Bir ABD polisiyesi: Paralel Emniyet ve Erdoğan

  • GİRİŞ26.07.2014 09:17
  • GÜNCELLEME28.07.2014 09:28

Emniyette "paralel yapı" iddialarına ilişkin yürütülen "casusluk" ve "yasa dışı dinleme" soruşturmaları kapsamında 30 ilde aralarında Eski İstihbarat Şube Müdür Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 115 polis hakkında yakalama kararı çıkartıldı.

Polisler 22 Temmuz gece yarısı operasyonu ile gözaltına alındı. 105 isim baskın yapılan adreslerden alınırken kayıp olan 10 emniyet görevlisi de gün be gün teslim oldu. Gözaltındaki 14 polisten 8’i tutuklandı. 4 polis adli kontrolle, 2’si ise adliyeden serbest kaldı.

Polisteki paralel yapılanmaya yönelik operasyonların başlatacağı bilgisini Erdoğan “inlerine gireceğiz, inlerine” sözleriyle ifade etmişti. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya dayanak oluşturan 1292 sayfa ve 3 CD’den oluşan dosya şüpheli avukatlarına dağıtıldı.

Gözaltına alınan polisler amirleriyle, Ergenekon, Balyoz, 17-25 Aralık gibi operasyonları gibi operasyonları gerçekleştirmişlerdi. Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında olduğu gibi kendileri de gece yarısı evlerinden alındı.

Gözaltılar ve sonrası sistematik olarak “mağdur, işini yapan, harama bulaşmayan polisler gözaltında, önden arkadan kelepçeli” propagandası yapıldı hala da devam ediyor.

Gözaltına alınanların suçları İran menşeili “Selam ve Tevhid Terör Örgütü”nü gerekçe göstererek içerisinde, başbakan ve bakanların da bulunduğu, siyasetten, medyaya, iş dünyasından MİT’e kadar binlerce isim hakkında dinleme kararı almalarıydı.

Polisin takma isimlerle Hakim izniyle yaptığı dinlemelerin TİB aracılığıyla gerçekleştiği ve bir süre önce kayıtların kopyalanarak yurtdışına çıkarıldığı iddia edildi.

Başbakanın danışmanı Mustafa Varank’ın Furkan isimli bir şahısla konuşması teknik takibe takıldı.

Varank için alınan teknik takip kararıyla Sadık Albayrak, Sümeyye Erdoğan, Adalet ve Kalkınma Partisi, Başbakanlık İdari Mali İşler Dairesi, Başbakanlık eski Müsteşarı ve şimdiki İçişleri Bakanı Efkan Ala, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Aile Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Nagehan Alçı, Ahmet Mahmut Ünlü ile yapılan görüşmeler de dinlendi.

Başbakan Erdoğan, Bakan Ahmet Davutoğlu, Bakan Taner Yıldız, Bakan Mehdi Eker, Eski Bakanlar Sadullah Ergin ve Fatma Şahin de dinlenen isimler arasındaydı.

Suç unsuru taşımadığı halde bu kayıtlar yazılı hale getirildi. Yine tespitlere göre İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı; 2 Aralık 2013 tarihinde telefon takibinin sonlandırılması talep ederek, TİB KDM Programı üzerindeki tüm verilerin imhasına karar verdi.

Dinlenen telefonların 80 tanesi kriptoluydu. Dinlemelerin TİB arşivinden tamamen silinmeden farklı yerlere kaydedildiği iddia edildi.

Şimdi bu kadar bilgi bombardımanından sonra ister istemez akıllara şu sorular geliyor: “Başbakan ve MİT müsteşarı dahil onlarca bakan, işadamı, sanatçı ve medyadan ismi hangi gerekçeyle dinlendiler? Başbakan, bakanlar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın dinlemeleri için yargıdan nasıl müsaade aldılar? İşin içerisinde yargı mensupları da mı var?” Benzer sorular çoğaltılabilir.

Başbakan Erdoğan'ın dinlemelerinde ilginç bir ayrıntı daha var. O ayrıntı belki de hükümete, MİT’e ve diğer kesimlere yönelik operasyonlar hakkında farklı bir perspektif sunuyor.

OBAMA'YA SUNULAN RAPORDA TÜRKİYE İÇİN NE DENİYOR? PARALEL YAPI SEÇİM İLE DEVRİLEMEYEN ERDOĞAN İÇİN HANGİ PLANI DEVREYE SOKTU? MİT TIRLARI VE THY UÇAKLARINI NEDEN İŞİN İÇİNE KATTILAR?

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ


Hakan Göksel  /  Ülke Haber
Hakan.Goksel@ulkehaber.com
Twitter.com/hakan_goksel

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat