Bir de "yeni dünya" var ki, eyvah!

  • GİRİŞ01.09.2014 08:50
  • GÜNCELLEME01.09.2014 08:50

Unutmamamız gereken bir şey var.

Çevremizde de yavaş yavaş yeni bir dünya şekilleniyor.
Ama ikincisindeki "yeni" sıfatı iyi şeyler anlatmıyor. Eskisinden de beter bir dünya bu!
Bir inşaata değil, kısa ve orta vadede yıkıma işaret ediyor.
Sanki bir el, haritaya uzanmış özellikle Türkiye'nin çevresindeki küllenmiş çatışma alanlarını yeniden alevlendirmeye çalışıyor.
Bilmek ve yüzleşmek zorundayız ki...
Böylesine gergin bir coğrafyanın orta yerinde "Yeni Türkiye" projesi hayata geçiriliyor.

***


Üç gündür Pakistan'dan gelen gösteri ve çatışma haberlerine bakınca, bir yere not ettiğim 2006 yılında U.S. Armed Forces Journal'da yayımlanmış "Yeni Ortadoğu Haritası"nı çıkartıp açtım.
Yarbay Ralph Peters'in çizdiği ve zamanında Dışişleri Bakanı Condoleeza Rice'a "bazı acılar mecburen çekilecek" dedirten, Roma'daki NATO toplantısında masaya getirilince bizim yetkililerin protesto ettiği harita hani!
Şimdiki Pakistan o haritada üçe bölünmüş.
Kuzeyden güneye uzanan dev ülkenin adını Afganistan koymuşlar.
Yani ABD müdahalesinin hem siyasi hem de sosyolojik olarak "toz toprak ülkesi" haline getirdiği Afganistan büyüdükçe büyümüş. "Medeni İslam"ın güç bela ayakta kalmaya çalıştığı kesimi ise kuzeyde İslamabad'dan güneyde Karaçi'ye uzanan dar bir koridora sıkıştırıp onaPakistan demişler.
Ne yalan söylemeli, bölgedeki gelişmeler gerçekten de böyle bir karanlık ihtimaller ağına uzanıyor. 

***


Irak ve Suriye'de yaşananlar ortadayken...
Bir süredir yatışmış görünen Azerbaycan- Ermenistan gerginliğinin dahi yeniden alevlenme noktasına geldiğini görelim.
Tabii İsrail'in "Ermenistan'ı kalıcı müttefikimiz yapabilir miyiz?" şeklinde özetlenebilecek hesaplarının hep gündemde olduğunu bilmek gerekiyor.
Ukrayna'ya gelince...
Okumuşsunuzdur, Putin nükleer gücüne işaret ederek Batı'yı açık açık uyardı. Bu arada, NATO'nun Ukrayna'nın katılımına açık kapı bırakmasının Türkiye'yi çok zorlayacağını biliyoruz.
Belli ki, müzmin çatışma alanları oluşuyor.
Belli ki, her ülkenin zayıf noktaları özellikle kurcalanıyor.

Belki de yeni bir "uluslararası paylaşım kavgası"nın eşiğine geldik, dayandık.
Bu ortamda Türkiye iç barışını hızla gerçekleştirmek zorundadır.
Hiç eveleyip gevelemeyelim: Bürokrasinin bu konuda ayak direyen kesimleri tasfiye edilmelidir.
Güçlü Türkiye diyoruz. Bu ancak içerde barış ve "demokratik gelişme"ye odaklanmış bir toplumsal iradeyle mümkün olabilir.

Devamı için tıklayın >>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat