Bugünkü CHP, asıl devamı olduğu İttihat Terakki zeminini de kaybetti.

Deniz Baykal’ın küresel bir tuzakla uzaklaştırılmasının arkasında işte bugün şahidi olduğunuz PKK/PYD taraftarı olan bir CHP’nin planlanıyor olması yatıyordu.

Bunu Kılıçdaroğlu sayesinde başardılar.

Kılıçdaroğlu mezhep, meşrep ve ideoloji bakımından tam da küresel planın hedefine uygun düşen bir kişiliktir.

Bugün ABD’nin binlerce TIR ve kargo uçakları ile silah, mühimmat, araç, gereç verdiği PKK/PYD mensupları ile CHP yönetimi arasında son derece uyumlu kültürel ve ideolojik birliktelik söz konusudur.

Bu birlikteliğin hedefi dışarıdan ve içeriden Türkiye’yi çembere alma harekâtıdır ve bu süreç Deniz Baykal’ın düşürülmesi ile birlikte başlamıştır.

Ve bu süreç ABD’nin dışarıdan CHP’nin içeriden canla başla savunmasıyla devam ediyor.

Amaç, Suriye’nin büyük bir bölümünü ele geçirmek, özellikle Türkiye’nin etrafını kuşatarak Akdeniz’e bağlayıp İsrail destekçisi bir yapı oluşturmak.

CHP’nin yönetimi bu amacın içinde hatta tam da merkezindedir.

Zeytin Dalı harekâtını ve bu harekâtın ana unsurlarından biri olan Özgür Suriye Ordusunu bunun için hedef alıyorlar.

Elbette TSK’yı eleştiremedikleri için ÖSO’yu hedef alıyorlar ama esas gaye bunun da ötesinde ÖSO’yu eğer mümkünse tamamen oyun dışı bırakıp Afrin ve çevresini TSK’ya bırakmak.

Peki, şu andaki TSK’yı çok sevdiği için mi böyle düşünüyorlar.

Elbette hayır.

Asıl sinsi plan ondan sonra devreye girecek.

Ve bütün bir dünya dışarıdan, onlar da içeriden hep birlikte koro halinde TSK’nın işgalci olduğunu, derhal işgal ettiği yerlerden çekilmesi gerektiğini söyleyecekler.

Başta ABD olmak üzere, tüm AB ülkeleri, Suriye rejimi ve hatta Rusya da bunlara dahil olmak üzere Silahlı Kuvvetlerimizin Suriye topraklarından çekilmesini isteyecekler.

TSK’ya sadece baskı yapılmakla kalmayacak aynı zamanda taciz de ettirilecek, içeriden de Türk Tabipler, Mimarlar ve CHP, HDP başta olmak üzere tüm şürekâsı harekete geçip TSK’yı şehit vererek aldığı topraklardan geri çekilmeye zorlayacaklar.

Hatta, Suriye topraklarında askerimiz taciz edilerek birkaç tane şehidimiz de gelince, Türkiye kamuoyu da “sahi ne işimiz var bizim Suriye topraklarında” noktasına gelecek.

Böylece Emperyalizmin ve onun gönüllü uşaklığını yapanların istedikleri olacak.

Hâlbuki ki ÖSO, hem Türkiye, hem de Suriye için son derece önemlidir.

ÖSO, sadece karadan TSK’ya destek olmasıyla önemli değil asıl, sonrasında yani Afrin ve çevresinde alınacak toprağın Türkiye ve Suriye’nin asıl sahipleri adına korunmasını üstlenmesi bakımından önemlidir.

ÖSO, Emperyalistlerin ve onların içerideki işbirlikçilerinin hedeflerini, planlarını, asıl amaçlarını paramparça etmiştir.

CHP bunun için ÖSO’ya saldırıyor.

Hele hele Kılıçdaroğlu’nun şu cümlesi, Türkiye seçmenine dönük ama aynı zamanda tam bir kuyruk acısının açığa çıktığı çıplak ve kendini ele veren halidir: “Efendim, kahraman Silahlı kuvvetlerimiz bu işi tek başına yapamıyor mu ki ÖSO gibi ne olduğu belirsiz çetelerin yardımına ihtiyaç duyuyor? “

Fakat itiraf etmeliyim ki bu cümle, CHP’nin ve yönetiminin küresel güçlerin içerideki temsilciliği konusunda inanılmaz başarılı olduklarının su götürmez delilidir.

CHP eğer ÖSO’yu devreden çıkarmaya muvaffak olur veya bu konuda iç kamuoyunda bu ve benzeri salvoları ile puan kazanırsa PKK/PYD, onları koruyup kollayan Amerika Birleşik Devletleri ve diğer Emperyal güçlerden iyi alkış alır ve asıl amaç gerçekleşmiş olur.

Ayrıca, onca zaman adım adım Deniz Baykal’ı izletip, bilgi toplatıp, onu koltuğundan düşürecek kadar emek verenlerin de emeği boşa gitmemiş olacak.

Ama ÖSO, Erdoğan ve Türkiye tarafından korunup kullandıkça CHP’de kuyruk acısı sürecek.

Son olarak, birkaç gün sonra başlayacak CHP olağan kurultayında Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkacak olan adaylara da üzücü bir notum var; boşuna heveslenmeyin, henüz görevi bitmedi, onu size yedirmezler.

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam