“Alçaklığın dünkü tarihi”

Bugün işim zor.

  • GİRİŞ13.10.2015 09:57
  • GÜNCELLEME13.10.2015 09:57

Yazmak istediğim yazının alasını Yıldıray Oğur dün yazmış zaten. (Alçaklığın dünkü tarihi) Sadece düşüncelerime değil, duygularıma da bire bir tercüman olmuş. Tembellik etmişsin demenizden korkmasam, alır olduğu gibi koyardım bu köşeye. 

Çaresiz aynı şeyleri bir de ben kendi sözlerimle yazacağım. Ama baştan söyleyeyim, zaman zaman intihal kokusu alırsanız, kusura bakmayın. 
* * *
Ankara katliamının failini arayan mantıklı insanlar normal olarak şunları düşünürler: 

Bu saldırının birinci şüphelisi IŞİD’dir. Daha önce Suruç’ta ve Diyarbakır’da yaptığını bir kez daha tekrar etmek için kuvvetli sebepleri var. IŞİD aylardır PKK’yla savaşıyor. Rusya’nın da işin içine girmesi ve PYD’yle işbirliği sinyalleri vermesi üzerine daha da sıkıştı. Açıklamalarında PKK’nın bütün unsurlarını hedef aldığını zaten açıkça deklare etti. Ayrıca AK Parti’nin ABD’yle birlikte koalisyonda yer alması ve İncirlik’i açması yüzünden Türkiye’yi cezalandıracağını da ne zamandır söyleyip duruyordu. 

Suriye ve Esed’le ilişkilerimiz düşünüldüğünde olağan şüphelilerden biri de doğal olarak Suriye muhaberatıdır. Malum daha önce Reyhanlı’da patlayan bomba da onların eseriydi. Şimdi, Başkent’te patlayan bombalarla seçimlerin yapılamaz hale gelmesi ve “yönetilemeyen ülke” tablosu yaratılması tam da Esed’in isteyeceği tablodur. 

Olağan şüpheliler listesinin üçüncü sırasına rahatlıkla PKK’yı koyabiliriz. 

Özyönetim hevesiyle yola çıkıp bölge halkından yüz bulamayan, askeri olarak da fena halde yenilgiye uğrayan, “tek taraflı ateşkes” aldatmacası da kimse tarafından ciddiye alınmayan örgütün, şiddeti bölge dışına yayarak bu sıkışıklıktan kurtulmayı denemesi kadar akla yakın bir şey olabilir mi? Ve zaten bu stratejiyi daha 15 gün önce Karayılan’ın ağzından deklare etmediler mi? ( “Yarın onlar (Türkiye devleti) şehirlerde daha fazla katliama yönelirlerse o zaman Ölümsüzler Taburu da metropollerde harekete geçer.” Karayılan’ın 28 Eylül’de Özgür Gündem’e verdiği röpörtajdan) Ayrıca, 7 Haziran seçimlerinden bir gün önce Diyarbakır’da patlayan bombanın HDP’nin oylarını 1-2 puan artırdığını herkes gibi onlar da bilmiyor mu? O zaman işe yaramıştı, şimdi neden yeniden denenmesin? 

Listenin daha alt sıralarına DHKP-C’yi ya da MLKP’yi de dahil edebiliriz. 

Buna karşılık şüpheli listesinde asla yer almayacak biri varsa o da AK Parti ve Erdoğan olur. 

Çünkü herkes biir ki bir ülkede böyle büyük bir katliam gerçekleşirse – hele hele seçim arifesiyse- bundan en fazla zarar gören her zaman iktidardaki partidir. 

Aklı başında, mantığı işleyen ve durumu anlamaya çalışan her insan böyle düşünür. 

Peki, Türkiye’nin “demokrat aydınları” “sol muhalefeti”, akıllarını ve vicdanlarını Gezi’de kaybetmiş ve birer kötü ruha dönüşmüş bilumum muhalif nasıl düşündü Ankara katliamı ertesinde? 

Aslında onların bir şey düşünmesine gerek yoktu. Tıpkı Suruç’taki gibi, Diyarbakır’daki gibi, suçlu zaten malumdu onlar için. 
Patlama haberini alır almaz klavyelerinin başına oturdular ve katili ilan ettiler: AK Parti ve Erdoğan! 
Aynı saatlerde barış güvercinleri Demirtaş da parmağını aynı yöne uzattı ve hükümeti katil ilan etti. Cumartesinden bu yana günde 24 saat, sosyal medya hesaplarından, televizyon kanallarından gazete köşelerinden Türkiye halkını hipnotize etmek istercesine aynı alçak iftirayı yayıyorlar. 

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat