Bu oyuna gelme Barzani ..!

.

  • GİRİŞ20.09.2017 07:06
  • GÜNCELLEME21.09.2017 06:59

Üniversitede okuduğumuz yıllarda, Türkiye'de, sadece siyah beyaz TRT kanalı vardı televizyon olarak.

Günde ortalama yirmi genç insanın kara toprağa düştüğü o yıllarda haberleri izlerken adeta televizyonun içine sokulurduk, ertesi gün gazeteleri didik didik ederdik.

Birilerine sorardık, birbirimizden öğrenmeğe çalışırdık.

Bazan hocalarımıza danışırdık.

Haftalık yayımlanan dergilerin altını üstüne getirirdik.

Niçin mi? 

Anlamak için, biz niçin birbirimizi kırıyorduk.

Fakat ne mümkün, haftalarca uğraşır, sonunda puzzle'ın birkaç parçasını bir araya getirirsek ne mutlu.

Geç de olsa bizi, birilerinin birbirimize vurdurduğunu anlıyorduk ama kimdi bunlar, bunu anlamak çok zordu. 

Şimdi öyle mi ?

Değil.

Şimdi kuklacıyı da, ipi de, kuklayı da, sahneyi de... her şeyi bir kaç saat içinde öğreniyorsunuz.

Hatta kuklacı sahneyi ve kuklasını hazırlarken bile onu seyrediyorsunuz. 

Sanırım eskiden insanların milli hassasiyetleri  fazla olduğu için kuklacılar perdenin arkasında kalmayı tercih ediyorlardı, ya da liberal ekonomi hepimizin zihinlerini dümdüz ettiği için günümüz kuklacıları da oyunlarını açıkça, herkesin gözü önünde oynuyor. 

Oynatan, her şeyi en ince detayına kadar hesaplıyor.

Ki mi ya da kimleri oynattığını, bu oyun sahnelenince hangi sonuçların ortaya çıkacağını, sonuçta kendisinin neler kazanacağını yani oyunun "temel amacını", daha oyunu yazarken, senaryolaştırırken ve sahnelerken bilmektedir.

Oyunu kurgulayan daha yazı aşamasında iken, kuklaların oyunu benimseyip, canla başla oynamalarını sağlamak için oyunun içine kuklaların hoşuna gidecek sahneler koymaktan oyun yazarının en dikkat ettiği şeydir.

Hatta bazan dışarıdan bakınca, bu oyunun sadece kuklaların yani oyuncuların işine yaradığını düşünürsünüz.

Bugün de öyle.

Dışarıdan bakınca; " ee canım ne var bunda, birkaç milyon nüfusu olan kavimlerin bile devleti varken, Kürtlerin de bir devleti olsun", diyorsunuz.

Bu bakış gerçekten saf, temiz ve tamamen iyi niyet duygularıyla beslenmiş bir bakış.

Fakat, Amerika askeri Afganistan'a girerken de ; Rusya'ya karşı Afganistan'ı korumak için girmiş ve herkes de bunu makul karşılamıştı.

Peki bugün Afganistan diye bir devlet kaldı mı?

Amerika Irak'a Saddam'ın geliştirmekte olduğu nükleer silahlara el koymak için ve Kuveyt'in intikamını almak için girmişti.

Irak diye bir devlet var mı?

Libya diye bir devlet var mı?

Yemen diye bir devlet var mı?

Suriye diye bir devlet var mı? 

Şimdi sıra Türkiye, İran ve Pakistan da.

Bizim meşhur arabesk tabirimizle söylersek; "Barzani, acıların çocuğudur".

Babasının  yani, Molla Mustafa Barzani'nin başını kimlerin okşadığını, kimlerin acılar yaşattığını herkesten, hepimizden çok daha iyi bilir. Bütün o yaşanan çileli geçmişin tanığıdır Mesut Barzani.

Bu coğrafyada bazıları yani hali uygun olanlar önce mazlum yapılır, sonra baş rol verilir, oyun oynatılır ama sahneler bir anda ateşe verilir.

Nihayet ne sahne, ne baş rol oynayan ve ne de seyirci kalır.

Yahut diktatörler, kan içici zalimler üretilir. 

Ortalık kan gölüne çevrilir.

Bu durumda da sahne yine ateşe verilir ve ortalıkta hiç kimse kalmaz.

Ve her iki yangının ardından, dumanlar arasından elinde hortumla petrol kuyularının başında fötr şapkalı bir adam soğutma işi yaparken görülür.

Bugün, dışarıdan bakınca çok masum görülen, Kürtlere bir devlet kurma projesinin altında yatan amaç, Ortadoğu'yu daha fazla kana bulamak, daha fazla insan öldürtmek, ocak söndürmek ve nihayet ayakta kalan bir iki ülkeyi de devlet olmaktan çıkarıp, kolay lokma yapmaktır ve petrol kuyularının tamamını işletmektir. 

Sen, gerçekten "acıların çocuğusun" Barzani, bu oyuna gelme.

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

Yorumlar1

  • sahin 6 yıl önce Şikayet Et
    bravo yorumunuzu çok begendim
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat