Öcalan: Özerklik ısrarı, süreci sabote eder

Demokratik özerklik, Kürt hareketinin değişmez gündem maddelerinden birini oluşturuyor.

  • GİRİŞ18.04.2014 10:06
  • GÜNCELLEME18.04.2014 10:06

 Bu talep, BDP'nin parti programında uzun süredir yer alıyor. Sanıldığı gibi çözüm süreciyle de tartışılmaya başlanmış bir konu değil. Mazisi çok eskiye uzanır. Abdullah Öcalan'ın “Bağımsız Kürt Devleti”nden vazgeçtiğini ilan etmesinin ardından Kürt hareketi, siyasal stratejisini bu model üzerine inşa etmeye başladı. Nereden baksanız 14 yıllık bir geçmişi var. 
30 Mart seçimlerinde BDP, seçim kampanyasını “demokratik özerklik” talebini merkeze alarak yürüttü. Haliyle seçim öncesi ve sonrası da en çok bu konu tartışıldı, konuşuldu… 
Çözüm sürecine karşı olan çevreler için “demokratik özerklik”, arayıp da bulamadıkları bir istismar alanıdır. Cemaat medyasının BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın bir konuşmasını “BDP seçimlerden sonra özerklik ilan edecek” diye sunması, bu tartışmayı tekrar alevlendirmeye yetti. Cemaat, meseleyi “Güneydoğu elden gidiyor” noktasına kadar vardırdı. Son günlerde ise televizyon ve gazetelerinde, hatta öğrenci evlerinde bu kara propagandaya hız verilmiş durumda. 
Şüphesiz cemaatin tepkisi “milli” hassasiyetten kaynaklanmıyor; Pensilvanya'dan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne operasyon çeken, TÜBİTAK'a sızan, kriptolu telefonların şifresini kıran, dış politika sırlarını servis eden bir yapının “milli” yanı da olamaz. Amaçları, hükümetin zayıf karnı olarak düşündükleri çözüm sürecini sabote etmek, geçmişte darbeci generallerin yaptığı gibi “bölünüyoruz” paranoyasını yeniden uyandırmak. 
Cemaatin kara propagandasına maalesef en çok malzemeyi sağlayan Kürt siyasetçiler oluyor. Demokratik özerklik ve Öcalan'ın özgürlüğüyle ilgili sorumluluktan uzak çıkışları, popülist söylemleri Cemaat'in kara propagandasını besliyor. 
Oysa Abdullah Öcalan, demokratik özerklik meselesinin ne kadar hassas olduğunu daha çözüm sürecinin başında BDP heyetine ayrıntılı olarak anlattı. Kamuoyunda “İmralı Zabıtları” olarak bilinen görüşme tutanaklarında Abdullah Öcalan'ın, bu konuda BDP'ye yaptığı uyarı şöyle geçiyor: “…(Demokratik özerklikle ilgili soru üzerine) Kolektif haklar ve Kürt reformu yasası yapılacak. Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu sabote olur.” 
BDP'li heyet, Öcalan'a kendi durumuyla ilgili olarak da kritik bir soru yöneltiyor. Soruyu ve cevabı aynen aktarıyorum: 
“ - S.S.Önder: Sayın Başkan, süreci tıkayacak olan da sürecin önünü açacak olan da sizin koşullarınız. Buna dönük yetkililerle görüşmelerinizde bir takviminiz, bir mutabakatınız var mı?” 
Tutanaklarda bu soruya Öcalan'ın yanıt vermek istemediği notu düşülüyor. Konuşmaların ilerleyen aşamasında Sırrı Süreyya Önder, tekrar aynı soruyu yöneltiyor: 
“- S.S.Önder: Sizin konumunuz 
ne olacak?” 

“- Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız.”

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat