Türkiye Lahey'e suç duyurusunda bulunabilir mi?

Gazze'de yaşanan insanlık dramı kaldırılamayacak kadar ağır.

  • GİRİŞ24.07.2014 10:42
  • GÜNCELLEME24.07.2014 10:42

Canlı yayında çocukların parçalandığını izlemek, bu arada insan uygarlığının saplandığı bu ahlaksızlığa tarihin bir anında değil de, şu anki zamanda tanık olmak gerçekten çok acı. Birleşmiş Milletler GK beş daimi üyesinden kendisini gelişmiş demokrasi olarak tanımlayan ABD gibi ülkelerin değil de, sadece Çin'in bu katliama tavır koyması, dünyanın varsaydığımızdan daha karmaşık bir yer olduğunu ispatlar gibi. Bu arada Gezi krizinde yerden yere vurulan, ABD'den bir düzine açıklama işiten Türkiye Gazze katliamına gösterilen tepkide açık ara önde. Her yıl Türkiye'ye karne veren AB ülkelerinden Almanya İsrail'e olan bağlılığını hemen açıklarken, Cameron ise Tel Aviv'e başsağlığı mesajı yayımlıyor. Hamas'ın teneke füzeleri belki Gazze'yi korumuyor ama, Batı'ya büyük bir ikiyüzlülük imkanı sağlamış durumda. Bu arada ABD Kassam füzeleri nedeniyle Tel Aviv'e uçuşları durdurunca, İsrail panikle, 'İnişleri tehlikeye sokacak kadar riskli bir durum yok' açıklaması yapıyor.

Fethullah Gülen ABD'den 'Türkiye'nin güçsüzlüğünden' dem vurarak sırasını savarken, bir taşla iki kuş vurup Çankaya seçimlerine de selam gönderiyor. Çatı adayı Ekmel Bey İzmir'de konuyu değerlendirirken ağzından 'Varsa yoksa Gazze!' cümlesini kaçırıyor. Tabii, bu 'Filistin konusunda tarafsız kalmalıydık' veya 'Suriye sınırını açmamalıydık' zihniyeti ile uyumlu. Kılıçdaroğlu ise, İsrail ile hükümetin arasının açık olmasını eleştirdiği pozisyonundan, günlerin anlam ve önemine münsaip olarak direksiyonu 'Türkiye İsrail'in en gözü kara müttefikidir' tarafına kırıyor. Gazze Kürecik'ten bombalanıyor, İsrail uçaklarının jet yakıtını ise Türkiye yetiştiriyor. Zaten Suriye'deki kimyasal silahları da Türkiye sağlamıştı.

Nasıl olsa tutarlılık gibi bir dert yok.

Ekmel Bey nasıl ki, içinde her türlü mucizeyi bulabileceğiniz bir yamalı bohça olarak tasarlanmışsa, Erdoğan da bu denklemin karşı tarafına yerleştiriliyor. Yani hem Esedci, hem Işid'ci, hem İrancı, hem İsrailci, hem Sünnici, hem ABD ile arayı bozan, Gazze konusunda yeterli tepkiyi veremeyen, ama aynı zamanda İsrail'e gizli destek sağlayan bir yamalı bohça. Mönüden hangi kötücüllüğü isterseniz seçebilirsiniz. Bu güruh hiç tanımadıkları Ekmel Bey hakkında 'O bir melekti oğlum' modunda.

Bununla da bitmiyor. Gazze konusunda en radikal çıkışı ben yapacağım yarışması da oldukça bunaltıcı. Her mahallede bu eğilimi görebiliyorsunuz. Bir an evvel bu faslı geçme ihtiyacı uyanıyor. İş Yahudi halkının bir bütün olarak şeytani bir kavim olduğu türünden zirvelere yine vardı çünkü.

Peki neler yapılabilir? Mesela bir BM üyesi olarak Türkiye, İsrail Devleti hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne suç duyurusunda bulunabilir mi? Hukuçulara danıştığım kadarıyla bu mümkün. Peki Türkiye mümkün olan en büyük ülkeler grubunu ortak başvuru için ikna edebilir mi? Bunun sonucu ne olur? Sonuç alınma ihtimali az olsa bile, böyle bir ilk, psikolojik bariyerlerin kırılmasına yol açabilir, dünya kamuoyunun Gazze'ye olan tepkisini kurumsallaştırabilir mi?

Peki dünya çapında Gazze katliamına karşı çıkan yüz binlerce insan nasıl organize olabilir? Türkiye küresel çapta bir hareketin koordinasyonunu sağlayabilir mi? UCM veya BM'ye gidecek milyonlarca imzalı bir şikayet dilekçesinin hiçbir etkisi olmaz mı?

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat