Kıbrıs Barış Harekâtı’yla övünenler Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı’ndan neden hazzetmez

.

  • GİRİŞ23.12.2018 10:15
  • GÜNCELLEME23.12.2018 14:11

or oyunu bozuyor. Bu köşede daha önce aktarmıştım. Ak Parti’nin bir önceki sözcüsü Mahir Ünal bir kahvaltılı toplantıda, “Amerika’nın bölgemize ilişkin uzun vadeli stratejik hedefleri ile Türkiye’nin çıkarlarının örtüşmediğine” dikkat çektikten sonra, “Orta Doğu’da yapmak istediklerine karşı Türkiye’nin direnç göstermesi Amerikan politikalarını değiştirebilir” demişti. İlave olarak da Fırat Kalkanı ile Zeytin Dalı Harekatı’nı göstermişti.

 

 

Fırat Kalkanı da Zeytin Dalı Harekâtı da güç kullanılarak, silah kullanılarak “Olmayanı göstermek” içindi.

Olamayacağı göstermekti bütün dünyaya… Özellikle PYD/YPG-PKK’yı Suriye’de “kara gücü” gören Amerika’ya.

 

 

ETRAFIMIZI SİLAHLA DİZAYN ETTİKLERİNİ GÖRMÜYOR MUYUZ?

DEAŞ ile mücadele ediyoruz görüntüsü altında Amerika’nın himayesine giren PYD/YPG-PKK’nın Rakka’yı DEAŞ’tan nasıl aldığını hatırlıyoruz. Rakka’dan DEAŞ militanlarının silahları ve karılarıyla birlikte nasıl tahliye edildiklerini de…

Rakka’yı kuşatma altına almaya hazırlanan Amerika ve “kara gücüm” dediği PYD/YPG-PKK’nın Türkiye’nin Fırat Kalkanı Harekâtı’nı akamete uğratmak için nasıl da kuşatmayı tehir ettiğini unutmuyoruz.

Rakka’dan Elbab’a açılan koridoru, o koridor üzerinden Mehmetçik’in önüne dikilen DEAŞ militanlarını unutmuyoruz.

Yine Afrin Zeytin Dalı Harekâtı başladığında ilk resmi açıklamada, “PYD/YPG-PKK ve DEAŞ unsurlarına yönelik operasyon” ifadesini unutmuyoruz.

Sakallarını kesip PYD/YPG-PKK saflarında Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ve ÖSO’ya karşı silah doğrultan DEAŞ’lıları unutmuyoruz.

Ve en önemlisi, “Biz senin hemen yanı başında PYD/YPG-PKK koridoru kuracağız sen de buna razı olacaksın” diyenlere diplomasiyi sonuna kadar kullandığımız halde, derdimizi anlatamadığımızı unutmuyoruz.

“Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz” diyerek şehit vermeyi göze alarak, gazi olmayı göze alarak Suriye’nin kuzeyinde hem DEAŞ’a hem PYD/YPG-PKK karşı askeri harekata mecbur kaldığımızı unutmuyoruz.

O harekâtların, siyasetin, diplomasinin elini nasıl güçlendirdiğini unutmuyoruz.

Milletin bu operasyonlara verdiği desteği unutmuyoruz.

Başardıklarımızı, unutmuyoruz.

Silahın, askeri gücün nasıl da caydırıcı olduğunu biliyoruz.

Bütün bu süreç hiç yaşanmamış gibi yapan CHP, nasıl ki Afrin Zeytin Dalı Harekatı’nda yapmışsa… Ve yine nasıl ki Fırat Kalkanı Harekatı’nda yapmışsa… Yine bozgunculuğa soyunuyor.

BEYAZ SARAY İLE PENTAGON SAVAŞINI BU KEZ BEYAZ SARAY KAZANDI

Amerika Suriye’den çekileceğini ilan etti. Daha doğrusu Başkan Trump ve Beyaz Saray “Çekiliyoruz” dedi. Pentagon direndi, ikna etmeye kalkıştı. Bu kez şimdilik başaramadı.

Hatta Pentagon bakanı istifa etti!

Yani Amerika’daki iç savaşın taraflarından biri olan Beyaz Saray ve Trump bu kez rakiplerine boyun eğmedi. “Suriye’den çekiliyoruz” dedi. Çekilirler mi, sonra ne olur bilmem. Ama bir gerçek var.

Türkiye’nin kararlılığı bu kararda etkili olmuştur.

Çünkü Türkiye’nin diplomasi ile birlikte askeri kararlığı testi çoktan geçmiştir. Çünkü daha bir hafta önce Suriye’nin yanı başı Irak’ın PKK’ya ait en derin noktasında Türk Silahlı Kuvvetleri şanlı bir taarruzu başarıyla gerçekleştirmiştir.

Yani, diplomaside olduğu gibi, kararlılığımızı silahla da teyit ettik.

Ve “Suriye’de Fırat’ın doğusuna geliyoruz. Kazdıkları çukurlara gömeceğiz” dedi.

CHP’NİN AMACI SİYASİ, DİPLOMATİK VE ASKERİ KARARLILIĞI YIPRATMAK… BUNUN ADI BOZGUNCULUKTUR

Ne var ki, CHP’liler siyasi, diplomatik ve askeri açıdan hep birlikte sergilenen bu kararlılığa çomak sokmak niyetinde.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, “CHP, Suriye dahil olmak üzere, Türkiye’nin komşu coğrafyasını oluşturan Orta Doğu bölgesinde mevcut tüm sorunların askeri güç kullanmaksızın, barışçı yollardan ve diplomasiye ağırlık verilerek çözümlenmesinden yanadır” cümlesini kurdu.

CHP’li Çeviköz, yakın geçmişte de PYD ile YPG’yi birbirinden ayırarak PYD için “siyasi oluşum” ifadesini kullanmıştı.

Dikkatinizi çekti mi bilmem ama, Türkiye ne zaman Suriye’de terörle mücadele için bir adım atmaya kalksa CHP’den farklı sesler yükseliyor. Yakın geçmişte Selin Sayek Böke, “Ne benim ne arkadaşlarımın elinde YPG’nin terör örgütü olduğuna ilişkin istihbari bilgi yok” demişti hatırladınız mı?

Yine bugün “Türkçe ezan istediği için” CHP’den kovulan o dönemde CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Öztürk Yılmaz ne demişti: “ÖSO, El Kaide’den türemiştir. Terör örgütüdür.”

Yani TSK, bir terör örgütü ile Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle, “Kendi topraklarını savunan YPG’lileri” Afrin’den temizliyordu.

O dönemde de söyledik bu dönemde de söylüyoruz. Bunun adı bozgunculuktur. CHP’nin yaptığı tıpkı Milli Mücadele döneminde bozgunculuk yapanlarınki gibidir.

Sanki Türkiye diplomasiyi sonuna kadar kullanmıyormuş gibi… Sanki, Türkiye her fırsatta “Suriye’nin toprak bütünlüğüne” vurgu yapmıyormuş gibi…

Sanki Türkiye’nin önceliği beka ve terör meselesi değilmiş gibi… CHP, “barışçıl yöntemler”den, “kullanılmaması gereken askeri güçten” söz ediyor.

Allah aşkına, Kıbrıs Barış Harekâtı ile övünen CHP’liler Afrin Zeytin Dalı Harekâtı’yla ya da Fırat Kalkanı Harekâtı’yla neden övünmez?

Sizin derdiniz ne?

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat