Dahili ve harici

HENDEK stratejisini kırmak yolunda güvenlik güçleri hayli mesafe aldı.

  • GİRİŞ09.02.2016 09:16
  • GÜNCELLEME09.02.2016 09:16

Bu mücadelenin zor tarafı 3-5 keskin nişancı, birkaç 100 hendek, 300-500 PKK’lı değil.

Güvenlik güçleri dağda ve kırsalda çok daha fazlasının üstesinden geldi.

Ama...

PKK’nın -kendine göre- “özerklik” ilan ettiği o mahallelerde 10 binlerce sivil var.

Yaşlılar, kadınlar, çocuklar, PKK tarafından içeride bir bakıma “canlı kalkan” gibi tutuldular.

Güvenlik güçlerinin PKK’lılardan kurtardıkları sokaklar, caddeler ve mahallelerdeki siviller evlerinden ayrılıp daha emniyetli bölgelere geçebildiler.

Yani...

Kırsalda ve dağda yapılan operasyonlarda güvenlik güçleri ve PKK arasında taş, tepe, ağaç, toprak vardı.

Şehirde ise güvenlik güçleriyle PKK arasında“canlı kalkan” gibi kullanılan “rehine” durumundaki siviller.

Asıl zorluk işte o sivillere zarar vermeden, hatta onların da yaşamlarını koruyarak PKK’ya ulaşmak.

Büyük ölçüde “sonuç alındığı”ifade edilmekte.

Yeterli mi?

NEDENLERİ SIFIRLAMAK

TEK başına bu zorlu başarı bile “yeterli” değil.

Operasyon yapılan mahalleler de hayat normale dönüşür ama aynı “canlı kalkan” senaryosunu PKK başka başka ilçelerde, mahallelerde uygulamaya koyabilir.

Yıllardır kırsalda ve dağlarda PKK’ya karşı silahlı mücadelenin ortaya koyduğu rakamları hatırlamakta fayda var.

"PKK’nın -en abartılı rakamla- silahlı kadrosu 10 bin dolaylarında.

Bugüne kadar başta TSK olmak üzere güvenlik güçleri 30 binden fazla silahlı PKK’lıyı etkisiz hale getirmiş.

Yani...

Toplam PKK’lı sayısını 3 kez sıfırlamış oluyor. Fakat hâlâ 10 bin dolaylarında PKK’lı var.

Demek ki sadece “etkisiz hale getirmek” tek başına yeterli değil.

“Neden dağa çıkıyorlar”sorusunun, ekonomik, sosyolojik, kültürel, siyasal cevaplarını bulmak da gerekli.

Nedeni ortadan kaldırarak insan kaynağı damarı da kesilmiş olur."

.........................

Ankara bunu “gerçekçi yaklaşımla” kısmen yapıyordu...

Daha fazlasını yapacağının işaretini de Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı paket ortaya koydu.

JEOPOLİTİK DAYATMA

NEvar ki artık sorun Türkiye’nin sınırlarının ötesinde “karar odaklarına” kaymış bulunuyor.

Sınırların ötesindeki jeopolitik, Türkiye’nin içindeki PKK’ya farklı “ilhamlar” vermekte.

Kandil Türkiye’nin Suriye sınırı boyunca art arda özerk kantolar kurarak Hatay’a dayanmak üzere olan PYD’ye bakıyor...

Türkiye sınırında 900 km boyunca uzanan “Kürt toprakları kuşağı” Kandil’dekilerin iştahını açtı.

“Niye çözüme razı olalım? PYD bizim uzantımız. Türkiye’de de aynı şeyi neden yapmayalım?”

PYD arkasını Rusya’ya, Suriye’ye hatta ABD’ye dayamış... Dünyaya “IŞİD’e karşı başarıyla savaşan laik güçler olarak” sunuluyor.

“PKK geni”taşıyan PYD’nin komutanı, Başkan Obama’nın Suriye temsilcisi McGurk’a plaket verebiliyorsa artık hedef büyütmenin / büyük oynamanın zamanı diye düşünüyor olmalı Kandil.

O Kandil’le çözüm konuşulabilir mi? Ama...

Kandil’in jeopolitikle beslenen bu damarındadır “sorun” da, “sorunun çözümü” de.

Atatürk’ün “dahili ve harici” söylemini hatırlamakta fayda var.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat