İstifa teraneleri ve bağcıyı dövmek!

  • GİRİŞ13.10.2015 10:07
  • GÜNCELLEME13.10.2015 10:07

Bunun altında menfur saldırıyı aydınlatmaktan ziyade, hükümeti sıkıştırma niyeti yatıyor.

Bu ülkede ikiyüzlülük siyaseti, maalesef her zaman prim yapabiliyor… Mesela zahiren barış çağrıları yapıp, öbür yandan da çatışma ateşini körüklemek!.. Yahut birlik beraberlikten dem vururken, aynı zamanda ayrışma ve cepheleşme için fitne tohumlarını ekmek… Cumartesi günü Ankara’da vuku bulan kalleş saldırının ardından yine bu tarz sevimsiz, samimiyetsiz ve çirkin tavır sergilenmeye başladı. Şu ana kadar yapılan itham ve suçlamalara, seviyesi düşük siyasi polemiklere ve tezvirata baktığımızda, birilerinin nasıl da bulanık suda balık avlamaya çalıştığını hemen fark edebiliyoruz. Türkiye’ye dönük çok taraflı ve kapsamlı bir saldırının başlatıldığını, artık herkes görüyor... Ancak bu saldırıların arkasındaki örgüt, odak ve devletlerin, tek tek ve doğru biçimde teşhis edilmesi çok önemli! Bir de bu teşhisin gecikmeksizin yapılması önemli. Bu yapılabilirse, yukarıda sözünü ettiğimiz her türlü tezvirat ve kışkırtma boşa çıkarılabilir.

Aksi hâlde birileri, halkın zihnini bulandırmaya devam edecek ve korkarız kendilerine göre neticeler de alabilecektir. Bu noktada devletin terörle mücadeledeki kararlılığı ve millî menfaatleri istikametinde yürüttüğü dış politikayı sürdürmesi çok önemli… Zira bu saldırıların temelinde, Türkiye Cumhuriyetini belli davranış biçimlerine zorlama hedefi yatıyor. Türkiye buna fırsat vermemelidir. Hegemonik güçlerin içerideki işbirlikçilerle kurduğu ittifakları, akamete uğratmak zorundayız. Aksi hâlde daha çok sıkıntı verebilirler. Satılmış kalemlerin, ikide bir ülkemizi Suriye ile mukayese etmesinin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Kurulduğu günden beri demir yumrukla yönetilen ve vatandaşlarının bir kısmının resmî kimliği dahi bulunmayan, Suriye’deki dramın sebepleri çok çeşitli ve derindir. Hiçbir şekilde demokrasi tecrübesi olmayan, bugüne dek sandık başına sadece diktatörün görev süresini uzatmak için giden, zavallı Suriye halkının durumunu doğru dürüst analiz etmeden, hüküm veren ukala tiplerin hezeyanlarına kimse kıymet vermemeli.

Türkiye asla Suriye olmaz. Bunun altını çizelim. Türkiye’nin büyümesi ve güçlenmesini hazmedemeyen malum çevrelerin buna dair hesap ve senaryoları olabilir tabii. Lakin yüz yıl önce Sevr projelerini uygulamaya koyarken duvara tosladıkları gibi, bugün de aynı başarısızlığa mahkûm olacaklardır. Elbette terörist saldırılarda meydana gelen can kayıpları, büyük siyasi ve ekonomik faturalar, milletimizin ödediği ağır bedellerdir… Ne yazık ki, Türk Milletinin kaderinde bu kabil ağır imtihanlar hep olmuştur. Fakat biz sadece bugüne değil, geleceğe de bakmak durumundayız. Ortada bir devletin bile olmadığı, ordunun terhis edilip silahsızlandırıldığı Sevr döneminde dahi, azimli ve kararlı bir mücadele koyarak dünyaya örnek teşkil eden zafere ulaşan Türkiye, bugün çok daha güçlü bir konumdadır. Sayıları ve destekçileri nice olursa olsun, terör örgütleri bu güçlü ülke ile başa çıkamaz. Bu hamaset falan değil, gerçeğin ta kendisidir.

yazının devamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat