İki haber arka arkaya geldi

  • GİRİŞ05.09.2015 12:24
  • GÜNCELLEME05.09.2015 12:24

Muayenenin ardından ailesiyle birlikte şehir merkezine dönen uzman çavuşun yolu silahlı 4 PKK’lı tarafından kesildi. PKK’lılar uzman çavuşu ailesinden ayırıp araçtan indirdiler. Ama eşi, kocasını böyle göz göre göre ölüme göndermedi, araçtan fırlayıp kocasının yanına koştu ve “Öleceksek beraber ölelim” diyerek meydan okudu PKK’lılara. 

İşte bu direniş herşeyi değiştirdi. Yaşananları izleyen çevre halkı daha fazla dayanamadı, uzman çavuş ve ailesini korumak için müdahale etti. Ailenin etrafında toplanan bir grup vatandaş, eli silahlı teröristlere direnmeye başladı. PKK’lılar, sayısı bir anda artan insan kalabalığını görünce bocaladılar, ne yapacaklarını bilemediler. Korkutmak için havaya ateş açtılar ama bu  arada, aileye yardıma gelenler kargaşadan yararlanarak jandarma uzman çavuş ve ailesini, bir araca bindirip meydandan uzaklaştırdılar, böylece hayatını kurtardılar. 

İkinci olay ertesi gün Şemdinli Konur Vadisi’ne yaşandı. 

PKK,  geçtiğimiz ay başında Konur Vadisi'ndeki  Şemdinli ile Konur Köyü arasında bulunan 'Mehendi-1' köprüsünü patlayıcılarla yıkmıştı. 2 Eylülde  ilçeye ulaşımın sağlandığı diğer yol üzerindeki köprüyü de aynı şekilde patlatarak bölge halkının ilçeyle ulaşımını kesti.  Ayrıca Su Gediği bölgesinde bulunan GSM şirketlerine ait baz istasyonlarını yakarak  cep telefonlarını da kullanılamaz hale getirdi. 

Bunun üzerine,  Konur ve Uğuraçan köyleri ile bu köylere bağlı Aktütün, Dereyanı ve Yeşilbayır mezralarında yaşayan yaklaşık 400 kişi, 30 minibüs ile Mehendi bölgesine gelerek, PKK'yı protesto yürüyüşü yaptılar. Köylüler, hayatla bağlantılarının kesildiğini,  ayrıca, Mehendi - Su Gediği istikametine hayvanlarını geçirmelerine, o bölgede bulunan arazilerini, meralarını kullanmalarına PKK'lı teröristler tarafından izin verilmediğini söyleyip, bütün bu baskılara tepki gösterdiler. 

Ajanslardan aldığım bu iki haberi böyle uzun uzun aktarmamın bir sebebi var: Ben bölgenin yeniden huzura kavuşmasında bölge halkından PKK’ya yönelik olarak gelen bu tür tepkilerin çok belirleyici olduğuna inanıyorum. 
PKK Çözüm Süreci’nin başından bu yana bölgede kendi deyimiyle “alan hakimiyeti” kurma peşinde. Bunu çözüm süreci öncesinde denedi, başaramadı; bugün yine başaramayacak. Şu anda “öz yönetim” denemelerine giriştiği yerlerde gün aşırı yaptığı serhildan çağrılarına rağmen halkın büyük çoğunluğunun desteğini alamadığını, sokağa dökemediğini biliyoruz. Zaten doğrudan sivil halkı hedef alan eylemlere başlaması da, bunu gördüğünü ve “ikna”dan vazgeçip cinayetlerle sindirme aşamasına geçtiğini gösteriyor. 

Nüfusun büyük çoğunluğu can korkusu içinde kabuğuna çekilip bu karanlık günlerin bir an önce bitmesi için dua ederken,  bir kısmı da bölgeden göçüyor. 

Ama işte bu haberlerde de gördüğümüz gibi, yavaş yavaş  doğduğu topraklara sahip çıkan, evini- barkını, özgürlüğünü  savunan, PKK’nın “alan hakimiyeti” altında yaşamaya isyan eden sesler de çıkıyor artık. 
Elbette ki herkesten uzman çavuşun eşi gibi kahramanlık yapmasını beklemiyoruz.  Ama bölge halkının çeşitli olaylarda ortak tepkisini  toplu biçimde ortaya koymaya başlaması halinde, bu gelişme PKK’nın kimyasını bozacak, onu can evinden  vuracak en önemli gelişme olacaktır. 

 

Yazının devamını okumak için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat