Barbarları izlerken koyunların sessizliği

Basar Arapça’da göz demek. Fiziki olarak görebilme yeteneği sağlayan organımız.

  • GİRİŞ31.07.2014 09:55
  • GÜNCELLEME31.07.2014 09:55

Bu kelimeden türeyen Basiret ise gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, uzağı görüş, seziş, anlayış, kavrayış hali.
Kalp Gözü gibi.
Kalp gözünün dini terminolojide “teslimiyet” başlığı altında aktarılan uzun izahatlarının tartışması dışında bu söylediğim.
Hâlimiz, düştüğü derin kuyunun dışından habersiz insanlara benzedikçe, “basiret”e dünyadaki kritik kırılma anlarında daha çok ihtiyaç duyarız.
An dediğime bakmayın, esasında yıllara tekabül eden dönemlerdir. Bazıları çok şiddetlidir. Vahşet, katliam, acımasızlık, nefret; ne ararsanız bulursunuz. İnsanlığın idam fermanının infaz edildiğine şahit olunmuştur, vicdanlarda derin yıkımlar yaşanmıştır. Bazıları da insanlığın dönüm noktası ve toplumların bir üst insanlık aşamasına evrilmesine sebep olan olaylardır.
Fransız ihtilali, 1871 Paris Komünü, Çerkes Soykırımı, Bolşevik ihtilali, Birinci Dünya Savaşı, Ermeni Soykırımı, İkinci Dünya Savaşı, Yahudi Soykırımı, Stalin’in toplu katliamları, Cezayir Soykırımı, 1956 Macar Ayaklanması, 1967 Arap-İsrail Savaşı, 1968 Prag Baharı, 1968 gençlik ayaklanması, Vietnam Savaşı, May Lai katliamı, Şili’de Darbe, 12 Eylül darbesi, Sovyetler Birliği ve Berlin Duvarının yıkılması…
Başkaları da eklenebilir.
Böyle dönemler tarih kitaplarında, filmlerde, romanlarda kalp gözü açık, basiret sahibi vicdanlı insanların isimleriyle, onların hikâyeleriyle doludur.
Ve şimdi Gazze’deki İsrail katliamı.
Soykırım.
Bunu sadece biz söylemiyoruz.
Düşünür Noam Chomsky, sinemanın ünlü starları; Robert de Niro, Al Pacino, Javier Bardem, John Qusack, Mark Ruffalo, Venessa Redgrave, müziğin starları Selena Gomez ve yıldırılsa da Rihanna, Şovmen John Stewart, futbolcu Christiano Ronaldo ve İngiltere Championship ekiplerinden Queens Park Rangers'ta forma giyen İngiliz futbolcu Joey Barton.
Sayıları az olsa da, isim yapmış aydın, düşünür, sanatçı ve futbolcuların açıklamaları, barbarlara rağmen dünyada basiretli ve vicdanlı insanların yaşadığının haberini veriyor bize.
Kendi ülkesindeki Eldiario gazetesine “Soykırım” başlığıyla bir mektup yazarak, İsrail'e Gazze’deki zulme son verme çağrısında bulunan, sessiz kalan Avrupa Birliği’nden utandığını söyleyen İspanyol sinemasının dünyaya armağan ettiği güçlü aktör Javier Bardem, işte bu yüzden bir bakmışsınız ki size Bodrum’da magazin malzemesi olmak için yarışan anlı şanlı aktörlerimizden daha yakın olmuştur.
Cemaatçi polislere yalakalık için bir tarafını yırtan Torinolu Şaban yerine, twitter’daki kişisel hesabından Filistinli dört küçük çocuğun fotoğrafını paylaşarak "Bunlar savaşçı değil, sadece masum çocuklar. Bu savaş değil, bir etnik temizlik" diyen İngiliz futbolcu Joey Barton’u bağrınıza basarsınız. Hele bu futbolcunun eski takım arkadaşı İsrail'in Maccabi Haifa takımında top koşturan Benayoun’un "Bazı şeyler hiç değişmez. Aptaldın ve tüm hayatın boyunca aptal kalacaksın. Utanç verici" yorumuna verdiği şu filozofça yanıtı çerçeveletip asmak gelir içinizden:
"Birincisi, bu kadar kötü bir İngilizce ile birini aptal olarak nitelendiremezsin. İkincisi, masum çocukları öldüremezsiniz. Üçüncüsü, binlerce yıl önceki hayali bir kitapta yazan bir şey için insanları memleketlerinden çıkaramazsınız. Son olarak, umarım sen ve ailen bu korkunç zamanda iyi ve güvendesinizdir"
Ve Batı demokrasisi!
Fransa’da İsrail karşıtı, Gazze’yi destekleyen gösteriler yasak. Polis şiddet kullanarak katılımcıları dağıtıyor.
Önceki gün, İsrail'in Gazze'ye saldırılarını New York’taki Birleşmiş Milletler binası önünde protesto eden ünlü Yahudi yazar ve bilim adamı Norman Finkelstein ve yaklaşık 20'ye yakın arkadaşı kelepçelenerek gözaltına alındı.
Kanadalı 480 aydın sustuğu için Kanada hükümetini suçlayıp İsrail’in Gazze’de insanlık suçu işlediğini açıkladı.
Ve bizimkiler.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat