Zalim ve mazluma dair...

İnsan yeryüzünde kan dökücü. Dökülen kan salt zulmün temsili değil, adalete de tekabül ediyor.

  • GİRİŞ26.07.2014 09:28
  • GÜNCELLEME26.07.2014 09:29

Hakkın adıyla, kin ve nefret gütmeksizin, saldırganlaşmadan, direniş için dökülen kan... Can sırrına şahitliğimizi bekliyor. Kanda ezeliyet sırrı var. Nereden geliyor; dökülen kimin kanı, can kimin, Hakk sırrı nedir? Nefsini kurban edenin canı kime aittir?..

Kuşkusuz şu avam halimizin haddi değil bunların cevabı. Fakat bunları sormaya başlamalıyız. Sormadığımız sürece zalimliği de mazlumluğu da anlamakta zorlanıyoruz. İçimiz dışımız yandı, yanıyor. Dünya hep böyle. Dünya düşünceler kadar sonsuz. Vehimler kadar, acılar kadar sonsuz. Şeylerin yerli yerinde olmaması zulüm. Her alemde, her katmanda, her an gerçekleşiyor zulüm.

İmdi bu alev alev günlerde bir cemaatin kendini kayıtsız şartsız mazlum, iktidarı ise zalim olarak tanımlayan yaklaşımına tevhid içinden bakalım. Zalimi de mazlumu da kendi nefsinde bulmadan 'ey zalim' diye karşındakilere yardım maksatlı had bildirmekle zulmü durdurmuş olmuyorsunuz. İnsanın kendine zalimlikten münezzeh bir pozisyon takdir etmesi tevhidi zedelediği gibi, Hakkı hakikatiyle bilme imkanını da ortadan kaldırıyor.

Kendi nefsine kayıtsız şartsız mazlumluğu mal etmek, Hakkı tanımamaya, aslında Hak yok demeye getiriyor insanı farkında olmadan. Hak ve hakikatten habersiz olmak ise kendine eziyet etmektir. Böyle bir kişi kendisine zulmederek zalim ve aynı zamanda zulme uğradığı için de mazlum olmaktadır. Tevhid edebi odur ki, kişi zulmü muhatabına, mazlumluğu ise nefsine ait gibi göstermez.

Filistinliler burada bizim için ibretlik bir duruşu simgeliyor tam da. Çünkü nefislerine mal etmiyorlar mazlumluğu. Onu kanlarıyla canlarıyla yaşıyorlar. Feda ediyorlar nefislerini.

Bugün, Gazze'de masum çocukların, sığınmacıların, sivillerin, annelerin kameralar önünde topluca katledildiği günlerdeyiz. BM binasına sığınanlar, hastanedeki veya ambulanstaki yaralılar, evinde bekleşen aileler, çocuklar, bebekler... Kimi bombalarla, kimi keskin nişancıların isabet eden kurşunlarıyla delik deşik ediliyor. İnsanlar çığlık çığlığa, sokaklar kan çanağı. Cesetlerin toplanmasına dahi izin verilmiyor.

Dünya halkları ayakta. Filistinliler ayakta. Batı Şeria ve Kudüs Gazze için hareketlendi. Binlerce kişi Kudüs'e yürüyor. İsrail ordusu gerçek mermiler sıkıyor üstlerine. Yine ölenler, yaralananlar... Kadir gecesi alev alev. Her yerden üçüncü intifada sesleri yükseliyor. Mescid-i Aksa'da namaz kılmaya çalışanlara ateş açılıyor. Filistinliler esir alınıp işkencelere maruz kalıyor.

Her şeyiyle mazlumluğun simgesi Filistin. Ateş altındaki insanlar mazlumluğun getirdiği büyük bir güç oluşturmuş durumdalar. Bir tür kıyamdalar. Kamerayı kalp gözü kılamadığımız için sadece seyrediyoruz. Evet itirazlarımızı dile getiriyoruz ama asıl olarak mazlumun feryadını çoğaltıyor, aynı dua içinde yekdil oluyoruz.

Tevhidden bakınca mazlum da biziz, zalim de... Ama mazlumu -mağduriyete prim vermeyen Gazzeliler'den farklı olarak- daima nefsimize mal ediyoruz. Zedeliyoruz tevhidi. Mazlumluğun ideolojisini yapıyoruz. Malzeme ediyoruz onu. Peki nefsine zulmeden ne kadar mazlumdur?

Adem aleyhisselam'ın 'Ey Rabbimiz biz kendimize zulmettik...' sözü, Yunus aleyhisselam'ın 'Gerçekten ben zalimlerden oldum' sözünü düşünelim. Dışımızdaki zulmün içimizde neye tekabül ettiğini göremediğimiz sürece, mazlumiyetimizi hakkıyla taşıyabilecek miyiz?

Sebe Melikesi'nin 'Rabbim, muhakkak ki ben nefsime zulmettim ve Süleyman'la beraber alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum' diyerek Süleyman aleyhisselam'a teslim oluşunu da düşünelim. Bu sözü Allah'a teslim olmakla eşdeğer kabul edilir. İnsan kendi nefsinin zalimi olduğu sürece teslimiyetini tam olarak gerçekleştirmiş olabilir mi?

Bu teslim olamama hali aynı zamanda gaflete de işaret ediyor. Bir tür körlük hali. Nitekim Cîlî, İnsan-ı Kâmil adlı eserinde 'Allah'ın kadrini zatına layık şekilde hakikiyle takdir edemediler' (Enam;91) ayetini tefsir ederken şöyle der: 'İnsanın zalim olması nefsini gerçek bir şekilde takdir edemediğinden dolayı ona zulmetmiş olması demektir.'

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat