Bağımsız olmak

  • GİRİŞ27.09.2017 07:08
  • GÜNCELLEME28.09.2017 07:28

Kimileri diyor ki : "...içinde bulunduğumuz şartlar Kürtleri bağımsızlığa zorladı, Kürtler ya yıllarca yaşadıkları gibi paramparça yaşamaya devam edecek ya da ayağa kalkacak, bağımsız olduklarını ilan edeceklerdi..." 

Ne kadar masum, ne kadar haklı görünüyor, değil mi?

Oysa tarihten, siyasi vizyondan, uygarlık perspektifinden bu kadar kopuk, bu kadar köleleşmiş bir bakış olamaz.

Sanki bugünkü şartları Kürtler oluşturmuş, sözüm ona bağımsızlığa giden yolu kendileri açmış ve sonra da bağımsız olduklarını ilan etmişler. 

Afganistan'ı Kürtler işgal edip uzak Asya'nın kontrolünü ve enerjisini ele geçirmişler.

Irak'ı, Suriye'yi, Libya'yı, Somali'yi paramparça edip üsler kurmuş ve nihayet sıra Büyük Kürdistan'a gelmiş de O'nu ilan etmişler!

Yani, bütün şartları kendileri hazırlamış, kontrol ellerinin altındaymış, Kürdistan'ı planlayıp vakti geldiğinde de referandumu yapıp uygulamışlar gibi, konuşuluyor.

Bu kadar ahmakça, bu kadar zavallıca ve bu kadar şaşkınca bakmanın sonucudur ki bu ümmet vahdet şuurunu kaybetti.

Önümüze koyulan tuzakların ortasına balıklama atlayıp düşüyor ve sonra da çırpınıyoruz.

İpin iki ucunu da kaybettik ve debelenip duruyoruz.

Elimizin altındaki tas yitti.

İmameyi kaybettik ve tanelerin her biri bir tarafa dağıldı.

Bir ve beraber olup büyük ve heybetli, etkili, onurlu olmanın şartlarını kaybedip küçük, itilip kakılan, yaltaklanan ve zillet içinde yaşayan konumuna düşüp, bu şartlara alışınca da her şeye tersinden bakıyoruz.

Mağarada yaşayanların durumundayız.

Yıllarca, köle ruhlu yöneticileri Müslüman ülkelerin başına getirerek el açacak hale düşürdüler bu aziz milleti ve şimdi de dilenci gibi elimize tutuşturdukları ile, gözümüzde büyüyorlar.

Ehli Salip, Ümmetten bir parça daha koparmanın bayramını yaparken, bizim (!) bazı içine İsrail kaçmış ahmaklar, bunun bir lütûf olarak kendilerine sunulduğunu sanıyorlar.

Selahaddin Eyyûbi bu manzarayı görseydi eminim kahrından ölürdü.

İsrail bu projenin üst aklı ve sahibi olduğunu açıkça ve bana kalırsa " dürüstçe" (!) ilan ediyor.

Amerika bu projenin ihalesini uygulayan aktördür ama Türkiye'yi daha fazla kızdırmamak için isteksiz rolü oynuyor çünkü, Amerika

  -gerçekten- istemezse Barzani, değil bağımsızlık ilanına kalkışmak, sokakta bile yürüyemez.

Rusya ise el altından destekliyor çünkü, bazı ajansların haberine göre Rusya, Kürt bölgesel yönetimine, 4 milyar dolarlık bir yatırım vaadi ile çok ciddi bir enerji ortağı oldu yakın zamanlarda. 

Avrupa'ya gelince; ileride Türkiye ve İran'ın da bölüneceğinin tatlı hayalini kurarak ve her zaman ki, iki yüzlülüklerini burada da göstererek, güya desteklemediklerini söylüyorlar.

Dün, bir eski Fransız dışişleri bakanı, kendisini daha şimdiden Kürdistanın onurlu bir vatandaşı olarak görmeye başladığını açıkladı.

Barzani ve onun gibi düşünenler tarafından bakıldığında, tarihi bir fırsat yakalanmış gibi görülse de bunlar, tarihi bir yanılgı içine düşmüş durumdadırlar. 

Osmanlı İdaresinde yüzyıllarca kardeşçe yaşamış güçlü, etkili, onurlu ve kimseye baş eğmemiş olan halklar, birinci dünya savaşının ardından parçalanıp, küçültülüp, sığıntı haline dönüştürülmüştür. 

Şimdi, onlarca parçaya bir parça daha eklemlenme girişiminde bulunulmuştur, hepsi bu.

Bu, tarihi bir fırsat değil, tarihi bir yanılgıdır.

Çünkü, kabul edelim ki, iki yüzyıldan beri tarihi biz yani Müslümanlar yapmıyor.

Müslümanlar bu süreçte etken değil, edilgen bir rol oynuyorlar.

Barzani, bunca birikim ve tecrübesine rağmen, bu edilgen rolü

 -ne yazık ki- şu sıralar başarıyla yerine getirmeye çalışıyor. 

Türkiye'ye düşen ise; 15 yıldan beri büyük bir yetkinlikle sürdürmeye çalıştığı "etken rol oynama” görevini, sekinetle devam ettirmeli.

Türkiye, öfkeyle ve anlık kararlarla karşılık verme yerine, tarihimizden ve inancımızdan gelen olgunlukla cevap vermeli.

Lafla, bayrak sallamakla, slogan atmakla, para basmakla bağımsız olunmadığını; yurtta sulh, cihanda sulh retoriği ile yıllarca yaşayarak en iyi öğrenin Türkiye'dir ve Türkiye, İMF'yi kovarken, nükleer santrallerin pazarlığını, S-400'lerin görüşmelerini yaparken gerçek bağımsızlığın ne anlama geldiğini iyi bilir

Türkiye, bugün kendisine karşı kurulan tuzaklara tarih ve medeniyet perspektifinden bakmayı sürdürmeli.

Türkiye, bu krizler dizisini, "kriz yönetme" ve krizleri fırsata dönüştürme bakışı, becerisi ve aklıyla hareket ederek sonuçlandırmalı.

Barzani ve onu destekleyenler de günü gelince öğrenecektir; 

Büyük olmak, tarih yapmak, bağımsız olmak başkalarının planlarında basit, küçük roller kabul ederek olmaz, olamaz.

Bu coğrafyada, Filistinli kardeşlerimize dünyayı dar edenlere, ikinci bir İsrail'in doğması için, İsrail bayrağı sallayan ve figüranlık yapanlar, bunun vebalini çok ağır öderler.

Bağımsız olmak, kendi aklınızla, kendi büyük planlarınızı yaparak gerçekleşir, İsrail'in büyük planlarına hizmet ederek değil.

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

 

Yorumlar3

  • Güven 6 yıl önce Şikayet Et
    Yılanın başı ejderha olmadan yok edilmelidir. orada sözde kürt devleti demek:2.israil demek. kerkük Türkmenleri de 2. mazlum filistin halkı anlamına gelir. Barzani'nin yok edilmemesi ileriki 10 yıl içinde doğu ve güney doğuda yaşayan kürt vatandaşlarımızın da referandum yaptırılarak ya 2. bir çıban veya Kuzey ırak kürt yönetimin bayrağı altına girme girişimi olabilir. bu da ülkemizin bölünmesi anlamına gelir. eli kalem tutanların kalp ve gönülleri de uzun vadeli stratejik düşünerek idarecilerimize yardımcı olmaları gerekir.
    Cevapla
  • Kerküklü 6 yıl önce Şikayet Et
    Allah'ina kurban olam
    Cevapla
  • Ömer Topçu 6 yıl önce Şikayet Et
    aĞZINA VE YÜREĞİNE SAĞLIK ABİ..TEŞEKKÜRLER Ağzına ve yüreğine sağlık abi teşekkürler kalemin var olsun....
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat