Terörist değil radikal âşık!

  • GİRİŞ23.09.2014 09:58
  • GÜNCELLEME23.09.2014 09:58

Diğer pek çok ülkenin rehinelerinin bu örgüt tarafından hunharca öldürülmesine kendi devletleri pek engel olamamışken... Elbette bizim devletimizin müzakereleri usulca yürütüp sonuç alması çok büyük bir başarı. Hepimiz biliyoruz ki bu diplomasi süreci çökebilirdi, karşımızda asan kesen kanlı bir örgüt var nihayetinde.

Gelgelelim masum insanların burunları kanamadan kurtulmuş olmaları dahi bir siyasi karalama kampanyasına ciddi ciddi malzeme edilebiliyor. Daha ilk anda vatandaşların kurtarılmasının nasıl bir pazarlık sonucu olduğunu sorgulayanlar ve mesela eğer kötü bir pazarlıksa vatandaşlarımızın canına değmeyeceğini ima eden ifadelere başvuranlar oldu, oluyor. Pazarlık yapılmasını (dünyanın her tarafında bu diplomasi böyle yürütülür, kimileri başarısızlıkla sonuçlanır) ahlaki bir sorun olarak gösterip gerekirse ölselerdi demeye getirenlerin argümanı ise çok şaşrırtıcı: 'Atatürk size ölmeyi emrediyorum demişti!'

Muhalefet etmek adına böyle ikiyüzlü ahlakçılığa başvuranlar dışında bir başka muhalif söylem de mevzuyu adalet zulüm eksenine değil, kimliklere bağlama klişesine düştü her zamanki gibi: Türkiye bir terör örgütüyle pazarlık yaparak onu tanımış ve artık tercihini Batılı değerlerden değil radikal İslam'dan yaptığını kanıtlamış! Çocukları dahi kandıramayacak bu vasat yorumları inanarak kaleme alanların zihin solucanları onların sağduyusuna ihanet içinde olmalı.

Vatandaşlarını kanlı bir terör örgütünün elinden epey zor şartlarda kurtardığı için devleti Işid'çi ve dolayısıyla da terörist İslamcı olarak kodlayanlar kendi dünyalarına hapsolmuş, vehimlerini putlaştırıyorlar. Şimdi müzakereyle teröristi meşrulaştırdığı iddia edilen Türkiye'ye eğer es kaza bu rehinelerin ölüsü gelseydi, bu kez başta Mit'e olmak üzere neler söyleyeceklerini ise ezberledik çoktan. (Kürt açılımı için de aynı argüman halen bazı çevrelerde kullanılıyor, terör örgütüyle müzakere etmektense birilerine rant devşiren savaşın sürdürülmesi ve kan dökülmesi daha makul bulunuyor. ) Şuraya varacağım: İnsanın kalbinde bir nur olan iman, varoluş sırrını gönlün semalarına doğru açmaya başladıkça... Örneğin vücudda yedi başlı evren olan nefs, ruh mertebesine doğru miraç etmeye başladıkça... Mümin tanımının canlı tefsirini yaşamaya başlarız. Bu anlamda nefsini Müslüman etmiş bir insanın kalbinde ne dinlerin farklılığı kalır, ne mezhepler, ne diğer kimlik veya kavramlar.

Yönsüzlüğe varmak, sıfatlardan çıkmak, her türlü kayıttan kurtulmak, sınırları kaldırmak... Hakikatin en yalın hali tecelli etmeye başlar böylece insanda. Teslim olmak hür olmaktır, hakikati kaynağından kalbe usul usul indirecektir 'sevda noktası'. İşte bu kişi İslam dairesini temsil eden kişidir. Radikalleşmesi ise ancak daha fazla aşk, daha fazla irfan anlamına gelebilir! Bu mümin kalpten Resulullah çıkmaya adaydır, terörist değil.

İmdi bunları en başından beri, hayatına vücuduna toplumuna ve kalbine indiren, kâmil imanın yeşerttiği medeniyette evrensel güzelliğin dilini insanlığa armağan eden âşık ve mâşuklar yaşadı, elan yaşıyorlar. Onların nefesinde kesintisiz olarak bize seslenen insanlık şarkısını işitmenin neresindeyiz? Neden bütün din algımızı toplumsal çatışmalarla, sömürgeleştiren Batıya karşı kurulan radikal örgütlenmelerle filan oluşturmaya bu kadar hevesliyiz? Neden kendi içimizdeki sonsuzluğun anadiline bu kadar yabancı kalmayı seçiyoruz?

İslamofobik olmayanların dahi İslam'dan korkmasını hedefleyen Işid gibi örgütlerin sosyolojisini anlamaya çalıştığımız kadar asıl cihadın insanlaşma macerasında nefse karşı verildiğinden hareketle biraz da iç yüzüne dalsak ya yolculuğumuzun. İslam adına terör estirenlerden korktuğumuz kadar bize kötülüğü emreden nefsimizden korkmadığımız sürece: Gerçek anlamda barış tesis edemeyiz bu tenlerde ve bu topraklarda.

Son dönem yazılarımda 'nefes'lerinden ses aldığım İbn Arabi, Niyazi Mısri, Yunus Emre, Vahip Ümmi gibi kâmil insanların medeniyet kurucu özelliklerini keşfettiğimiz ölçüde medeniyet düşmanı terör örgütleriyle ve bizi birbiririmize düşürmeye asırlardır yeminli istismarcılarla baş etmemiz kolaylaşacaktır. Neye talip oluyorsak peşimiz sıra bizi izleyen odur zira.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat