CHP nerede duruyor, nerede duracak?

  • GİRİŞ19.04.2014 08:47
  • GÜNCELLEME19.04.2014 08:47

Yönetim şimdilik vaziyeti idare etmeye çalışıyor, ama işler giderek karışacak gibi!

İşaret fişeğini galiba Deniz Baykal attı. Partideki mevcut hâlin sürdürülebilir olmadığına dikkat çekerek, mutlaka değişim gerektiği yolunda ikazda bulundu. Eski genel başkan, özellikle 30 Mart seçimleri sürecinde "ÇILGINCA HATALAR" yapıldığını da vurguladı. Bu sözlerin yeni bir kurultay çağrısı olup olmadığı yolundaki soruyu da, "Yöntem ne olur bilemem. Ama bu sonucu irdelemek için mutlaka bir formül bulunmalı..." gibi, kurultaya da gönderme yapar biçimde cevaplandırdı. Evet, CHP'de sular giderek ısınıyor ve parti içi muhalefet, kazan kaldırma mesaisine başladı! Sonuçları aslında hiç kimse hazmedemiyor... Ama yönetim katının hâlihazırda yapabileceği pek bir şey de yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda da, alternatif olabilecek bir politika üretemiyor.

Gerilimi bir ölçüde absorbe etmek için, parti gençlik teşkilatının kontrolünde; "OCCUPYCHP" gibi magazin kokulu eylemler yapılsa da, mağlubiyetin beslediği öfkeyi dindirmek mümkün görünmüyor. Partinin genel başkan yardımcısı ve sözcüsü Haluk Koç'un, kendi seçim bölgesi olan Samsun'da; yüzde 15'lik oyla alınan üçüncülük sonucu yüzünden görevinden istifa ettiği, ancak bu jestinin Kılıçdaroğlu'ndan döndüğü, on günlük gecikme ile kamuoyuna açıklandı... Daha önce Birgül Ayman Güler'in cesurca yaptığı öz eleştiriler, genellikle duymazlıktan gelindi. Ancak Emine Ülker Tarhan'ın, genel başkanının gözünün içine bakarak yaptığı son çıkış, sağır kulaklara şiş gibi batacak cinsten ve söyledikleri öyle yenilir yutulur şeyler değil. Zira Ülker Tarhan, doğrudan partinin politik çizgisini hedef alıyor. Şöyle diyor:

"İnsanlar nerede durduğumuzu bilmediği için oy vermedi. Sosyal demokratız diyorsunuz, sağa açılım yapıyorsunuz. Bu ikisini nasıl bütünleştireceğiz? Bu partide solcu, ulusalcı olmak suçsa bunun izah edilmesi gerekiyor..." Bayan Tarhan, liderinin yapmış olduğu kurtbaşı işaretini telaffuz etmiyor, ama Mansur Yavaş'ın Ankara'da aday yapılmasını düpedüz hedef alıyor. Diğer taraftan seçimler öncesinde Fethullah Gülen grubuyla iş birliği içindeymiş algısı oluşmasının ve buna karşılık CHP'nin sessiz kalmasının, seçmen tabanında oluşturduğu kafa karışıklığına da sivri biçimde dikkat çekiyor. Genel başkanı doğrudan hedef alarak, buna karşı sessiz kalmakla suçluyor. Ama en önemlisi şu: Tarhan, "Seçimlerden aldığımız sonuç, başarısızlığın ötesinde hezimet. Bu konuda sorumlular hesap vermeli..." diye diretiyor! En sorumlu sandalyede oturan kişi kim? Kemal Kılıçdaroğlu... Ülker Tarhan'ın gülle gibi laflarına,  "İsteyen herkes bize oy verebilir. Buna karşı çıkacak hâlimiz yok..." gibi naif cevaplarla, zevahiri kurtarmaya çalışıyor. Lakin kesinlikle işi kolay değil.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat