Bu da medyaya yansımayanların yok hükmünde kabul edilip sorumluların “kulaklarının üstüne yatmalarına” yol açıyor. Okuduğunuz yazı bu nedenle kaleme alınmıştır.

Adını da yazacağım, Media Markt isimli elektronik mağazasından benim oğlana kampanyalı bir tablet aldım. Müşteri temsilcisi “Bu üründe otomobil kaskosu gibi Garanti Ötesi Koruma Paketimiz var abi. Duvara atıp parçalasanız da yenisini gelip alırsınız…” diyerek bizi ikna etti. Fiyatının 1/6 oranı kadar ek parayı da ödeyerek ürünü aldık. Bir ay sonra oğlanın elinden düşen tabletin ekranının köşesi çatladı. Verdik mağazaya. 15 gün sonra aradım. “Hazır, gelin alın” dediler. Gittik, oğlan heyecanla tableti bekliyor. Dediler ki “Servis ürünün pert olduğunu söylüyor.”

Sigortamız var ya. “Tamam” dedik “bizim Garanti Ötesi Koruma Paketimiz var, yenisini alalım o zaman”.

Dediler “Alamazsınız çünkü o ürün yok artık, satmıyoruz”.

-Peki, ne yapacağız?

-Size mağazamızdan alış-veriş yapmanız için hediye çeki vereceğiz…

Bir baktım, verdikleri kâğıdın üzerinde yazan miktar, ürünün üzeri fiyatından 1/3 kadar daha az. Aynen iade ettim çeki.

…

Hikâye uzun aslında ama özet geçiyorum. Hesap yaptım; ilk aldığımda aynı üründen iki tane alsaydım bile cebimden bu kadar para çıkmayacaktı. Suratı asık oğlanın verdiği sıkıntı da cabası.

İnternette araştırdım biraz. Ne göreyim. Benim gibi onlarca kişi mağdur.

Belgeleri topladım, gittim Güngören Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti’ne verdim.

Veriş o veriş, neredeyse bir yıl oldu. Hâlâ bekliyorum.

…

Kirada oturuyorum. Evimin kira bedelini, Maliyenin “yatırılan kira bedellerinden masraf alınmayacak” duyurusundan beri, aynı apartmanda ikamet eden mülk sahibinin İş Bankası’ndaki hesabı bulunan şubesine veya aynı şubenin önündeki bankamatikten yatırıyordum. Bir gün tesadüfen ev sahibinin hesap cüzdanında yatırdığım kira bedellerinin dökümünü gördüm.

O da ne!

Yatırdığım kira bedellerinden benden habersiz 5’er TL kesik atmış banka. Ama bana verdikleri dekontta bu gözükmüyor. Gittim bankaya ve sordum.

“Bu devletin kestiği vergi mi?”

-“Hayır” dediler. “Onu biz kesiyoruz”…

Yani haraç!

…

Neyse hazırladık dosyayı ve gittik Fatih Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti’ne.

Gidiş o gidiş. 8-9 ay oldu bekliyoruz.

…

Akıllanır mıyım ben?

Aynı mağazanın Ankara çıkışındaki şubesinden bir tablet daha aldım oğlana. Sürpriz yapacağız ya. Bu kez Garanti Ötesi aldatmacasına düşmüyorum. Bir hafta sonra tabletin ekranında görüntü kaymaya başladı. “Kullanım Kılavuzu Ek Bilgi” kitapçığında yazan İstanbul Kuruçeşme’deki Servis’e gidiyorum… “Servis Mecidiyeköy’de” diyorlar. Kafamdan dumanlar çıkarken adresi ve telefon numaralarını istiyorum. İki telefon numarası olan servisin hatları sürekli meşgul. Otomatiğe alsan da çaresi yok. Macera başlıyor anlayacağınız.

…

Bir avukatın 12 yıl kadar önce kapattırdığım telefon numarama ait, güya ödenmemiş faturaya ilişkin çalıştığım şirkete gönderdiği, 12 yıllık faiz bindirilmiş bir “maaş haczi” yazısı var ki evlere şenlik.

Niye bana değil de şirkete gelir? Niçin 1-2-3-4-5 ay veya yıl sonra değil de 12 yıl sonra gönderilir? Vs.

Hukukçu olmadığım hâlde bu muamelenin “hukuki dayanaktan yoksun” ve “yersiz” olduğunu ben biliyorum da avukat bilmiyor mu? Ama 1000 kişiye gittiyse benzer yazı, bunu sineye çekecek 500 kişi çıkar herhâlde değil mi?

…

Son olarak; Şu linkteki haberi okuyarak görevdeki bir hâkimin durumuna bakıp, vatandaşın miktarı küçümseyip hukuk yoluyla direnmeyerek sineye çektiği, “büyük şirketlerin küçük(!) işleri”nin büyüklüğünü hayal edebilirsiniz…

Benim gibi sıradan vatandaşların bu tür olayları her gün yaşadığını bildiğim gibi şunu da biliyorum; bu yazı bu köşeyi doldurmaktan başka hiçbir işe yaramayacak. Benimkisi de laf işte.

KISA MESAJ HATTI:

"Müşteri velinimet" idi eskilerde,

Şimdilerde “tüketici sağmal inek”!

İhsan Toy - Haber 7

ihsantoy@tasam.org

http://twitter.com/caricare1773