Büyük oyun!!! -2-

  • GİRİŞ25.05.2015 09:54
  • GÜNCELLEME26.05.2015 09:39

 Hemen ardından; din eğitimi ağırlıklı okullardan fen ilimlerini; fen eğitimi ağırlıklı okullardan da din derslerini bütünüyle kaldırdılar. Böylece her iki yönden de yetişenler tek kanatlı olarak yetişmiş oldular.

Eskiden köylerde; hem müspet ilimlerle ve hem de dini ilimlerle mücehhez ‘hoca’lar vardı; bunlar vasıtasıyla halk, her iki yönden de eğitilebiliyordu. Tanzimat’tan sonra ise, köylere imam ile öğretmeni ayrı kişiler olarak tayin ettiler; birinin müspet ilimden, diğerinin ise dinden haberi yok!

İnsan, bilmediğinin düşmanı olur hükmü gereğince de; hocaları fenne, öğretmenleri de dine düşman ettiler! Her iki kesimin muhatabı halk da, ister istemez ikiye bölündü; özellikle yetişen yeni nesiller dinden habersiz olarak yetiştirildiler.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında ise, daha da ileri gidilerek; okullarda dinsiz ve hatta din düşmanı nesiller yetiştirildi. Öğretmen yetiştiren Köy Eğitim Enstitüleri, bu anlayışın merkez üssü konumundaydı. Buralardan yetişen öğretmenler köylere gidiyor ve milletin evlatlarını babalarının dinlerine karşı ‘düşman’ olarak yetiştiriyorlardı. Bunlara göre; analar-babalar-dedeler bir şeyden anlamazdı; onlar yobazdı-gericiydi ve örümcek kafalıydı.

Mahut nesillerin büyüklere karşı hitap şekli değişmiş ve babalarına fütursuzca; ‘moruk’ diyebiliyorlardı!

Böylece; yeni nesiller, mahut öğretmenler eliyle dinsiz yetiştirilecek; eskiler de ölüp gideceklerinden, meydan yeri büsbütün dinsiz nesillere kalmış olacaktı.

İngiliz, ta geçen asrın başında hedefine ulaşmıştı. Harb-i Umumi’den sonra ne Halife kalmıştı, ne de Kur’an nizamı.. Cumhuriyet’le birlikte onun meyvelerini toplamaya girişti. Bu uğurda; 300 senedir yoğun gayretler sarf edip, hudutsuz mesafeler aldılar.

Ta ki, 1950’de Menderes iktidarıyla açılan ve bünyesinde hem fen bilimlerini ve hem de dini ilimleri barındıran İmam-Hatip Okulları açıldı; İngilizlerle birlikte, içimizdeki onların sadık bendeleri hop oturup hop kalktılar! Çünkü, bu okullarla birlikte 300 senelik gayretler boşa çıkabilirdi!

Bundan dolayıdır ki, her askerî darbenin hedefinde bu okullar olmuş; orta kısımları kapatılıp, müfredatları değiştirilmiştir! Bugün bile, bu okulların üzerinde kızılca kıyametin koparılması boşuna değildir!

İmam-Hatip Okulları; bütün noksanlıklarına rağmen, bu ülkenin çimentosu olmuş ve ayrıştırılmak istenen nesillere katalizörlük yaparak onların barışmasını ve bir arada yaşamalarını sağlamıştır.

Ayrıca; bu okulların mezunları; ‘çift kanatlı’ olarak yetişerek ülkenin yönetimine gelmiş; bu durumun tipik mümessili olarak da Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olmuştur.
Cumhurbaşkanı bu oyunu bozmak için çırpınmakta; ‘Başkanlık sistemi’ ve yeni anayasa ile mahut çevrelerin uykularını kaçırmaktadır.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat