Irak'la yeniden…

  • GİRİŞ22.11.2014 06:54
  • GÜNCELLEME23.11.2014 09:41

Nuri El Maliki’nin Irak’ta başbakanlık görevine gelmesi tam bir talihsizlikti! Küçük bir “Saddam” rolünde, hem ülkeyi tahrip edip bölünme sürecini hızlandırdı, hem de İran’ın kılavuzluğunda, özellikle Türkiye ile olan ilişkileri dinamitledi… Maliki’nin ülkenin başına bela edilmesinde en büyük kabahat şüphesiz ABD’nin omuzundadır. Şayet Maliki’nin yerine, yeni kurulan bu hükümette dışişleri bakanlığı görevini üstlenen İbrahim Caferi’yi desteklese idi, daha stabil bir Irak olabilirdi. Esasen Maliki gibi birisinin ülkeyi uçuruma götüreceği yönünde, Türkiye gerekli uyarıları da en açık şekilde yapmıştı. ABD nihayet çark etmek zorunda kaldı fakat, Bağdat (Basra değil) harap olduktan sonra!.. İran’ın Şii hilal çerçevesinde yürüttüğü agresif siyasetin nelere mal olduğu, Irak ve Suriye’deki kanlı arenada en çarpıcı şekilde görülüyor. Fakat ne yazık ki, birincisinde ABD’nin siyasi miyopluğu (Belki de bilinçli tercihi), ikincisinde de Rusya’nın ihtirası sayesinde, İran hiç de hak etmediği bir imkânı tepe tepe kullanıyor…

Evet, sekiz yıl İran’da silahlı örgüt yöneticisi olarak (Dava Partisinin silahlı kanadı) faaliyette bulunan Maliki’nin, sekiz yıllık iktidarı döneminde Türk Irak ilişkileri neredeyse kopma noktasına geldi. Neyse ki artık en güçlü pozisyonda değil.

Devamı için tıklayın >>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat