Reuters haber ajansı, ABD’nin Türkiye’den, S-400 hava savunma sistemlerinin teslim alınmasının 2020’ye kadar ertelenmesini istediğini yazdı.

Ajansa konuşan üst düzey bir Türk yetkili ise, “S-400’leri Temmuzda alacağız. Konumumuz değişmedi” açıklamasını yaptı.

Geçen hafta Ankara’ya gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile yapılan görüşmelerin en önemli kısmını da aynı konu oluşturmuştu.

Ankara, NATO üzerinden S-400 konusunda ABD Başkanı Trump’ı rahatlatacak ya da Türkiye’nin lehine bir yerde pozisyon alması için eline koz verebilecek bir rapor hazırlanmasını istiyordu.

Türkiye’nin satın alacağı S-400 sistemi, belli koşulların sağlanması halinde (Bunu Identification of Friends or Foe/dost düşman tanımının NATO sistemine uyarlanması biçiminde anlayabiliriz) NATO için sorun teşkil etmez diyen bir rapor.

Geçen hafta, NATO’dan böyle bir rapor isteneceğini, görevi icabı bu sürecin tam ortasında yer alan ama isminin kullanılmasını istemeyen bir kaynağa atfen burada dillendirmiştik.

Aynı kaynağa yeni durumu, daha doğrusu yeni çıkan haberleri de sorduk.

Washington’un S-400 füzelerinin alımının 2020’ye ertelenmesi talebinin doğru olup olmadığını, doğru ise buna Ankara’nın cevabının ne olduğunu.

Şöyle bir cevap geldi:

“Bize bir yazılı teklifte bulundular. Ama ertelemeyle ilgili yeni bir durum yok.”

Sorumuza aldığımız yanıt bu ve bundan ibaret.

Daha fazla detay yok yani.

En azından şu an için.

Ama sadece bu ifadelerden bile, ABD’nin S-400 işinden Türkiye’yi vazgeçirmek için muhtemelen erteleme talebini de içeren ‘yazılı bir teklifte’ bulunduğunu, “Yeni bir durum yok” sözlerinden ise, Ankara’nın bu talebe de direnç göstermekte olduğunu anlıyoruz.

S-400 meselesinin Türkiye ile ABD arasında geri dönüşü olmayan bir krize dönüşmesinin en fazla mutlu edeceği ülkenin Rusya olduğunu tahmin edersiniz.

Rusların bu füzeleri uygun fiyatlarda ve Türkiye’nin diğer bütün taleplerini de karşılayacak bir anlaşma çerçevesinde satma kararının arka planında siyasi içerikli bir takım hedeflerin olduğunu biliyoruz.

Nihai hedefi Türkiye’nin NATO sisteminin dışında kalması olan bir strateji ile hareket ediyor Moskova.

Dün Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır ile görüşen Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, “Direnmeye devam” çağrısı yapar gibiydi.

Görüşmeyi takip eden gazetecilere şöyle dedi Rus büyükelçi:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda net açıklamaları var. Kendisi anlaşmanın imzalandığını söyledi. Türk basını ve Türk kamuoyu da Türk Cumhurbaşkanı’nın bu son derece net açıklamalarına güvenmeli ve itibar etmeli.”

ABD tarafı Türkiye’nin S-400 hava sistemini getirip konuşlandırması halinde F-35 savaş uçaklarını teslim etmemekle tehdit ediyor.

İkisi birden olmaz, birini tercih edeceksiniz diyorlar.

Mesele sadece bundan ibaret değil tabii.

İşin arkası yaptırım tehditlerine kadar uzatılıyor.

Daha önce askeri çevrelerden aldığımız bilgiyi aktarmıştık.

ABD Savunma Bakanlığı üzerinden, 30’un üzerinde kalemden oluşan, içinde F-16 parçalarının gönderilmemesi tehdidinin de bulunduğu bir ‘yaptırım listesi’ Ankara’ya ulaştırılmıştı.

Türkiye ise, mesele bir takım teknik soru işaretlerinden ibaret ise, S-400 füzelerinin NATO sistemi ya da F-35’lerin gizli bilgilerine ulaşıp ulaşamayacağını tartışacak bir heyet oluşturalım diye öneriyor.

Geçen hafta bu öneri Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu tarafından bir kere daha dillendirildi.

Ancak, karşı tarafın bu öneriye olumlu baktığına dair herhangi bir işaret gözükmüyor.

S-400 meselesinin erteleme talebini içeren haberlerle gündemde olduğu bir sırada, Washington’dan konuyla doğrudan ilişkili olduğu çok belli olan bir görüşme haberi geldi.

Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı David Hale ile bir araya geleceği haberi.

Acaba bu randevu yeni bir durum üzerine mi gelişti?

Yoksa rutin hareketliliğin bir parçası mı?

Büyükelçi Kılıç, ABD’nin S-400’ler 2020’ye ertelensin talebine Türkiye’nin yanıtını vermek için bu görüşmeyi ayarlamış olabilir mi?

Ankara’daki kaynağımız ‘yazılı bir tekliften’ söz ettiğine göre yazılı metinde tek maddelik bir öneri olduğunu düşünmek zorlaşıyor.

Belki de ABD’nin bu yeni önerisi üzerine yeni bir müzakere süreci başlıyordur.

Takibe devam…

YENİ ŞAFAK GAZETESİ