Erdoğan vekil listeleriyle hangi riski aldı?

  • GİRİŞ23.05.2018 09:02
  • GÜNCELLEME24.05.2018 10:00

Pazartesi günü 24 Haziran seçimlerine katılacak siyasi partilerin milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim etmeleriyle birlikte seçim sürecinde yeni bir faza geçilmiş oldu.

Kişisel olarak, özel niteliklere sahip, istisnai isimler dışında milletvekili listelerinin seçim sonuçları üzerinde birinci derecede etkisi olmadığını düşünenlerdenim.

 

 

Seçmenin ekseri kısmı, Ankara’ya bakar.

Kimin, memleketin sorunlarıyla daha iyi baş edebileceğine, ya da daha iyi yönetim sergileyebileceğine bakarak, en kestirme haliyle “Bu ülkeyi kim yönetebilir” sorusuna kafasında bir yanıt bulduktan sonra tercihini yapar.

Yani, genel durum ve genel politikalar milletvekili aday listelerinden daha önemlidir.

Tabi, yeni sistemde yürütme Meclis içinden çıkmayacağı için milletvekili seçiminde seçmenin elinin bu defa daha rahat olacağını da hesaba katmak gerekiyor.

O yüzden seçim sonuçlarını etkileyen ‘birinci faktör’ olmamakla birlikte milletvekili aday listelerini hepten önemsiz görmek de yanlış olur.

Kanaatimce Ak Parti açısından Pazartesi günü YSK’ya teslim edilen listelerin ana fikri şudur:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, seçimler sonrası için planladığı Kabine kurgusunu da riske ederek, Meclis seçimleri için olabilecek en güçlü listeyi oluşturdu.

“Liste nasıl bir akılla oluşturulmuş” sorusunu sorunca şu yanıt karşımıza çıkıyor:

“Önce Meclis çoğunluğu için en güçlü listeyi bir çıkaralım, bu iddiamızı seçmene bir gösterelim, Bakanlar Kurulu işine daha sonra vakti gelince bakarız”

LİSTEDE YER ALAN 5-6 İSME DİKKAT

Ak Parti’nin milletvekili listesinde Erdoğan’ın A Takımında olduklarını bildiğimiz, seçimleri kazanması halinde Kabine’ye alacağını düşündüğümüz 5-6 isim var.

“İyi ama” diyeceksiniz,

“Milletvekili olan bakan olamıyor ki. Bu sorun nasıl çözülecek?”

Haklısınız.

Erdoğan’ın aldığı siyasi riskten söz ederken üzerinde durduğum nokta tam da burası oluyor.

Aynı soruyu yani, “Acaba listeler nasıl bir akıl yürütülerek oluşturulmuş” sorusunu sorduktan sonra, burada da şöyle bir mantık kurgusuyla hareket edildiği düşünülebilir:

1-Seçimler bittikten sonra, 24 Haziran akşamı çıkan tabloya bakılacak.

Eğer Meclis aritmetiği müsait olursa, yani, rahat bir çoğunluk elde edilirse, sorun yok.

Erdoğan Kabine’ye almak istediği, benim en az 5-6 olarak değerlendirdiğim isimlere “Vekillikten istifa edin” diyecek.

2-Peki, ya Meclis’teki Ak Parti çoğunluğu bu istifaları göze alamayacak kadar sınırda bir yerde çıkarsa ne olacak?

Mesela diyelim ki 305 milletvekili çıktı.

Ne olacak?

Bugünden bakınca öyle bir durum için üç seçenek var gibi görünüyor. Ya, nasılsa MHP ile ittifak kararlılığımız devam ediyor denilip, yine rahat bir şekilde hareket edilir.

Ya, benim en az 5-6 olarak öngördüğüm sayı daha da azaltılır, ya da herkes yerinde kalır.

EKONOMİDEN SORUMLU BAKANLARIN DURUMU NE OLACAK?

Mevcut Kabine’de yer alıp da milletvekili listelerine giremeyen 5 bakandan 3’ü ekonomi yönetiminde görev alan isimlerden oluşuyor.

Mehmet Şimşek, Nihat Zeybekçi, Naci Ağbal…

Listeler açıklandıktan sonra bu üç ismin seçimlerden sonra durumu ne olacak sorusu herkesin aklına düşmüş durumda.

İçinde bulunduğum ortamlarda iki türlü yorum da yapılıyor.

Yani, bu üç isim milletvekili olamayacağı gibi, bakan da olamazlar diyenler de var, yok, hayır Erdoğan bu üç bakanı mutlaka yeni Kabine’ye düşündüğü için listeye koymadı diyenler de.

Her iki şıkkın da yoruma açık olduğunu belirtmekle birlikte üçüncü bir seçenekten de ben bahsedeyim.

Tayyip Bey, Şimşek, Zeybekçi ve Ağbal’ı ‘rezerv pozisyonunda’ tutup, kararını 24 Haziran sonrasına da bırakmış olabilir.

Döviz piyasalarındaki anormallik, özellikle iş dünyası için milletvekili listelerinden daha fazla dikkat çekici bulunuyor olmalı.

Dün akşama doğru dolar 4,65 TL ile, Avro 5,47 ile yeni rekorlar kırdı.

4’ten, 5’ten sonraki rakamlar her gün onar onar yükseliyor.

Niye böyle oluyor?

Dış kaynaklı faktörler de var, iç kaynaklı faktörler de.

Bu ayrı bir yazı konusu.

Bugünkü yazıyla olan alakası, listeye girenler ve giremeyenler bağlamında ekonomi yönetiminin nasıl oluşacağı, nasıl bir ekonomi politikasıyla yola devam edileceği sorularının bundan sonrası için çok daha değerli hale gelmiş olması.

yenişafak

 

Yorumlar5

  • Ruhi 5 yıl önce Şikayet Et
    Naci Ağbal aday adayı olmadı ki aday olabilsin yada olamasın. Seçim sonrası Maliye Bakanı olacağı an itibariyle kesin. Şu an ki karar bu ileride ne olur onu bilemeyiz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • cengiz ak 5 yıl önce Şikayet Et
    Reisin şu an ki ekonomi bakanlarının en ez biri nerdeyse 16 yıldır ekonominin kalbinde muhtemelen seçimden sonra aynen bakanlıklarına devam edicekler; şöyle düşünün her yeni değişimde gelinen makama birde ısınma süreci var ve şu an ki ekonominin durumunun buna zamanı yık ama değişmesi muhtemel merkez bankası başkanı olmalıdır birde ekonomiden sorumlu üst düzey bürokratlar ayrıca bunların iletişim hareketleride takip edilmelidir bakalım baraj nerden sızdırıyomuş...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Hekim 5 yıl önce Şikayet Et
    Dikkat! Tayyip üzerinden oy olan millet vekilleri bu sefer aynı hesapları yapmasın! Bu yüzden milletvekili seçimleri ilk kez bu kadar önemli...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • gokhan 5 yıl önce Şikayet Et
    çok rahat konuşuyorsunuz.
    Cevapla
  • Adem 5 yıl önce Şikayet Et
    %10 Seçim Barajı uygulamasında Saadet ve diğer düşük oy oranına sahip partilerin oyları boşa gidiyor ve bu %30-40 bandında oy alan Ak Parti'nin meclis çoğunluğunu almasını sağlıyordu. Fakat bu ittifak sistemi ile girilecek seçimde Saadet Partisi gibi partilerin bir oyu bile boşa gitmeyecek, karşılığı olacak. Bu da demek oluyor ki düşük oy oranı ile mecliste çoğunluğu Ak Parti sağlayamayacak. Tayyip Erdoğan Başkan seçilecek ama mecliste çoğunluk sağlanamayacağı için sistem kitlenecek, yasama faaliyeti yerine getirilemeyecek. Kendi elleri ile kendi ayaklarına sıktılar. Yazık çok yazık.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat