Babasız geçen ikinci bayrama dair notlar

.

  • GİRİŞ22.08.2018 08:54
  • GÜNCELLEME22.08.2018 13:30

Son iki bayramdır hanemizde hüzün var.

Üniversite yıllarının bir bölümünü ve yurtdışında bulunduğum bir yılı saymazsak, aklımın erdiği aşağı yukarı 35 senedir her Ramazan Bayramı'nda, her Kurban Bayramı'nda aksatmadan tekrarlanan ‘bayram rutinimiz’ bu yıl öndersiz kaldı.

 

 

Önderimiz derken rahmetli babamı kast ediyorum.

Bu 35 yıllık rutinden biraz bahsedeyim müsaadenizle…

Gün, bayram namazı vaktinden çok daha önce, sünneti evde, farzı cemaatle Uzun Şıh Camii'nde kılınmak üzere ayarlanan, babam tarafından çalınan uyandırma ziliyle, yani “Haydi oğlum” komutuyla başlardı.

Uzun Şıh Camii bizim Konya/Taşkent için pergelin iğneli ayağı gibidir.

Öbür ucuyla bir daire çizdiğinizde burası zaten tam ortaya denk gelir.

Dedelerimizin, onların dedelerinin ve onların dedelerinin dedelerinin hepsinin ortak hafızasını temsil eder burası.

Ankara’da Kale’ye giden yoldaki Aslanhane Camii’ni bilenler gözünde canlandırabilir.

Mimari açıdan aynısı diyebilirim.

Normal namaz vakitlerinde burada bir saf bile cemaat olmazken, bayram namazlarında dışarıdan gelenlerin de etkisiyle dolar taşar.

Günlük hayatında namaz niyaz işleriyle pek ilgisi olmayan, hatta “Benim o taraklarda bezim yok” dediklerine şahitlik ettiğimiz insanların bile bayram namazı için Uzun Şıh Camii'ne gelmesi, bende hep taaccüp/mutluluk karışımı duygular bırakmıştır.

Bayram rutinimizin devamında kabir ziyaretleri var.

Yörüklerin dilinde “Belen” yukarısı anlamına gelir.

Ama ahaliden kimse bunun böyle bir anlamı olduğunu bilmez.

Zaten bu kelimenin günlük kullanımda, böyle bir anlamı olup olmadığını düşünmeyi gerektirmeyecek kadar ağır, ciddi bir karşılığı vardır.

Demem o ki, ölenlerin çoğu oraya gömüldüğü için, Belen deyince insanların aklına mezarlıktan başka bir şey gelmez.

Bayram rutinimizin önderi, yani rahmetli babam tevekkül ehli bir insandı.

Son 10 yıldır dedelerimizin, ninelerimizin kabirlerini her ziyaret edişimizde, yerini parmağıyla gösterir, “Hak vaki olunca beni buraya defnedersiniz” derdi.

Bizim birader bir keresinde boş bulunup “İnşallah” diye mukabele ettiği için birkaç bayram boyunca mevzu bile olmuştu.

Son iki bayramdır kabir ziyaretini annemle birlikte yapıyoruz.

Babamdan sonra annemiz tutunacak yeni dalımız oldu.

Ama şimdi de o yerini gösterip vasiyet etmeye başladı.

Sanki bu işin bir sırası varmış gibi!

Sanki sırayla gitmenin bir garantisi varmış gibi!

Annem vasiyet moduna geçince, “Allah gecinden versin” diyoruz.

Babam büyük bir boşluk bırakıp gitti hepimizin hayatından.

En fazla annemin, devamında biz çocuklarının, torunlarının…

Baba olmayınca eve yeni bir direk gerekiyor.

Ama henüz öyle bir direk bulabilmiş de değiliz.

İki bayramdır, her bayramlaşma anında bu eksiklik evde bulunan herkesin ortak hüznü haline dönüşüyor.

Bir boşluk, bir yarım kalmışlık hali.

Umutla, dualarla cennetteki bir buluşma anına verilen randevu gibi bir şey.

Nerede, bir yerlerde okumuştum.

Bayramda babasız olmak, savaşta komutansız kalmak gibi bir şeymiş.

Şimdi bu durumu biz iki bayramdır ‘ayne’l yakîn’ yaşıyoruz.

İnsan anlıyor ki, bu işin bir yaşı falan da yok.

Kaç yaşında kalırsanız kalın, babasız kalınca mahzun bir örtü bürüyor üzerinizi.

Üzerinize devrilmiş olan dağı doğrultup üstünüzden atmanız ne kadar zor ise, bu da o kadar zor bir şey işte.

Ama hüzünlü olmak, bir bilinmezlik içerisinde duygudan duyguya savrulmak anlamına da gelmiyor tabii ki.

Her şeyden önce inançlarımız var.

Öte dünyadan, beri dünyadan haberdar olan, yeryüzünün gelmiş geçmiş en sadık habercisinin müjdeleri var.

Ölenlerin ziyarete gelenlerin geldiğinden haberdar olduklarından, okunan Fatihalardan haberdar olup sadece cevap veremediklerine dair rivayetler var.

Geçen Ramazan Bayramı sabahı olduğu gibi, bu bayram sabahı babamı kabrinde ziyaret edip, bizim ziyaretimizden haberdar olduğu inancını içimizde taşıyarak, dua ettik.

Bu şekilde aşağı yukarı 35 yıllık rutinimizi ikinci defa babam olmadan yerine getirmiş olduk.

Öncelikle yaşına bakmaksızın bayramı babasız geçirenler olmak üzere, herkesin, hepinizin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum.

Yorumlar2

  • Hatip 5 yıl önce Şikayet Et
    Allah rahmet eylesin tüm ölmüşlerümize.
    Cevapla
  • leo 5 yıl önce Şikayet Et
    Allah gani gani rahmet etsin. birde babasiz buyuyen ben gibileri dusunde sukret haline en azindan hatiralari var.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat