Kimin nezdinde itibar?

  • GİRİŞ22.07.2014 10:51
  • GÜNCELLEME22.07.2014 10:51

Erdoğan’ın yanlış politikaları yüzünden Türkiye, Ortadoğu’daki bütün itibarını kaybetmiş. Herkesle arayı bozmuş. O yüzden de işte şimdi Gazze’de ateşkes sağlanması konusunda hiçbir şey yapamıyormuş; Filistin konusunda hamasi nutuklar atmak dışında eli kolu bağlı oturuyormuş. Hatta yardım etmek bir yana, izlediği yanlış Suriye ve Mısır politikaları yüzünden Gazze’de olup bitenlerden sorumluluğu olduğu bile söylenebilirmiş.

Ağızlarına sakız ettikleri ve sanki zekice bir açık yakalamış gibi hep birlikte çiğneyip durdukları son argüman bu.

Şimdi biz bu iddiayı neresinden tutalım?

Ortadoğu’da “kaybedilen itibardan” başlayalım isterseniz.

Doğrudur, şu anda Erdoğan’ın ya da AK Parti iktidarının Sisi, Esed ya da Netanyahu nezdinde bir “itibarı” yok.

Şükürler olsun ki yok...

Peki ama Mısır’ın başına Sisi geldi diye Mısır’ın halkı buharlaştı mı? Mısır’da demokrasiyi destekleyen, Müslüman Kardeşler’i destekleyen on milyonlar yok mu oldu? Suriye’de hâlâ Esed zulmünü yaşayan milyonlar nezdinde itibarlı olan kim? Erdoğan Netanyahu nezdinde itibarlı olmayabilir ama Gazze’de, dünyanın dört bir yanına yayılmış olan Filistinliler nezdinde itibarı inanılmaz.

Türkiye Ortadoğu’da itibarını kaybetti deyip duranlar, itibarı ve gücü sadece yönetici klikler düzeyinde aradıkları için bulamıyorlar.

Oysa geleceğin Ortadoğu’sunda rol oynayacak olan, bugünkü despot yönetimlerin nezdinde itibarlı olanlar değil, Ortadoğu’nun adalet isteyen halkları nezdinde itibarlı olanlar olabilir ancak. Ve bu özellikle Filistin meselesinde doğru.
 
Dar siyasetin kilitlendiği nokta
 
Çünkü Filistin meselesi, dar anlamda siyasetin tam olarak kilitlendiği bir nokta. Hiçbir arabulucunun hükmünün geçmediği; hiçbir diplomasi hamlesinin işlemediği bir İsrail siyaseti ile karşı karşıyayız. Yıllardır Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu kararlarını bile dinlemeyen, Obama’yı parmağında oynatan İsrail, Mısır’ın ya da Türkiye’nin hatırına tarihi davasından vaz mı geçecek?

Zaten asla vazgeçmiyor. Dünyayla alay eder gibi, bütün o göstermelik ateşkesleri dele dele, topraklarını genişlete genişlete, Filistinliler’i öldüre öldüre hedefine ulaşmaya çalışıyor.

O zaman, başka bir şey yapmak lazım. Siyaseti, yönetici klikleri “ikna” çabası olmaktan çıkarıp, geniş kitleleri siyasete katmak; çok daha geniş, tarihi perspektifli farklı bir siyasi yol haritası çizmek lazım.

Ortadoğu halklarından İsrail işbirlikçisi hükümetlerine; İsrail’in içinden kendi yönetimine, ABD’nin demokrat kamuoyundan ABD dış politikasını İsrail’in çıkarlarına ipotek eden yönetimlere ve genel olarak dünyanın bütün barışçı halklarından İsrail’in Siyonist yöneticilerine doğru esen güçlü bir rüzgar yaratmak; dünyanın vicdanını ayaklandırmak lazım.
 
Güç dengeleri değişmedikçe
 
Belki hatırlıyorsunuzdur, bugün Erdoğan’a yöneltilen suçlama 2012 Kasım’daki Gazze katliamı sırasında da bol bol dile getirilmişti. O günlerde de “İşte öyle sert çıkışlar yaparsan, böyle devre dışı kalırsın; Mursi de seni sollayıp arabuluculuk rolünü kapar” tarzı yorumlar almış yürümüştü.

Sonra ne oldu?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat