Bazen bir resim, kitaplar dolusu analizleri tek karede özetleyebilir.

İki ayrı sedyede yaralı olarak hastaneye getirilen iki Mehmetçiğin, birbirlerinin ellerini sımsıkı kavrayarak çekilmiş fotoğrafından söz ediyorum.

Bu fotoğrafın ileride Afrin harekatının sembol fotoğrafları arasında yer alacağı şimdiden belli.

Fotoğrafı MHP Osmaniye Milletvekili Doç.Dr. Ruhi Ersoy sosyal medyada şöyle bir notla paylaştı:

“Dün gece Afrin’de havan düşmesi sonucu yaralanan iki askerimiz kaymakamımızca karşılandı. Canları çok yanıyordu, yaraları fazla idi ama vatan sağ olsun diye sayıklıyor, birbirlerinin ellerini bırakmıyorlardı. İşte bu eller milli birlik ve kenetlenmenin adeta sembolü olmuştur”

Kararlılık, dayanışma, kader birliği, ölümüne bir ve beraber olma duygusu…

Bu anı tarif edecek daha onlarca kelime bulunabilir.

Ama gerek yok.

Fotoğrafın kendisi zaten her şeyi anlatıyor.

Ruhi Ersoy’la konuşunca, hikayenin fotoğrafa yansımayan göz yaşartıcı kısmının detaylarını öğrenmiş oldum.

Askerlerden birinin adı Ali, diğerinin ki Olcay.

Afrin cephesinde savaşırlarken PKK/YPG terör örgütü havan saldırısında bulunuyor.

Bizim haberlerde, köşe yazılarında kuru bir cümle olarak yazıp geçtiğimiz havan saldırısını ancak böyle bir saldırı ile karşılaşanlar bilir.

Mehmetçiğin birinin üzerinde koruma kalkanı var, ama diğerinin üzerinde o sırada kask dahil herhangi bir koruyucu materyal bulunmuyor.

Saldırı sırasında üzerinde koruyucu teçhizat bulunan Mehmetçik hiç tereddüt etmeden arkadaşının üzerine atılıyor.

Yani, kendi canını hiçe sayıp arkadaşını korumaya alıyor.

Şükürler olsun, ikisi de yaralı olarak kurtuluyor.

Bu göz yaşartıcı hikaye burada bitmiş değil.

Sağlık görevlileri iki Mehmetçiği ateş hattından aldıktan sonra ayrı ayrı hastanelere götürmeye çalışıyor.
İkisi de kendi durumunu düşünmeden diğer silah arkadaşının durumunu soruyor.

Ali, “Olcay nasıl” diye soruyor, Olcay, “Ali nasıl” diye.

Hassa Devlet Hastanesi’nde bu anı yaşayanlar iki yiğit askerin durumuyla ilgili tanıklıklarını şöyle anlatıyor.

"İkisi de yan yana sedyelerde yatıyordu. Birbirlerine 'Bak buradayız, yan yanayız yine' diye güç veriyorlardı. Biri diğerine 'Kanka hala çok yakışıklısın' dedi. Sonra ellerini birleştirdiler. O an çok duygusaldı. Çoğu insan gözyaşlarını tutamadı."

Sımsıkı şekilde kavuşturulmuş iki eli gösteren o fotoğrafın işte böyle bir hikayesi vardı.