Çözüm sürecine sızan Truva atları...

Türkiye, Kürt sorununu çözmek üzere uyguladığı üç denemede, Sayın Erdoğan’ın yüksek siyaseti ile minimum hasarla çok önemli faydalar sağladı.

  • GİRİŞ03.05.2016 09:38
  • GÜNCELLEME03.05.2016 09:38

Bugün “Kürt sorunu nedir?” diye sorulduğunda PKK ve HDP’nin bocalamasının, belirsiz bir şeyler gevelemelerinin ve kendi ürettikleri şiddeti hükümete ciro ederek ortamı bulandırmaya çalışmalarının nedeni budur. 

Sayın Erdoğan ve AK Parti hükümetleri, bu sorunu bir ırkçılık/inkar zemininden alıp onu normalleştirmiş, ideolojik bir problem olmaktan çıkarmış, devlet aklını bu anlamda değiştirmiştir. Her fırsatta “1990’lara, 1980’lere dönüyoruz” korosunun en büyük sıkıntısı budur. Aslında hastalığın kaynağı çözülmüş, semptomları ile uğraşılmaktadır. 

Aslında pekâlâ biliyorlar ki, artık bir Kastamonulu ile bir Diyarbakırlı vatandaşımızın sorunları, onların etnisitelerinden bağımsız hatta Diyarbakırlının geçmişte uğradığı haksızlıklar hesaba katılarak pozitif ayrımcılık noktasında ele alınmaktadır. 

Suriye içsavaşı ve DAEŞ faktörü olmasaydı, süreç eski kimyasında ilerleyecek, PKK oyunbozanlıklarını yapmaya çalışacak, belki yine talihsiz karşılaşmalar ve fetret dönemleri yaşanacaktı. Sonuçta karşınızda şiddet üreten ve bununla ayakta kalan yoz bir organizma var. 

O zaman, bizler de muhtemelen onarıcı hamlelerin yapılması ve masaya dönülmesine odaklanabilecektik. Hükümet de bunu er veya geç yapacaktı. 

Ancak Suriye ile bu işin kimyası bozulmuş, PKK ve HDP tamamen Kürt sorunundan ayrışmıştır. 

Dünyanın dizaynı için Ortadoğu’nun, Ortadoğu için Türkiye’nin dizayn edilmesi gerekir ve bu iki alanda da varlık gösteren, silah kullanan ve etkilemesi çok kolay tek diri yapıların başında PKK ve DAEŞ gelmektedir. PKK bu yola girmiştir ve HDP’yi arkasından sürüklemektedir. CHP’nin kaset komplosu ile kimyasına müdahale olduğundan Meclis’te HDP’nin yedeği durumundadır. MHP’de Bahçeli tasfiye edilirse üçlü tamamlanacaktır. 

Kılıçdaroğlu’nun “yüzde 60’lık blok” dediği şeyin açılımı budur, bir iç işgal denemesinin Meclis boyutudur. Bu tercihiyle CHP intihar etmiştir. 23 Nisan’da Can Dündar’ın verdiği alternatif resepsiyondaki o aile fotoğrafı unutulmayacaktır. 
Şimdi, tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi, Kolombiya’dan, Güney Afrika’dan, İrlanda modellerinden dem vurmak, araya bir ikinci ülke sıkıştırmaya çalışmak, “süreç kaldığı yerden aynen devam etsin” demek isteyerek veya ahmaklık sonucu bu planın parçası olmaktır. 

Sanki Sayın Erdoğan veya hükümet bu güruhtan daha az barışı arzuluyor. 

Burada önemli olan PKK ile Kürt vatandaşları birbirinden ayırmaktı. Yüz yıl önce çeteler ile Ermeni halkı İttihatçılar tarafından bir tutulmuş, çokkültürlü Osmanlılık bilinci kasti şekilde parçalanmıştı. 

Türkiye ilk kez bunu başarıyor. PKK ile hak ettiği şekilde mücadele verilirken, Kürt vatandaşlarımıza özen gösteriliyor, dile dikkat ediliyor. Geçen gün yayımlanan videoklip türünden sapmaları takip etmek, bu farkı koruma görevi de bizlerin boynunun borcudur. 

PKK artık Kürt sorununun bir parçası değil, Kürtler dahil bu ülkenin dirliğine operasyon yapan küresel bir organizasyonun tetikçisidir. PKK’yı artık Türkiye’ye değil, Suriye’ye bakarak anlayabiliriz. PKK sorunu artık Suriye’deki küresel oyunun bir parçası olarak algılarımızda yeni yerini bulmalıdır. 

Bu yüzden, bir yönüyle de aslında çözülmüştür.

Yorumlar1

  • cet 7 yıl önce Şikayet Et
    çözüm sürecine dönerse akp bizi kaybeder
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat