok! FETÖ bir nesli heba etti.
 
Medya, silah ve iddianame
Türkiye genelinde FETÖ'ye yönelik bin 400'e yakın dava açılmış durumda. Bunun 120 civarı 15 Temmuz'a ilişkin. Yani darbe davası. Savcılar inanılmaz performans gösterdi. Ortaya bu sinsi yapılanmayı deşifre eden binlerce sayfa doküman çıktı. Bir bir inceliyorum. Açıkçası Genelkurmay işgalini anlatan Çatı Davası ve Akıncı İddianamesi bir numara. Darbe girişimi içinde yer alanlar, tafsilatıyla anlatılmış.
Fakat sivil davalar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Askerî davalardaki delillendirmeler, sivil davalarda yok.
Mesela geçen hafta TUSKON ve medya yapılanmasına yönelik iddianameler kabul edildi.
Bazı sanıklar hakkında en müşahhas isnat, ByLock kullanmış olması. Bazıları için ise ByLock kullananlarla ve örgütün ileri gelenleriyle telefon kayıtları ve Bank Asya hesap trafiği suç delili olarak gösterilmiş.
Gökçe Fırat Çulhanoğlu, Murat Aksoy, Seyit Kılıç, Yakup Çetin, Ali Akkuş gibi isimlerin bu yapı ile bağlantısı aşikâr. Bunların ne olduğunu uçan kuş biliyor.
İddianamede de belirtildiği gibi; "FETÖ medyası ilkesel bir yayıncılık yerine tamamen stratejik olarak örgüt amacı doğrultusunda bir yayın politikası izledi. Bu safhada medya örgütün âdeta silahı olarak kullanıldı."
Fakat metinde nasıl "silah" olarak kullanıldığı eksik anlatılmış! Çulhanoğlu hariç.
 
Modası geçmeyen şey: Hainlik
 
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, "Bugünün kahramanı dün kimlerin nesiydi?" diye sorduğu yazısında Namık Kemal, Mehmet Akif, Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Necip Fazıl, Cemal Süreya, Attilâ İlhan'ın (ve hatta Deniz Gezmiş'in) geçmişte vatan haini ilan edildiğini ancak bugün kahraman olarak anıldığını yazdı. (İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnson'un dedesi) Ali Kemal'in ise bugün hain olarak anıldığını çiziktirdi.
Özkök "Demek ki bir insanın ne olduğuna bugün değil, yarın karar veriyor" diye bitirdiği yazısında kime/kimlere işaret etti?
Can Dündar?
Enis Berberoğlu?
Fetullah Gülen?
FETÖ kalemşorları?
Bilemiyorum artık. Bildiğim, "hain"lerle "kahramanlar"ın çok sık yer değiştirdiği bir ülkeyiz biz. Tarihi kim yazıyorsa "hain"in kim olacağını o belirliyor. Bu konuda en uç nokta Vahideddin Han'dır. Son padişaha 90 yıl hain denildi de ne oldu? Hakikatler gün gibi ortada. Kim neyi, nasıl yazarsa yazsın kahramanlık kahramanlıktır, hainlik de hainlik.
Ama şu kesin; yarın hangi düzen, sistem, dönem gelirse gelsin... Hepsi de, kendi milletinin, kendi meclisinin, kendi emniyet binasının üzerine bomba yağdırmayı hainlik olarak yazacak.

Türkiyegazetesi

 

Yorumlar1

  • aysima 6 yıl önce Şikayet Et
    elinize emeginize saglik cok guzel aciklamisiniz
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat