Biliyorsunuz, Pentagon’un yeni planı açıklandı.

Sınırımızın Suriye tarafında, SDG diye gerçek kimliği kamufle edilen ama aslında YPG/PKK’lılardan oluşacağını bildiğimiz 30 bin kişilik ordu konuşlandırmayı planlıyorlar.

Bu ordu ne yapacak?

PKK eliyle kurulmakta olan devlet oluşumunu Türkiye’den gelebilecek tehdide! karşı koruyacak.

Görmekte olduğumuz şey, Güney sınırlarımızda ABD eliyle yürütülmek istenen PKK kuşağı projesinin itirafnamesi gibi bir şey.

Bütün bunları gözümüzün önünde, gözümüze soka soka yapıyor olmaları da işin cabası.

Böyle durumlarda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, ‘filtresiz’ konuşmalar yaptığını biliyoruz.

Dün de öyle yaptı.

ABD yönetimine, Pentagon’a kitabın ortasından şu sözlerle tepki gösterdi:

“Şimdi Artık ABD ülkemiz sınırları boyunca bir terör ordusunu kurduğunu ikrar etmiştir. Bize düşende bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır.

Terör örgütünün üslerindeki bayraklarınızı kendiniz indirin ki o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım . Teröristlerin üniformalarındaki işaretlerinizi söküp alın ki, teröristlerle birlikte olanları da toprağa gömmek zorunda kalmayalım”

Daha ne demesini bekleyebilirdik ki?

Erdoğan, hayal kırıklığını ifade etmek için bundan daha güçlü hangi kelimelerle konuşabilirdi?

ÖNDEN ÖSO ARKADAN TSK

Erdoğan, ABD’ye dönük bu sert mesajlarının ardından Afrin ve Menbiç’e yapılması planlanan operasyonla ilgili de net konuştu:

Şöyle dedi:

“TSK en kısa sürede Afrin ve Menbiç meselesini Allah’ın izniyle halledecektir. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Harekat her an başlayabilir. Ardından da sıra diğer bölgelere gelecektir. Sınırlarımız boyunca değil 30 bin, tek bir terörist dahi bırakmayana kadar bu operasyonlar sürecektir.”

Cumhurbaşkanı bu kadar net konuştuğuna göre, bu durumda artık, Afrin ve Menbiç operasyonunun nasıl ilerleyeceğini konuşma vakti gelmiş demektir.

Operasyonun nasıl olacağı sorusuna cevap ararken, Fırat Kalkanı operasyonunun nasıl yapıldığını akılda tutmak, bizlere bir fikir verecektir.

Peki, o dönemde ne olmuştu?

Hatırlayalım.

TSK, havadan savaş uçaklarıyla, karadan da Obüs atışlarıyla Deaş hedeflerini vurduktan sonra, Özgür Suriye Ordusu karadan harekete geçmişti.

TSK bünyesindeki özel kuvvetler de doğrudan kara savaşının içinde yer almıştı.

Şimdi burada da benzer bir duruma tanıklık edebiliriz.

ÖSO GÜÇLENDİRİLDİ

Fırat Kalkanı dönemine göre Türkiye’nin elinde önemli bir imkan ve şans daha var.

O da şu:

Özgür Suriye Ordusu, hem eğitim bakımından hem de donanım bakımından güçlendirildi.

Türkiye ile birlikte hareket eden önce 10 bin kişilik, devamında 20 bin kişilik bir ordu kuruldu.

Bu birliklerin eğitimini TSK verdi, maaşını Ankara ödüyor.

Bu ordu şimdi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin desteğini arkasına alarak kendi topraklarını, kendi insanlarını kurtarmak için hareket etmeye hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin ve Menbiç’ten söz ettikten sonra ABD’nin sınır muhafızı olarak Fırat’ın Doğu’sunda kurmayı planladığı PKK ordusunun da hedefte olacağını söylüyor.

“Değil 30 bin, tek bir terörist bile bırakmayız” sözü tam da bu konuyla ilgili.

Bu da demek oluyor ki, Fırat’ın Doğu’sundaki PKK hedefleri de Türkiye’nin hedef alanında yer alıyor.

Ki, Erdoğan daha önce Kamışlı’nın, Telabyad’ın isimlerini zikrederek buralardaki YPG/PKK yapılanmasına “size orada da huzur yok” mesajını vermişti.

Güneyde, çok hareketli günler bizi bekliyor.

Hazırlıklı olmakta fayda var.