Erdoğan’a o soruyu sordum bakın nasıl cevap verdi

  • GİRİŞ11.03.2020 10:53
  • GÜNCELLEME11.03.2020 11:05

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü Brüksel’e günübirlik bir ziyaret yaptı. 

 

 

Erdoğan bir süre önce Korona virüsünden korunmak için “Bir süre tokalaşmayalım” çağrısı yapmıştı.

Uçakta bunu uygulamalı hale getirdi.

 

 

Heyet üyeleriyle birlikte bizim bulunduğumuz bölümden geçerken elini kalbinin üzerine götürerek (bana göre böylesi daha hasbi duruyor) selamlaştı.

Brüksel’e giderken evden ‘veba salgınının’ kol gezdiği topraklara gider gibi uğurlandık.

“Aman çabuk gidin gelin”, “Aman insanların arasında dolaşmayın” “Aman ellerinizi sık sık yıkamayı ihmal etmeyin” gibisinden içeriğinde endişe barındıran cümleler.

Telefonla konuştuğum annem benim kadar Reis-i Cumhur için de endişeliydi.

“Söyle başka zaman gitsin oralara” dedi.

Doğrusunu isterseniz ‘Veba salgını’ teşbihi abartılı sayılmaz.

Uçakta giderken, Belçika’da 200 kişinin Korona’ya yakalandığı, virüsün ölümlerin de olduğu Fransa’dan buraya zıpladığı konuşuluyordu.

Bir yandan elime dökülen koruyucu sıvıyı, başına miğfer takan asker duygusuyla ovuştururken, diğer yandan arkadaşları teskin etmek için mahallenin sakin abisi rolüne soyunup “Merak etmeyin bu hastalık Türklere bulaşmıyormuş” diye takıldım.

Şeytan kulağına kurşun!

Brüksel’e inince daha önce belki 20 defa geldiğim bu kasvetli şehir beni yine benzer duygularla karşıladı.

20 yıl önce geçici oturum izni almak için gittiğim devlet dairelerinden birinde yüzüme bakmadan konuşan, “Söylediklerimi ikinci defa tekrarlamayacağım” diye horozlanan görevli aklıma geldi.

Zaten Brüksel’in hakim rengi olan gri bulutlar biz şehre indikten hemen sonra hızlıca üzerimizde toplanmış “Size gün yüzü yok” der gibi yukarıdan caka satıyordu.

Normal zamanlarda genelde batıdan doğuya gidenler için yapılan “Aman kalabalık yerlerde bulunmayın”, “Aman otelden gerek olmadıkça çıkmayın” “Aman içeceklerinize buz atmayın” türü seyahat uyarılarının bugünlerde tersine dönmesi…

Burası da manidar değil mi?

HAVALİMANI DEĞİL SEBZE HALİ GİBİ BİR YER

Akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmeleri devam ederken vakitlice uçağa ulaşmamız için erkenden havalimanına doğru yöneldik.

Havalimanının daha çok bir sebze haline benzeyen (bizimkileri beğenmeyenlere nazire olsun) bölümünden geçip uçağa döndük.

Tur uçağı Türkiye hava sahasına girdikten sonra soru cevap faslı için Cumhurbaşkanı’nın bulunduğu ön tarafa davet edildik.

Erdoğan, “Bugün hem İdlib’deki durumu hem de mülteci meselesini ele almak için Brüksel’e geldik” diyerek günübirlik gezinin amacını özetledi.

Benim aklımda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçen hafta Meclis Grup konuşmasında kullandığı, rastgele söylenmediğini düşündüğüm sözler vardı.

Cumhurbaşkanı’na o soruyu sordum.

Kılıçdaroğlu, “İlk kez 20 Temmuz sivil darbesinden sonra ordunun emir ve komuta zinciri yoktur arkadaşlar. Genelkurmay Başkanının hiçbir yetkisi yoktur. Hiçbir Kuvvet Komutanı, Genelkurmay Başkanına bağlı değildir. Yaşanan perişanlık, devlet aklının kaybolma perişanlığıdır” demişti.

Önceki haftalardan birinde de HSK’ya “Hakimler ve Savcılar Alçak Kurulu” diye hakaret etmişti.

Biraz uzun olmakla birlikte önemli bulduğum için Erdoğan’ın soruma verdiği yanıtı paylaşmak istiyorum:

“Bay Kemal bir defa ne Milli Savunma Bakanlığımızı tanıyor ne TSK’yı tanıyor. Buralardan cahil kalmış birisi. Bir defa TSK’nın yapısı belidir. 2014 itibarıyla Avrupa Birliği çerçevesinde TSK’nın Milli Savunma Bakanlığına bağlanma süreci vardır. Tabi bu o zaman yerine getirilmemiştir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Milli Savunma Bakanlığı mevcut şekle dönüştükten sonra da TSK Milli Savunma Bakanlığımıza bağlanmıştır ve şu anda da faaliyetlerini bu şekilde yürütmektedir. Kuvvet Komutanları ise Genelkurmay Başkanımıza bağlıdır. Herhangi bir değişiklik söz konusu değildir ve Genelkurmay Başkanımız aynı temsil kabiliyetine sahiptir. Gerektiğinde ABD Genelkurmay Başkanı ile de Rusya Genelkurmay Başkanı ile de görüşme yapmaktadır. Yine katılması gerekli olan uluslararası toplantılara -örneğin NATO toplantıları- o katılmaktadır. Bu adam bunların hiçbirini takip etmiyor. Nerede, ne oluyor, ne bitiyor, kim, nerede haberi yok; çünkü derdi başka. Bütün derdi, acaba biz ülkenin kurumsal yapılarıyla nasıl oynarız, bunları nasıl yıpratırız.”

“İkinci boyutu ise HSK’ya yaptığı yakıştırma… Sen bu tür yakıştırmaları yaparsan, tabi HSK da yargı da seninle ilgili olarak gerekli neyse o muameleyi yapacaktır. Bana göre geç bile kalıyorlar. Anayasanın hakim maddesine göre, bırakın hakareti ima bile edemezsin. Bunlar imanın ötesine geçip hakaret ediyorlar. Söylenmesi gereken çok şey var ama bu zatı çok da muhatap almak istemiyorum.” 

Yeni Şafak

Yorumlar8

  • Galip 4 yıl önce Şikayet Et
    AB aşığı CHP Avrupa'da aynı, hiçbir genelkurmay siyasi kararlar dışında hareket edemez. Milletini bu kadar küçük görerek masal anlatma.
    Cevapla Toplam 24 beğeni
  • hasan 4 yıl önce Şikayet Et
    öyle bir memleketteyiz ki köpekleri salmışlar taşları bağlamışlar Allahtan basimizda degiller
    Cevapla Toplam 50 beğeni
  • Hakan 4 yıl önce Şikayet Et
    Kılıçdaroğlu bu cümleleri cahilliğinden kurmuyor. Bilerek ve isteyerek kuruyor, kurduruluyor.
    Cevapla Toplam 58 beğeni
  • AbdulKadir 4 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler sn Mehmet ağabey. Tarif ettiğiniz bu usulleri danışmanlarından veya şakşakçılarından değilde sn. Kılıçdaroğlu'nun da burdan okuyup öğrenmesi gerekir.
    Cevapla Toplam 19 beğeni
  • Besiktasli 4 yıl önce Şikayet Et
    Kilictar oglu icin tek gercek baskanlik koltuguna oturmak. Devlet millet hizmet ifade etmiyor onun icin
    Cevapla Toplam 21 beğeni
  • Abdullah 4 yıl önce Şikayet Et
    Kılıçdaroğlu bu topluma hiçbir bağı olmayan tamamen gayri milli bir adamdır. Bu Aziz milletin değerlerine düşman bir adam
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat