Cumhurbaşkanlığı konusunda bilinenler ve bilinmeyenler

Biliyorum merak ediyorsunuz; ben müthiş merak ediyorum çünkü...

  • GİRİŞ16.04.2014 10:06
  • GÜNCELLEME16.04.2014 10:06

 İlk kez halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanlığı için Ak Parti'nin kimi aday göstereceği merak edilmez mi hiç? Şunun şurasında seçime dört aydan kısa süre kaldı ve hepimiz meraktayız...

Rakip aday çıkarması gerekecek siyasi partiler de merakta...

Aslında Ak Parti'nin adayının Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan'dan biri olacağını biliyoruz. Hatta bir şeyi daha biliyoruz: Tayyip Erdoğan aday olmak istediğinde Abdullah Gül'ün buna itiraz etmeyeceğini ... Tayyip Erdoğan'ın çevresinden gelen mesajlarla kendi bazı sözleri de aday olabileceği yolunda işaret sayılabilir...

O halde?

Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde de benzer bir durum vardı: İsteseydi, altı yıl süren başbakanlığını, 2007 yılında, cumhurbaşkanlığıyla taçlandırabilirdi Tayyip Erdoğan; ancak şimdilerde de yapılacağını bildiğimiz istişare mekanizması sonucunda, ‘'Adayımız kardeşim Abdullah Gül'' açıklaması ondan geldi.

Fena da olmadığını hep birlikte izledik: Çankaya'da Gül, başbakanlıkta Erdoğan formülü tarihimizin en başarılı siyasi işbirliğine dönüştü: Gül'ün şahsında ülkemiz uluslararası itibar gören bir devlet adamı kazandı; halktaki Erdoğan sevgisi daha da büyüdü ve Ak Parti oyları yüzde 50'leri buldu...

Ülkemiz için de yararlı olduğuna formülün, iyi niyetliler şehadet edecektir...

Tayyip Erdoğan ve konuyu kendileriyle istişare etmeye değer bulacağı partili yol arkadaşlarının bir beş yıl daha Çankaya'da Abdullah Gül'le devama karar vermeleri, bu sebeple, şaşırtıcı karşılanmamalı.

Yedi yıl önce şaşırmış olsanız da, bu defa şaşırmamalısınız...  

Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasaklı olduğu dönemde üstlendiği başbakanlığı, Abdullah Gül'ün, hem de yolunu açmak için olağanüstü çaba sarf ederek, altı ay sonra terk edebilmesi de şaşırtmıştı; Tayyip Erdoğan'ın kendisi de Çankaya'ya çıkabilecekken cumhurbaşkanlığını ‘kardeşim' dediği yol arkadaşına bırakması da...

Siyasete farklı bakan bir kadro olduğunu Ak Parti yönetim kadrosunun, artık biliyoruz...

Bu sebeple, ‘'Adayımız Tayyip Erdoğan'' denildiğinde de, bunu, çoktan hak etmiş bir lidere vefa olarak değil, ‘ortak akıl' tarafından üretilmiş, sadece kişiler ve parti bakımından değil ülke açısından da öylesi hayırlı olduğu için alınmış bir karar olarak görmeliyiz...

Kim aday olursa olsun diğeri bu gelişmeden rahatsızlık duymayacaktır...

Esas dikkat edilmesi gereken, şu aşamada, aday belirleme sürecine sağdan soldan yapılacak müdahalelerdir... Siyaset yandaşlık doğuran bir uğraş alanıdır ve yandaşlık da aşırılığa kaymaya müsaittir. Taraflardan biri için ortaya atılacak ve bunu diğerini rencide edebilecek söz ve tavırlara dökecek olanlar, iyilik yapayım derken süreci zedeleyebilirler de...

Demokratik süreçte halkın oyu kimsenin cebinde değildir.

Yazının tamamı için tıklayınız

Yorumlar1

  • cihank_37 9 yıl önce Şikayet Et
    Cumhurbaşkanı belli ya Başbakan kim. Benim kanaatim Uzun Adam halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olacak zaten olmalı da ancak Başbakan kim olacak. Abdullah Gül olması en muhtemel aday tabii ki bende memnuniyet duyarım. Fakat 12 yıldır müthiş başarılar sergileyen Uzun Adamın yerine kim otursa zorlanır. İnanıyorum ki bu günler uzun zaman önce hesap edilmiş düşünülmüştür. Zira Ak Parti günlük hesaplar peşinde olmayan plan projesini uzun yıllara dayayan bir partidir. Şu son yaşanan olayların geleceğini 2009 dan itibaren anlamamız gerekiyordu. Çoğu Ak gönüllülerde buna inanıyordu zaten. Esasında mesele onun Başbakan bunun Cumhurbaşkanı olması değil mesele kardeşlik meselesi güdülen davanın birinci öncelik olması meselesidir. Öncelik dava kardeşliği olduktan sonra kimin nerede oturduğu çok önemli değil.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat