MSP-CHP Koalisyonu ve SAADET’in İşbirliği- III

  • GİRİŞ21.06.2018 07:18
  • GÜNCELLEME22.06.2018 08:38

Meselenin özü şudur:

1- İttifakla ilgili düzenlemelerden dolayı, SAADET’e verilecek bir oy CHP’ye birkaç oy olarak gidecektir.

 

 

 

 

2- Bu, bir koalisyon kurup iktidara gelme işi değil, seçim işbirliğidir.

SAADET’in bu işbirliği de, en çok CHP’ye yarıyor.

3- CHP’nin değirmenine su taşımak, yelkenine üflemek, dümen suyuna gitmek, çeliğine su vermek tarihi bir hatadır, gözü karalıktır, vebaldir.

4- Bir yandan CHP’nin değirmenine su taşırken, diğer yandan aynı anda da Türkiye’nin bütün kangren olmuş sorunlarına, bu arada mütedeyyin kesimi yıllardır rahatsız eden, İmam Hatipler, kat sayı, başörtüsü, Kürt kardeşlerimizin isimleri de dahil tüm hakları ve terör sarmalından kurtarılması, andımız...gibi sorunlarına el atıp çözmüş olan AK PARTİ ve onun genel başkanına çelme takma mücadelesidir.

 

Bu çelmeyi takmaya çalışanlar ve onlarla kol kola girenler;

Askerdeki torununun yemin törenini tel örgüler ardından izleyen 70’lik ninelerin, oğlunun/kızının orduevindeki nikah merasimine katılamayan başörtülü teyzelerin ahını alacaklardır, bu ah yerde kalmayacaktır.

Yasin Börü ile birlikte hunharca linç edilen 53 Kürt gencinin kanına elleri bulaşmış olanların ellerini yıkamaya çalışanları bu millet unutmayacaktır.

AK PARTİ- MHP oyları ile Meclis’te kabul edilen ve 411 el kaosa kalktı başlığı ile Hürriyet’in manşet yaptığı başörtü oylamasını iptal ettirmek için, anayasa mahkemesine koşan CHP ile aynı sandığa giren, aynı cephede durup, CHP’nin silahını kuşanıp, karşı kıyıdaki musalli insanlar topluluğuna kurşun sıkanları ne tarih, ne millet ne de kendi vicdanları asla rahat bırakmayacaktır ve affetmeyecektir.

 

Sadece ben mi böyle düşünüyorum?

Hayır.

Kalem tutan hemen her el sahibinin “duayen” diye kabul edeceği Mehmet Şevket Eygi de böyle düşünüyor.

Hem de Milli Gazete’de ki köşesinden yazarak, CHP’nin geçmişteki zulümlerinin geri gelmemesini hatırlatarak.

Peki biz ne diyoruz?

Biz niye dövünüyoruz, verdiğiniz her oy CHP’ye gider, diyoruz.

Biz de Şevket Bey’in dediğinin aynısını diyoruz.

CHP’ye destek veriyorsunuz vermeyin, verirseniz o zulümler geri gelir diyoruz.

Eğer, CHP’nin değirmenine kova kova taşıdığınız bu sularla da sönmeyecekse sizin AK PARTİ’ye ve onun genel başkanına olan öfkenizin, kıskançlığınızın ve kininizin ateşi, taşıyın bakalım görelim Mevlâ neyler...

Ben gene de, Mehmet Şevket Eygi ağabeyinin Milli Gazetede, benim, “O kol Kurusun Temel Bey” başlıklı yazımdan 3 gün sonra Aman Geri Gelmesin başlığı ile yayımlanan yazısını hatırlatayım.

 

Aman Geri Gelmesin

 

Vesayet faşist rejimi geri gelmesin.

Acımasız ve amansız egemen azınlık diktatörlüğü geri gelmesin.

Tek parti sistemi geri gelmesin.

Şapka yüzünden adam asma devri geri gelmesin.

Ezan-ı Muhammedî okumanın yasaklandığı, okuyanların hapse atıldığı, mahkûm edildiği o kara günler geri gelmesin.

Ayasofya camiinin ibadete kapatıldığı müze yapıldığı günler geri gelmesin.

Birinci seçmenler ikinci seçmenleri seçiyor, onlar da tek partinin oylarını açıkta atıyor, böylece tek parti yüzde 99,9999 seçimi kazanıyor devri geri gelmesin.  

Eski putperestlik ve cahiliye günleri geri gelmesin.

Çarık bile bulamayan halkın yalın ayak gezdiği günler geri gelmesin.

Ekmeğin vesikayla verildiği günler geri gelmesin.

Millî Şef’in hanımının Ankara’dan İstanbul’a Beyaz Özel Trenle gelişini birinci sayfada değil, üçüncü sayfada verdiği için Tasvir gazetesinin kapatıldığı o günler geri gelmesin.

Zonguldak köylülerinin kömür madenlerinde zorla ırgat gibi çalıştırıldığı günler gelmesin.

Camiden çıkarken dalgınlıkla takkesini başında unutan vatandaşların tutuklandığı günler gelmesin.

On bin caminin, mescidin, medrese ve tekke binasının, taş mektebin satıldığı, kiraya verildiği, harap edildiği günler geri gelmesin.

Ramazanlar gelip giderdi de, devlet radyosunda bir kere bile Ramazan, oruç, iftar denilmez, dinden hiç bahsedilmezdi, işte o berbat günler gelmesin.

Nice ulemanın, şeyhlerin, din büyüklerinin sürgünlerde süründükleri günler geri gelmesin.

Onların Altın Çağ olarak gördükleri o Kara Çağ gelmesin.

Kâbe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter hezeyanlarının avaz avaz bağırıldığı günler geri gelmesin.

Moiz Kohen Tekin Alp’in, kahrolsun Şeriat diye yazdığı günler geri gelmesin.

Seyyid Rıza’nın idam edildiği günler gelmesin.

Hiçbir suçu olmayan Şeyh Esad Efendinin çok yaşlı ve hasta halinde zincire vurulup Menemen’e götürüldüğü, hastahanede şehid edildiği, cenaze namazı kılınmadan defnedildiği o zulüm günleri geri gelmesin.

Bediüzzaman’a kan kusturulduğu o simsiyah günler geri gelmesin.

Medreselerin, tekkelerin kapatıldığı o günler geri gelmesin.

Şemsi efendi Şimon Zvi geri gelmesin.

Zalimler hortlayıp geri gelmesin.

Sabatay geri gelmesin.

Dönmelerin ecdadımıza sövüp saydığı o günler geri gelmesin.

Aman o zulümler, o karanlıklar, o faşizmler, o dipçikler, o zindanlar, o işkenceler, o sefalet, o rezalet, o alçaklıklar, o rezillikler geri gelmesin.

Müslümanlar!.. Bunların geri gelmemesi size bağlıdır.

 

Milli Gazete

Mehmet Şevket Eygi.

04 Haziran 2018,

 

Bu bahsi şöyle kapatıyorum:

Sürekli Bardağın boş tarafından bakıp,

Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görmemek için inat edenleri, Bu sebeple, Hak’kın ve hakikatin tescilli düşmanı olan CHP’nin yelkenini şişirerek onlara hizmet edenleri tarihe, uygarlığa, millete, vicdanlara ve en önemlisi de Allah’a havale ediyorum.

 

Ferman Karaçam - Haber

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

Yorumlar1

  • Vurucu 5 yıl önce Şikayet Et
    Nokta!!!
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat