Senin ne işin var Suriye’de?

  • GİRİŞ07.02.2016 09:27
  • GÜNCELLEME07.02.2016 09:27

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şili, Peru, Ekvador, Senegal programı dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Rusya’nın “TSK Suriye’ye müdahale için hazırlık içerisindedir” iddiasına “Senin ne işin var Suriye’de? Adeta işgalcisin, sen devlet terörü estiren, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun. Sivilleri öldürmeye devam ediyorsun.. Türkiye, 911 kilometrelik sınırıyla tehdit altında, elbette tedbirini alacak.. Kendimizi savunma noktasında her an hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz. Kaldı ki orada soydaşlarımız var” karşılığını verdi. 

Cumhurbaşkanı, 1 Mart tezkere döneminde yaşananları anımsatarak “Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyordum. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım. 1 Mart tezkeresinde Türkiye Irak’ta olsaydı, Irak’ın durumu böyle olmazdı. Çıkacak netice Türkiye’yi masaya getirecekti” diye konuştu. Cumhurbaşkanı’nın gündemde ilişkin görüşleri şöyle:    
 
 İŞARET FİŞEĞİ PARLAMENTODAKİ ÇALIŞMA 

(3 Latin Amerika ülkesi de başkanlıkla yönetiliyor. Danışmanlarınız bu ülkelerle ilgili çalışma yaptı mı, Türkiye’de süreç nasıl ilerleyecek?) Parlamentoda yapılacak çalışma Türkiye’de bu konuyu düşünen bütün kesimler için adeta bir işaret fişeği olacaktır. Siyaset ne düşünüyor? Maddeler görüşüldükçe ortaya çıkacaktır. Kamuoyu oluşmasının, kamuoyunu oluşturacak bütün kesimlerin kendi düşüncelerini daha da olgunlaştırmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Zira kimse benim düşüncem dört dörtlük doğrudur diyemez. Şahsım da dahil. Hep birlikte yürütülecek çalışmalar neticesinde sürecin en iyi biçimde taçlandırılacağına inanıyorum.
 
 BİZDE OLSA KIYAMET KOPAR

Söz konusu üç ülke İspanyolca konuşmakla birlikte, yönetim sistemleri İspanya gibi değil. İspanya’da başkanlık yok. Buralar İspanyolların sömürgesiydi ama krallık ihraç edilmemiş. İspanya’dan tamamen kopabilmişler mi, hayır. Örf ve adetlerde kopmamışlar. Geleneklerine çok önem veriyorlar. Ekvador’da gördük, Başkan giydiği gömlekle mesaj veriyor. Kravat da takıyor. Ceketinin altındaki gömlek örfi gömlekti. Bizde böyle şeyler olsa, yazılı ve görsel medya günlerce kıyamet koparır, kravatı niye yoktu diye. Beştepe’de yaşadıklarımız çok açık net ortada.
 
 BOŞ DURMAYACAĞIZ

Türkiye’ye dönecek olursak ben şu altı aylık süreci çok önemsiyorum. Altı aylık süreç içinde dört partinin üçer temsilcisi acaba neler söyleyecekler? Onlar o çalışmayı yaparken biz boş mu duracağız, elbet durmayacağız. Beştepe toplantıları ile sivil toplum örgütleri ile mesai arkadaşlarımdan oluşturduğum 20’ye aşkın ekibimle temaslar sürdürülecek. Bunlar arasında akademik deneyimi olan, siyasi deneyimi olan, hukukçu olan, farklı alanlardan arkadaşlarımız var. Zaman zaman benim de katılacağım toplantılarla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
 
 TÜRKİYE TEHDİT ALTINDA 

(Suriye’de son durum ve Türkiye’nin yol haritası nedir?) Halep’ten 70 bin kişinin göç etmesi şu anda olası bir durumdur. Buna yok demek mümkün değildir. Halep’in bir bölümünde rejim orayı kesmiş durumda, koridorun güneyinden kuzeye geçiş şu an itibarı ile mümkün değil. Türkiye tehdit altındadır. Bunlar kapımıza dayanmışsa, başka çareleri de yoksa, gerekirse bu kardeşlerimizi yine almak zorundayız. 
 
 ŞU ANDA ADETA İŞGALCİSİN 

Rusya’nın ‘TSK Suriye’ye müdahale için hazırlık içerisindedir’ iddiasına gelince. Rusya’ya sormak lazım: Senin ne işin var Suriye’de? Şu anda adeta işgalcisin, sen devlet terörü estiren, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun. Sivilleri öldürmeye devam ediyorsun. Türk askeri asla o tür eylemler içinde olmamıştır. Türkiye, orada 911 kilometrelik sınırıyla tehdit altında, elbette tedbirini alacak. Türkiye sadece tedbir alıyor, Rusya ise taarruzda. Rusya’nın o tür şeyleri konuşmaya hakkı yok. Biz kendimizi savunma noktasında her an hazırlıklı olmak mecburiyetindeyiz. Kaldı ki orada soydaşlarımız da var. Ey Rusya, senin burada sınırın mı var, soydaşların mı var? Neymiş, Esed çağırmış. Her çağrılan yere gitmek diye bir şey var mı?
 
 BM’NİN O ADIMI ATMASI LAZIM

BM Güvenlik konseyinin 2254 sayılı (Suriye’de acil ateşkesin sağlanması kararı) konunun bir an evvel işletmesini bekliyoruz, o adımın atılması lazım, silahların susması lazım, göçmenlerin korunması adımlarını atması lazım. BM güvenlik konseyi ağır hareket ediyor. Başta ABD olmak üzere, Fransa, İngiltere, Almanya gibi Katar, Türkiye hep birlikte hareketle bu masum insanları korumak zorunda.
 
 ABD’DE YUMUŞAMA VAR

(ABD, İncirlik’in açılması ile ilgili mutabakat çerçevesinde üzerine düşeni yerine getiriyor mu?) Yerine getirdikleri var, getirmedikleri var. Güvenli bölge konusunda ABD baştan itibaren pek inanmamıştı, sonra inanmaya başladı. Uçuşa yasak bölgeye karşı çıktılar ama onda da şu anda bir yumuşama var. Temenni ederim ki mutabık kalırız.
 
 BİZ O SİLAHLARIN BAZILARINI ALMAKTA ZORLANIYORUZ

(Suriye konusundaki çelişkili tavırları için diğer ülke liderleri ikili görüşmelerde bunlara ne cevap veriyor?) Kimse ‘Doğru değil’ demiyor; tam tersine, hepsi ‘Haklısın’ diyor. Ama önemli olan hak vermek değil, gereğini yerine getirmektir. 400 bin insan katledildi, tarih katledildi, ölenler Müslüman, yok olan İslam tarihi. İran’ın tutumunu anlamakta zorlanıyorum, bir şey söylediğimiz zaman da güceniyorlar. Burayı niçin mezhep savaşına kurban ediyoruz. Yaşanan acılardan dolayı bizler dertliyiz, bunlar dertli değil. Avrupa dertli değil, işi ucundan tutuyorlar. PKK terör örgütünün hücrelerinden çıkan silahlarda Rus, ABD, batının silahları var mı, var. Nereden geliyor bu silahlar? PYD’nin durumu ortada. ‘Yapmayın, bunlara göndereceğiniz silahların bir kısmı da DAİŞ’e gidecek’ diye uyardık. Şimdi en modern silahlar DAİŞ’in elinde. Biz stratejik müttefikiz, biz bu silahların bazılarını almakta zorlanıyoruz. Dost dediklerimiz gereğini yapmıyor. Biz de kendilerine açık açık söyleyeceğiz. 

  IRAK’TAKİ HATAYA SURİYE’DE DÜŞMEK İSTEMİYORUM

(Suriye’de bir fiili durum oluşturulur mu? Olursa Türkiye ne yapabilir?) Yakın mesai arkadaşlarıma da söyledim. Döner dönmez, dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapılmalı. Hassas konularımızı orada değerlendireceğiz. Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyordum. Ben 1 Mart tezkeresinin yanındaydım, karşı olanlar bunu söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanların kimler olduğunu sizler araştırır bulursunuz. 1 Mart tezkeresinde Türkiye Irak’ta olsaydı Irak’ın durum böyle olmazdı. Çıkacak netice Türkiye’yi masaya getirecekti. O zaman Bush, benle yaptığı görüşmelerde bir ricada bulundu. Ama maalesef biz kendi arkadaşlarımızın  yanlışıyla baş başa kaldık. Sonra başbakan oldum, tekrar ricada bulundu ve tezkere geçti. O zaman da Kuzey Irak’taki Kürt kardeşlerimiz oraya girmemizi istemediler. Biz de dedik ki istenmediğimiz yere girmeyiz. Ufku görmek çok önemli. Şimdi Suriye’de de, bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Hassasiyetlerimizi Türkiye olarak korumak zorundayız. Bu hava sahası, aynı zamanda NATO hava sahasıdır. Onlar da gerekli adımları atmak durumundadır. Bunlar aynı zamanda herkes için bir test niteliği taşıyor.
 
 GEREKEN NEYSE YAPILIR

(Türkiye ani bir hareketle karşı karşıya kalabilir mi; böyle bir fiili duruma karşı neler yapılabilir?) Bu tür şeyler konuşulmaz, gerektiğinde gereken neyse yapılır. Şu anda biz bütün güvenlik güçlerimizle, her şeyimizle tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Kimsenin endişesi olmasın.
 
 TSK HER TÜRLÜ YETKİYE SAHİP

(Bir Suriye tezkeresi gündeme gelir mi?) Ülkemize yönelik tehditlere karşı Silahlı Kuvvetlerimiz her türlü yetkiye zaten sahip durumda. Ulusal güvenliğimiz açısından bir sıkıntı yok. (Suriye’de çözüm için tarih vermek mümkün mü?) Bu işlerin tarihi olmaz. Nitekim Suriye krizinde de çok farklı şeyler düşünülüyordu, ama olay halihazırda beş yılı aşmış vaziyette.
 
 ULUSLARARASI TOPLUMLA GÖTÜRME

(Türkiye bu konuda tek başına bir şey yapmayı da düşünebilir mi?) Meseleyi uluslararası toplumla birlikte, ittifaklar ile götürme gayretindeyiz. Ulusal güvenliğimize yönelik tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmak, gerekeni yapmak durumundayız. Gelişmeleri yakınen takip ediyoruz.
 
 MERKEL’LE İLİŞKİLER

(Merkel’in Ankara ziyareti konusunda) Şansölye Merkel ile son zamanlarda görüşmeler sıklaştı. Bu güzel bir bakıma. Bir hafta oldu olmadı hemen geliyor olması. Pazartesi kendisiyle görüşeceğim. Sayın Başbakan da görüşecek. Ana başlık büyük ihtimalle mülteciler sorunu. 10 milyar Euro’luk bir verilmiş sözden bahsediyorlar. Daha önce 3 milyar Euro sözü var. Daha bunlardan en ufak bir şey Türkiye’ye yansımış değil. Bunları görüşme şansımız olacak.
 
 O VEKİLLER KAN VE ÖLÜM GÖTÜRDÜ

(Diyarbakır Sur’da HDP vekillerinin tepkilerle karşılaşmasına ne diyorsunuz?) Olayın ayrıntılarını henüz almadım. Ama şunu biliyorum: Benim Kürt kardeşlerimin, oradaki halkın o milletvekillerine borcu yoktur, tam aksine alacağı vardır. Zira o vekillerin, Kürt halkına, Güneydoğu’ya zarardan başka bir şeyleri olmamıştır. Kan, ölüm götürmüşlerdir. Başka hiçbir şey vermemişlerdir. Güneydoğu halkı hem topraklarına hem de özgürlük mücadelesine sahip çıkacaktır. Bunun önündeki en büyük engel o dediğiniz kişilerdir.
 
 BEN MİYİM ORTAĞIN, KOBANİ’DEKİ TERÖRİSTLER Mİ 

(Batı kamuoyunda PYD’ye bakışta bir farklılık oluşabileceğini düşünüyor musunuz?) PYD, YPG terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa, geç kalırız. Ve bakın, Biden yanında bir yardımcısı ile geldi. Obama’nın yanında da adı geçen bir ulusal güvenlik temsilcisi. Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor Kobani’ye gidiyor. Kobani’de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani’deki teröristler mi? 
 
 İNCELEME FIRSATIM OLMADI

(Başbakan Davutoğlu da Mardin’de 10 maddelik bir plan açıkladı) Ayrıntılı inceleme fırsatım olmadı. O nedenle yorum yapmam doğru olmaz.

Yazının tamamı için tıklayınız...

Yorumlar1

  • adalet 8 yıl önce Şikayet Et
    suriye hükümeti çağırdı dese ne diyecez...
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat