Beşer şaşar!

  • GİRİŞ30.04.2018 09:00
  • GÜNCELLEME30.04.2018 09:00

En asgarisinden vefa; ‘kardeşim Abdullah’ın karşılığı olarak, ‘kardeşim Tayyip’ ifadesini gerektirir değil midir?

‘Vefa’nın İstanbul’da yalnızca bir semtten ibaret kaldığını söylerlerdi de inanmazdık. Meğerse ne kadar doğruymuş.

Gençlik yıllarımızda MTTB’li günlerimizden beri tanıdığımızı zannettiğimiz ve ‘gönüldaş’ bildiğimiz 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ü hayret ve üzüntüyle izledim.

İsminin etrafında haftalardır ileri geri konuşulmasına üzülüyor; neden çıkıp da, bunları susturmadığına şaşıyordum. Meğerse söylenenler doğruymuş ve kendisinin de itiraf ettiği gibi; ‘geniiiiş bir mutabakat’ arayışıyla saman altından su yürütülüyormuş!

İnsanoğlunun çiğ süt emdiğini biliyor ancak kendisine bahşedilen erdemlerle; zamanla gelişeceğini, pişeceğini, yanacağını ve en sonunda ‘kubbede hoş bir seda’ bırakarak gideceğini zannederdim.

Kendisi de söyledi: ‘...bir faninin ulaşabileceği tüm mevkilere ulaşmış vaziyetteyim ve bunlar geride kalmış şeyler...’ İyi de; bütün bunlara nasıl kavuştun; muhasebesini yaptın mı?

Ulaştığın Cumhurbaşkanlığı makamını, sana altın tepsi içinde sunan bizzat Sayın Erdoğan değil miydi? Bu denli bir özveriye minnettarlık duyup teşekkür edeceğinize, onun karşısında yer almayı ve ‘abidik-gubidik’ tavırlar içine girmeyi yeğlemek ‘nankörlük’ değil mi?

Sizi o makamlara taşıyan davanın lideri ve onun arkasında yer alan milyonlarca insanın alın terlerinin ve sınırsız gayretlerinin hakkı, karşı safta ikbal arayarak mı ödenir?

Dava arkadaşlarınızın oluşturduğu ‘Milli mutabakat’ varken daha hangi geniş mutabakatı arıyorsunuz? Bu değilse, geriye CHP, İP, SP, PKK/HDP, FETÖ mutabakatı kalıyor; bu mudur aradığınız ‘geniiiş mutabakat’?

Bakınız; baş döndüren bir hızla savrulduğunuz mahut ‘mutabakat!’ın bile çilesini çekmeden; armudun pişip ağzınıza düşmesini beklediniz. Göle maya tutmayınca da; ‘aday değilim!’ diyorsunuz.

Oldu mu şimdi bu? Ne İsa’ya ne Musa’ya yarandınız!

Kendi ellerinizle ipinizi çekerek siyasi mevta oldunuz! Artık ne ağlayanınız var; ne de hayırla yad edeniniz kaldı!

Giderayak ufunetinizi kustunuz; Türkiye için kapkara tablolar çizerek gittiniz. On altı yıllık AK Parti iktidarlarında; belirttiğiniz üzere ulaşılamayacak makamlarda bulunup sorumlu mevkilerde yer aldınız.

Bu durum; şecaat arz ederken sirkatin söylemek olmuyor mu?

Çarıklarınızı giyip Anadolu’nun yollarına düşseydiniz, size lafımız olmazdı. Lakin bir ömür boyu karaladığınız ve karşısında olduğunuzu iddia ettiğiniz ve ‘şer’diye nitelendirdiğiniz bir bloktan medet ummanıza ve onların safında son nefesinizi vermenize gerçekten üzüldük.

Zira bizler seni bizlerden biri olarak biliyorduk.

Milliyet

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat